Huzur ve bereket gelecek

04:0015/07/2025, Salı
G: 15/07/2025, Salı
Ali Saydam

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde sizce “Kaç tane kırılma noktası vardır?” Bence beş tane sayılabilir: 1 . Kurtuluş Savaşı ve Atatürk inkılapları, 2 . Tek partili dönemden demokrasiye geçiş ve 1950 seçimleri, 3 . Kıbrıs harekâtı, 4 . 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi ve 5 . Terörsüz Türkiye projesi. İletişim uygulamaları üç aşamada ele alınır: Öncesi, sırası, sonrası… Terörsüz Türkiye projesinin öncesinde Robert Cialdini ’nin ünlü kitabına adını verdiği ‘Pre-Suasion’ (Ön-İkna) uygulamalarında hayli zayıf

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde sizce “Kaç tane kırılma noktası vardır?” Bence beş tane sayılabilir:
1
. Kurtuluş Savaşı ve Atatürk inkılapları,
2
. Tek partili dönemden demokrasiye geçiş ve 1950 seçimleri,
3
. Kıbrıs harekâtı,
4
. 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi ve
5
. Terörsüz Türkiye projesi.
İletişim uygulamaları üç aşamada ele alınır:
Öncesi, sırası, sonrası…
Terörsüz Türkiye projesinin öncesinde
Robert Cialdini
’nin ünlü kitabına adını verdiği ‘Pre-Suasion’ (Ön-İkna) uygulamalarında hayli zayıf kaldığımızı söyleyebiliriz.
Cumhurbaşkanı’nın
Kızılcahamam’daki
AK Parti
toplantısında yaptığı kritik konuşmasıyla başlattığı
sırası
dönemi ve hemen arkasından gelmesi gereken
sonrası
için şartlar gayet uygundur. Yeter ki, ilgili kişi ve kurumlar üstlerine düşen iletişim görevlerini hakkaniyetle yerine getirsinler.

Cumhurbaşkanı’nın özellikle vurguladığı konuları hatırlamakta yarar var.

1
. On bin güvenlik görevlisinin şehit olduğu, 50 bin sivil halkın telef edildiği çatışmaların durmasıyla
huzur
, bugüne kadar milletin cebinden çıkmış 2 trilyon dolara yakın harcamanın milletin cebinde kalacağı için
bereket
gelecektir.
2
. Türk, Kürt ve Arap milletlerinin arasında ne zaman nifak çıksa, çok büyük zararlar gördüler, bağımsızlıklarını kaybettiler ve ekonomik güçlerini yitirdiler. (Bazılarını da bu
üç millet yaklaşımı
hayli rahatsız etmiş)
3
. Türkiye’nin her yeri
Türk bayraklarıyla
donatılmalıdır. (Cumhurbaşkanı yeni başlayan bu sürecin güçlü bir şekilde desteklenmesini ve içselleştirilmesinin altını çizmektedir)
4
. İstanbul, Hatay, Ankara gibi Halep ve Şam da bizim
ortak şehrimizdir
. Irak’taki Kürt kardeşimizin de Suriye’deki Kürt kardeşimizin de meselesi ortak meselemizdir. (Burada Türkiye’nin bölgesel bir güç ve baş aktör olduğu vurgulanıyor)
5
. Mecliste kurulacak yeni
komisyonda
AK Parti, MHP ve DEM bir araya gelecekler. (Komisyondan beklenti hem anayasa değişikliği, hem uyum yasaları, hem de kırılma noktası sonrası gerekli olan diğer yasal düzenlemeler)

Cumhurbaşkanı’nın müthiş bir retorik ile dile getirdiği aşağıdaki tespit salonda dakikalarca alkışlandı. Yeter mi? Yetmez!.. Başta bakanlıklar, tüm ilgili kurumlar bu büyük kırılma noktasının mana ve ehemmiyetini Türk, Kürt ve Arapların içselleştirmesini sağlamalılar: “Malazgirt zaferi, Kudüs’ün fethi, İstanbul’un fethi, Çanakkale savunması, İstiklal Savaşı ve daha nicelerini gösterdiği gibi, atlarımızın rüzgârı Çin Denizi’nden Adriyatik’e serin esintiler yaydı. Ne zaman ayrıldık; kaybettik, yenildik. Ne zaman ittifak yaptık, o zaman tarihe istikamet çizdik.”

Fırsat hızla krize dönüşebilir

Amerikalı etkileyici (influencer) Speed’in (gerçek adı Darren Jason Watkins Jr. imiş) dile kolay 42 milyon takipçisi var. Son yılların en ünlü internet karakterlerindenmiş. Speed’in yayınladığı içeriklerden biri, ziyaret ettiği ülkelerde yaptığı IRL (In Real Life - Gerçek Hayattan) yayınları…

Speed’in son adresi Türkiye’ydi. Büyük fırsat… Üstelik en çok ilgiyi ve izlenmeyi İstanbul ziyaretinde almış. Sekiz saatte 500 bin, 24 saatte ise 10 milyon izleyiciye ulaşmış.

Speed’in yayını ile birlikte ciddi bir kriz de tetiklendi. Galata Kulesi’nde İngilizceyi “Tarzanca düzeyinde” bile konuşabilen bir görevliye rastlayamamıştı. Oradaki kişi cep telefonundan ‘translator’ (çeviri) programıyla anlaşmaya çalışıyordu. Speed’in kendisine yönelttiği “Buranın tarihini biliyor musun?” sorusunu, “I don’t know” (bilmiyorum) diyerek büyük şaşkınlık yaratmasını da yayınına yansıtmıştı. (https://shorturl.at/pU5Iv)

Bir ülkenin ‘Soft Power Index’ (Yumuşak Güç İndeksi) sıralamasındaki yerini olumsuz etkileyecek bir yayın olmuş.

Konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi X’te bir açıklama yayınladı. Diyorlar ki: “Görüntülerde yer alan kişiler güvenlik görevlisidir; görevleri ziyaretçi güvenliğini sağlamak ve yönlendirme desteği sunmaktır. Tarihi bilgi aktarmak bu personelin sorumluluğu değildir.”

Bu açıklama kimseyi tatmin etmez. 1. O İngilizce bilmeyen kişi hiç de güvenlik görevlisine benzemiyor. 2. Diyelim ki güvenlik görevlisidir, o zaman İngilizceyi aslanlar gibi konuşan personeli -ki bakanlık bünyesinde bu tür görevliler mebzul miktarda vardır- niye göreve çağırmaz? 3. Böyle bir turistik merkezdeki görevliler neden Galata Kulesi’nin tarihinin her ayrıntısını bilenler arasından seçilmez?..

Kriz iletişimi yönetiminde temel ilke şudur: krizi doğuran söylem hangi kanaldan hangi şiddetle geliyorsa, ona benzer etkili bir kanaldan benzer bir şiddette yanıt vermek gerekir. Örneğin, siz 45 milyon takipçisi olan bir etkileyiciyi bulur ona sizin söylemlerinizi en sağlam şekilde ifade ettirirsiniz. X’ten izahat odaklı mesaj yayınlayarak olmaz yani…

Velut kültür insanları

Bugün iki ilginç kişi ve eserlerinden söz etmek istiyorum. İkisi de son derece velut (verimli, doğurgan); ikisi de olanla yetinmeyip sürekli kendisini geliştiren iki düşünce adamı.

Prof. Ahmet Albayrak. Kendisini hasbelkader üyeliğine atandığımız Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu’nda yakından tanıma fırsatı buldum. TRT Yönetim Kurulu Başkanıydı. Özgeçmişine baktığınızda gencecik sayılacak bir yaşa ne kadar çok şey sığdırmış olduğuna şaşmamak elde değil. Ahmet bey resimlerini hayranlıkla izlediğim bir ressam. 20 yıllık üretimini sadece elli adet bastırdığı, olağanüstü nitelikli ve farklı bir anlayışla ciltlenip hazırlanmış ve imzalanmış sanatçı kitabında toplamış.

Albayrak, 14-28 Temmuz arasında Antwerp’de düzenlenen bienale katılıyormuş. İnşallah en kısa zamanda Türkiye’de bir sergisine gitmek nasip olur. Bundan sonra herhâlde resimlere ayıracak daha çok vakti olacaktır.

Sözünü etmek istediğim ikinci velut entelektüel ise Dr. İlhami Fındıkçı. Son yayınladığı kitabın adı ‘İnsanın Anlamı’… Olağanüstü iddialı bir söylem. İnsanın en büyük arayışı, en çetrefilli açmazı, bitmek bilmeyen kaygısı… Fındıkçı konuyu pek çok farklı perspektiften ele almış… Akademik yanı ağır basan bu kitabı tek bir cümle ile özetlemek mümkün olmasa da Fındıkçı’nın yaklaşımını özetleyen şu ifade vurgulanmaya değer: “İnsan yaşamının odağında yer alması gereken temel ağırlık merkezi sevgidir”.

#Siyaset
#Silah Bırakma
#Ali Saydam