2005 yılında Danimarka gazetesi Jyllands-Posten'da Peygamber efendimiz ile ilgili yakışıksız karikatürlerin yayınlanmasının ardından büyük bir tartışma ortaya çıktı. Tabii olarak Müslümanlar, peygamberin resmedilmesine yönelik sınırlama ve hiciv sınırlarını aşan hakaretler gerekçesiyle ciddi bir protesto ortaya koydular. Gösteri başta olmak üzere boykot seçeneklerinin de masada olduğu bu aşamada, bir bütün olarak Müslümanların hassasiyeti test edilmiş oluyordu.
Bu test aşamasında, konu siyasi olduğu kadar kültürel bağlama yönelik bir tartışmayı da beraberinde getirmişti. Daimi bir kültürel üstünlükçülük üzerinden karikatürleri savunan ve bunun liberal ve özgürlükçü Batı değerleri açısından makul bir çerçeve olduğu iddia edenler, protestoların anti-modern bir çizgiye sıkıştıklarını ve özgürlükleri sınırlandıklarını ifade ettiler.
Bu çerçeveye ek olarak siyasi cepheden gelen yaklaşım da kültürel baskıyı tahkim etmeye dönük bir söylem alanı inşa etmişti. Örneğin dönemin Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, karikatürleri eleştiren ve konu hakkında kendisiyle görüşmek isteyen on bir İslam ülkesinin büyükelçisinin görüşme taleplerini geri çevirmişti. Rasmussen’in tepkisinin yanı sıra birçok Danimarkalı Bakanın karikatürleri paylaşarak yayıncılara destek olmaları, Müslümanlar açısından büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı.
Son yıllarda aşırı sağ ve popülist siyasetin bir yansıması olan yabancı karşıtlığı ve özelde İslamofobi, Batı’da yaşayan Müslümanlar açısından ciddi sorunlara yol açmaktadır. İş hayatından eğitim dünyasına kadar açık biçimde gözlemlenen bu olgunun özgürlükler üzerinden meşrulaştırılması ise çok açık bir hak ihlali. Batı’da son dönemde istatistiklerle kayda alınan bu tür İslamofobik eğilimlerin, görsel ve basılı basın-yayın organlarındaki karşılığı olağanüstü seviyelere ulaşmış durumda.
2000’lerde kültürel alanda yaşanan değişimle birlikte, merkez-çevre ilişkilerinin dönüşümüne paralel olarak ortaya çıkan yeni tarz, özellikle başörtüsü serbestisi konusunda bu saldırganlığını sürdürmüştür. Biraz daha geriye gittiğimizde, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik konusundaki ısrarı döneminde, Turhan Selçuk’un başörtüsü üzerinden karikatürize ettiği üyelik perspektifi dün gibi akıllarda. Benzer biçimde, Selçuk’un Cumhuriyet gazetesinde uzun yıllar sergilediği İslam karşıtı performans ile Gırgır ve Penguen gibi dergilerde görünür olan İslamofobik eğilimler, bu konudaki önemli örnekler.
Uzunca yıllar boyunca icra edilen bu tür bir karikatür yayıncılığının, Türkiye’nin dönüşümüne ayak uyduramadığı açık bir gerçek. Nitekim Türkiye, son yıllarda din-devlet ilişkilerini belirli bir bağlama oturtmuş ve katı laikliğin yanlış pratiklerinden arındırılmış bir sistem inşa etmiştir. Özgürlükler üzerinden tahkim edilen bir vasatı provoke eden Leman’ın bu karikatürü, aykırı olduğu kadar arkaik de.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.