Milli Savunma Bakanlığı dedi ki… “Suriye, Türkiye’den (savunma ve terörle mücadele kapsamında) resmi destek talep etti.” Suriye’de yeni bir aşamay ı işaret eden bu önemli açıklamanın değinilmesi gereken birden fazla boyutu var… Suriye’nin destek talebini -öğrendiğim kadarıyla- Birleşmiş Milletler (BM) üzerinden iletmesi ayrı… Ankara’nın, yeni durumda diplomasiyi sert güçle destekleyeceği mesajı ayrı… Suriye’ye verilecek askeri desteğin niteliği ayrı… Terörle mücadele ve İsrail konusu ayrı ayrı irdelenmeyi
dedi ki… “Suriye, Türkiye’den (savunma ve terörle mücadele kapsamında) resmi destek talep etti.”
Suriye’de yeni bir aşamay
ı işaret eden bu önemli açıklamanın değinilmesi gereken birden fazla boyutu var…
Suriye’nin destek talebini
-öğrendiğim
kadarıyla- Birleşmiş Milletler (BM)
üzerinden
ayrı… Ankara’nın, yeni durumda
diplomasiyi sert güçle destekleyeceği
mesajı ayrı… Suriye’ye verilecek askeri desteğin niteliği ayrı… Terörle mücadele ve İsrail konusu ayrı ayrı irdelenmeyi hak ediyor. Değineceğim. Ama önce bir çerçeve çizmem gerekiyor.
Bir. Esad düştükten sonra Ankara dikkatli bir politika izledi.
Yaklaşımını ABD, Avrupa ve bölge ülkeleriyle senkronize etti.
Amaç, kimsenin dışlanmadığı bir denklem kurmak, Suriye’nin istikrar kazanmasını, uluslararası sisteme entegre olmasını sağlamaktı. SDG’ye Şam’la konuşması, anlaşması için diplomatik kapı açıldı. Bu faz, diplomasi fazıydı. Bir hayli yol alındı da denebilir. Şam’a yaptırımlar kaldırıldı. HTŞ terör listesinden çıktı. Önceki gün Suudi işadamları Suriye’de yatırım görüşmeleri yaptı.
İki.
dedi ki… “Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde.” Bu kapsamda Ankara-Şam güvenlik anlaşması beklentisi vardı. Hatta İsrail, Suriye’nin güneyinde,
Türkiye’nin askeri üs kuracağını ileri sürerek, Suriye ordusuna ait
üsleri
Netanyahu’nun Washington’a giderek Trump’la görüştüğünü, Türkiye’nin Suriye’de artan nüfuzundan endişesini dile getirdiğini,
ABD Başkanı’nın da buna karşılık “Makul ol” uyarısı yaptığını
hatırlıyorsunuz. Şam’la güvenlik anlaşması beklentisi vardı ancak talep Suriye’den gelmeliydi. Şam ise kendi göbeğini kesebileceği düşüncesindeydi (İsrail Şam’ı vururken bir dostum “Hâlâ Ankara’dan yardım istememelerine şaşırdım” demişti.)
Üç. Daha önce yazdık. İsrail, zayıf komşular ister. Bu kapsamda, Suriye’yi dört nüfuz alanına bölmek istiyor. Kendi payına Suriye’nin güneyi düşecekti. Dürzilerin hamiliğine soyunarak bölgenin silahsızlandırılmasını istiyordu. Daha önce bazı denemeler yaptı. Ancak ABD’nin baskısıyla karşılaştı. Ve Şam’la masaya oturdu (Umman, Bakü görüşmeleri.) Ama bu stratejisinden hiç vaz geçmedi.
SÜVEYDA DÖNÜM NOKTASI OLDU
Son günlerde yaşananlar hassas dengelerde kırılmaya yol açtı:
Bir.
30 PKK’lı silah yaktıktan sadece
üç
gün sonra Süveyda karıştı.
İsrail saldırıları nedeniyle Şam, ülkenin güneyine asker sokamadı. Bölge silahsızlandı. Süveyda’nın Şam’a hangi düzlemde entegre olacağı belirsiz. Bu SDG’nin iştahını kabartıyor.
İki. SDG, ayrılıkçı gündemini sürdürüyor. Kendilerini Terörsüz Türkiye sürecinin dışında tutuyorlar.
Trump’ın temsilcisi Barrack,
Mazlum Abdi ile görüştü. Deniyor ki…
Şam’la
uzlaşması için iki ay süre verdi.
SDG iki ay içinde bu adımı atmazsa,
SDG’ye gönderilen paranın kesileceği söyleniyor.
SDG “federasyon” söyleminden vazgeçti. Ama “
Ademi merkeziyetçi bir yapı istiyoruz”
diyor (İkisi de aynı anlama geliyor). Süveyda’dan sonra daha açık konuşuyorlar.
çıkıyor. Bakan Fidan’ın “
,
” çıkışı bu yüzden.
Üç.
İsrail’le
aynı pozisyonda değil ama onu durduracak bir adım atmıyor.
Trump, Şam saldırısını televizyondan öğrenmiş, hemen Netanyahu’yu aramış. Rahatsızmış. Güzel. Ama sorunu çözmüyor.
Dört. Şara, ip üzerinde yürüyor. Bir yanda tabanı… Diğer yanda ülkenin birliği, uluslararası desteğin sağlanması… İsrail Şara’yı şeytanlaştırmaya, mümkünse ortadan kaldırmaya çalışıyor. Süveyda krizi Suriye Cumhurbaşkanını sarstı. Şara’nın alternatifi yok. Yokluğu öngörülmez gelişmelere kapı aralayabilir.
ANKARA VE ŞAM’IN YENİ POZİSYONU
Bu gelişmeler Şam’ı ve Ankara’yı pozisyon değişikliğine itti. Yeni pozisyonun ilk işaretini
verdi. “(Suriye’deki gruplara) Bölmeye giderseniz, müdahale ederiz” dedi. Ardından MSB açıklaması geldi. Analiz edelim:
Bir.
Suriye’nin güvenlik talebini BM
üzerinden
Bu, Türkiye’nin Suriye’de terörle mücadele ve istikrar bağlamında atacağı her türlü adımı uluslararası hukuk bağlamında tahkim ediyor. Bu talebe olumlu yanıt verilecek.
İki. Bu adımın SDG’ye, Suriye’yi bölmeye çalışan aktörlere mesaj taşıdığı açık. Mesajı şöyle özetleyebiliriz:
Şimdi
üzerine
.
Buyrun, konuşmaya devam edelim.
Üç. Bu açıklamadan hemen sonra…
, Suriye’ye gidecek değil. Suriye’deki gelişmeler yakından takip ediliyor. Davet üzerine, Suriye ordusuna eğitim, danışmanlık konusunda teknik destek verilecek.
Kalabalık bir Suriye heyeti bu hafta IDEF’teydi
. Türk savunma sanayii ürünlerini yakından inceleme fırsatı buldular.
Dört. Türk askeri Suriye’de üs kuracak mı? Eğitim ve danışmanlık faaliyetleri Suriye ordusuna ait üslerde yapılabilir.
Beş. Suriye’de yaşanan son gelişmelerden sonra, ABD’nin ülkeden çekilme takviminde bir değişiklik var mı? Hayır, yok. Ülkedeki üs sayısını 9’dan 1’e indirecekler. Belki, ikinci bir üssü de ellerinde tutarlar.
EUROFIGHTER’DA İNDİRİM BEKLİYORUZ
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in,
İngiliz mevkidaşı ile
imzaladığı mutabakat muhtırası kritik. Konu Eurofighter alımı. Uçakların alımında artık hiçbir pürüz kalmadı.
Ankara, karşı taraftan fiyat indirimi bekliyor.
İndirim gelirse bu kez Ankara’dan karşı teklif gidecek. Süreç hızlanacak. 40 adet Eurofighter, Türkiye’nin hava kasını güçlendirecek.
#Politika
#Diplomasi
#Yahya Bostan