Azerbaycanlı siyasetçiler, iki ülkenin hava ve kara kuvvetlerinin katılımıyla yapılan tatbikatın, iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin daha ileriye taşınmasında temel oluşturduğu görüşünde hemfikir.
Tatbikatın, Ermenistan'ın 12 Temmuz'da gerçekleştirdiği saldırıların hemen sonrasında yapılmasının NATO'nun en güçlü ordularından Türk ordusunun Azerbaycan'a askeri desteğinin açık göstergesi olduğunu vurgulayan Aliyev, "Ermenistan, Türkiye ve Azerbaycan'ın ortak tatbikat gerçekleştirmesinden tedirgin. Koordineli hareket ve tecrübe paylaşımı iki kardeş ordunun gücüne güç katıyor" dedi.
Aliyev, Ermenistan'ın provokasyonlarının ardından Türkiye'nin gösterdiği tepkinin ve Azerbaycan'ın haklı tutumunun en üst düzeyden savunulmasının iki ülkenin "bir millet, iki devlet" olmasının açık örneğini teşkil ettiğinin altını çizdi.
Vatandaş Hemreyliyi Partisi Genel Başkanı Milletvekili Sabir Rüstemhanlı, Türk ordusunun Azerbaycan'da gerçekleştirdiği tatbikatın 1918'de Kafkas İslam Ordusunun Azerbaycan'a gelişi ile kıyaslandığını ve sevinçle karşılandığını belirtti.
Tatbikatın dünya tarafından Ermenistan'ın Tovuz'da gerçekleştirdiği saldırılara Türkiye'nin yanıtı şeklinde değerlendirildiğini söyleyen Rüstemhanlı, "Ermenistan sadece Azerbaycan'ı değil Türkiye'yi de tehdit ediyor. Ermeniler tüm dünyada Türkiye aleyhine propaganda yürütüyor. Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tanımıyorlar ve toprak iddialarında bulunuyorlar. Türkiye'nin doğu bölgelerinin kendilerine ait olduğunu iddia ediyorlar. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye ve Azerbaycan'ın birlikte hareket etmeleri dışında yolu yok" şeklinde konuştu.
Rüstemhanlı, "Türkiye ve Azerbaycan'ın askeri tatbikatı hem askeri açıdan hem de kardeşliğimizi göstermesi bakımından manevi açıdan değer taşıyor. Aynı zamanda büyük siyasi anlam taşıyor. Bu dünyaya bir mesajdır." ifadelerini kullandı.
Azerbaycan Milli Diriliş Hareketi Partisi Genel Başkanı Ferec Guliyev, Azerbaycan ve Türkiye arasında derin bir entegrasyon oluşturulması ve diğer Türk devletlerinin de bu sürece dahil olması gerektiğini söyledi.
İki ülkenin İslam ve Türk geleneklerine dayanan bir birlik oluşturmasının zaruri olduğunu vurgulayan Guliyev, "Ortak savunma gücü oluşturmamız lazım. Artık ortak bir ordu kurmamız lazım. Bu adım atılmalıdır. Türkiye tüm kaynaklarını, SİHA'larını, silahlarını, tüm savunma sanayisini Azerbaycan'ın emrine verebileceğini ilan ediyorsa biz de tüm kaynaklarımızı Türkiye'nin emrine verebilmeliyiz. Ortak tatbikatımız tüm bunlar için bir temel oluşturuyor" dedi.
Guliyev, tatbikatların eğitim özelliği taşımanın yanı sıra aynı zamanda psikolojik bir unsur da olduğunu ifade ederek, "Hem Türk hem de Azerbaycan halkı tatbikatları memnuniyetle karşıladı. Bu iradeyi de dikkate alarak artık ortak ordu ve konfederasyon üzerinde düşünmenin zamanı geldi. Konfederasyon bağımsızlığın kaybedilmesi değil, birlikte olabilmek becerisidir. Ermenistan'ın armasında Türkiye topraklarında bulunan Ağrı dağı var. Onlar Türkiye topraklarından da hak iddia ediyorlar. Onlar bizi tek hedef olarak görüyor. Biz de onlara birlikte karşı koymalıyız" görüşünü paylaştı.
Azerbaycan AK Parti Genel Başkanı Tural Abbaslı, Ermenistan'ın gerçekleştirdiği saldırının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmakla Tük yöneticilerin tam ve açık desteğinin, ardından da tatbikatların Azerbaycan'ın Ermenistan ve destekçilerine karşı yalnız olmadığını kanıtladığını söyledi.
Azerbaycan ve Türkiye'nin tarihten gelen kardeşlik bağlarının bu iki ülkeyi doğal stratejik müttefik yaptığını dile getiren Abbaslı, "Ortak tatbikat, sadece Ermenistan'a değil tüm dünyaya Türkiye ve Azerbaycan'ın birliğini gösterdi. Bu iş birliği ve ortaklığın daha da gelişeceğini, iki ülke arasındaki askeri, siyasi ve ekonomik ilişkilerin yeni aşamaya geçeceğini umuyorum. Güçlü Türkiye, güçlü Azerbaycan, güçlü Azerbaycan da güçlü Tükiye demektir. Ülkelerimizin politikası bu ilkelere dayanmalıdır " diyerek sözlerini noktaladı.