Oyunbozan

04:008/04/2025, Salı
G: 8/04/2025, Salı
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Beyzanur Yılmaz - Eğitimci – İlahiyatçı Yazar

Çocukken yaşamışızdır. Bir arada mutlu, hevesle ve heyecanla bir oyuna başlayıp, devamında birisinin ya da birilerinin oyuna çomak sokup oyunbozanlık yapması ile yaşadığımız o hissi…

Ne hissiydi bu?

Hayal kırıklığı mı? öfke mi? Yarım kalan heves mi? Ya da tam başaracakken bir anda çukura düşmüş olmak gibi mi?

Hangisi?

Velhasıl, çocukken öğreniyoruz bu duyguların ne demek olduğunu, birbirinden farklı insan figürlerini ve en önemlisi dünyanın oyunbozanlar ile çevrili olan gerçek yüzünü…


HİCRETE KADAR BİRAZ SEKİNET

Büyüdükçe biraz daha anlamlandırıyoruz gerçekleri… Birlik, beraberlik, samimiyet duygularının çocuklukta daha saf kalıp, herkesin kendi kabuğuna çekilerek “ben” dediğini duyduktan sonra görüyoruz oyun oynayan yüzlerin gerçekliğini…

Oysaki tek isteğimiz çocukken olduğu gibi o masum duyguların hala varlığını sürdürmesi… Bir arada mutlu, sevgi, saygı, barış ve hoşgörü içerisinde yaşayarak ömrün vardığı yere kadar gitmesi…

Ötekileştirmemek, benim tarafım, senin tarafın derdine düşmemek, bizlere emanet edilen bu şanlı kutsal topraklarda oyunbozanlık yapmadan huzurla yaşamaya devam edebilmek çok mu zor geliyor bizlere, meçhul…

Bir de küresel dünyanın oyunbozanlığı var tabii… Artık oyunbozanlıktan da öte bir barbarlık ve canavarlık örneği… Sadece sevgi, barış ve huzurla yaşamak ve orada bir dünya hayat o güzel insanların dünyasına vahşi canavarların girerek dur durak bilmeden, acımasızca ve hukuksuz devam ettiği barbarca bir oyunbozanlık bu…

Bize kalmayacak bir dünya için kendimizi bu kadar oyunbozan bir pozisyona sokmak da akıl kârı değil esasında… Ne için bu kadar çaba? Bir avuç toprak mı? Makam mı? Şöhret mi? İdeolojik temelli bir dava mı? Yoksa tatmin olmamış duyguları tatmin etme arayışı ile gelen bir mücadele mi?

Cevabı her ne olursa olsun, fâniyiz… Bu bile tek başına yeterli bir kavram bizler için. Fâniyiz ve bir gün oyunbozan bu dünyadan göçeceğiz. Bu hicrete kadar biraz sekînet ve sulh içerisinde kalabilmek, mızıkçılık ve oyunbozanlık yapmadan oyuna devam etmek meziyeti lazım sadece…


DÜNYAYA HASR-I NAZAR

Tarihî kaynaklar ve yazarların ifadeleri doğrultusunda hem geçmiş dönemlerde hem de iştirak ettiğimiz içinde bulunduğumuz ahir zaman asrında görüyoruz ki, dünyaya “hasr-ı nazar” duygusu, insanlara fıtrattan konulmuş aslî bir duygu olmakla birlikte, bu duygunun cüz’î irade ile iyi veya kötü yönetilmesi insanın dünya ve ahiret hayatını şekillendirir. Dalalet içerisinde boğularak oyunbozanlığı maharetmiş gibi sergileyenler ile oyunları bozulan ve sadece müreffeh yaşamak isteyenlerin olduğu bir dünyada, herkesin kendi ahiret tarlasını bu dünyada inşa ettiğini bilmeden sanki dünyada bâki kalacakmış gibi oynayanlara şahit oluyoruz. Ancak biliyoruz ki, bu oyunlar bitmez ve her asırda olduğu gibi şimdi de devam etme derdinde… Zira insan bu… Bu dünyayı güzelleştiren iyi amalleri çokça olanlar var olduğu gibi kötü nitelikleri Kur’an- Kerim de de zikredilen ve dünyayı kötüleştirenler de var. Onlar ki; her dönemde gölge arketipini gösteren ve bundan gocunmayan; dünya benim, insanlık benim, bütün güç benim ve benim, benim, benim… benim olması için de gereken her şeyi insanlık dışı da olsa yaparım diyen açlık halindeler… Bunu derken de onu Yaratan’ı unutan nisyan içinde bir tavırdalar…

Gönle yerleştirilerek okunulduğu ve düşünüldüğü takdirde Rabbimiz'in bu dünyanın oyun olduğunu zaten bizlere bildirdiğini görüyoruz. Nitekim şu Ayet-i Kerime her zaman tüylerimi ürpertir:

“Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi…” (Ankebût Suresi 64))

Vesselam.


#mutluluk
#heves
#heyecan