İsrail’in 7 Ekim 2023’ten itibaren Gazze’ye yönelik saldırıları, sadece bölgedeki çatışmaları değil, dünya çapında insani ve siyasi sonuçları derinleştiren bir süreç haline geldi. Bu saldırıların etkileri, sivil kayıplar, altyapı yıkımı, kamu kurumlarının tahribi ve geniş çaplı göç hareketleri gibi birçok boyutu kapsıyor. Bunun yanı sıra, İsrail’in Lübnan, Suriye ve Yemen’e yönelik saldırıları da bölgedeki çatışmanın yayılmasına neden olduğu gibi savaşın bölgeye yayılmasına zemin hazırladı.
İsrail’in 2023’ün son çeyreğinde Gazze’ye yönelik başlattığı operasyonlar, büyük çaplı askerî harekâtlar, yapay zekanın kullanımı ile noktasal hedefler ve hava saldırıları şeklinde gelişti. 2024 yılı itibariyle kesintisiz devam eden bu saldırılar, Gazze’de büyük bir insani krize ve ciddi kayıplara yol açtı. Bir yıl içerisinde Gazze’deki sivil kayıpların sayısı 42 bini buldu. Bunların önemli bir kısmını çocuklar ve kadınlar oluşturdu. 96 binden fazla insan çeşitli yaralanmalar sonucu hastanelerde tedavi görüyor. Bir yıl içerisinde yüz binlerce Filistinli yerlerinden edilerek Gazze içinde ya da dışına göç etmek zorunda kaldı. BM verilerine göre, yaklaşık 500 binden fazla insan zorla yerinden edildi.
Bir yıl içerisinde İsrail hava saldırıları ve topçu ateşi sonucu 15 binden fazla ev yıkıldı ya da kullanılamaz hale geldi. Bu durum, bölgedeki konut krizini derinleştirdi. Gazze’deki elektrik şebekeleri, su altyapısı ve hastaneler büyük oranda tahrip edildi. 6 büyük hastane, İsrail’in hava saldırıları nedeniyle ya tamamen işlevsiz hale geldi ya da ciddi hasar gördü. Ayrıca, su kaynakları ve arıtma tesisleri de saldırılar sonucu kullanılamaz duruma geldi, bu da halkın temel ihtiyaçlara erişimini zorlaştırdı.
BM verilerine göre, 200’den fazla okul saldırılarda zarar gördü ya da tamamen yıkıldı. Eğitim faaliyetleri büyük ölçüde durma noktasına geldi. Gazze’de tarım, sanayi ve ticaret altyapısı büyük oranda yıkıldı. İsrail ablukası altında olan Gazze’de bu saldırılar ekonomik krizi daha da derinleştirdi ve işsizlik oranı yüzde 50’nin de üzerine çıktı. Saldırılar sonucu özellikle çocuklar ve kadınlar üzerinde ciddi travmalar oluştu. Travma ve stres bozukluğu vakaları büyük bir artış gösterdi.
İsrail’in Gazze dışındaki diğer cephelerde de askeri operasyonlar düzenlediği görülmektedir. Lübnan, Suriye ve hatta Yemen gibi bölgelerde de İsrail’in operasyonları devam etmektedir. Bu saldırılar, bölgede daha geniş çaplı bir çatışma ihtimalini güçlendirmekte ve bölgesel istikrarı sarsmaktadır. İsrail, Lübnan›da Hizbullah›a yönelik hava saldırıları düzenlemiştir. Bu saldırılar, Hizbullah›ın İsrail sınırına yakın bölgelerdeki askeri varlığını hedef almış Lübnan hükümetine göre, bu saldırılar sonucu; Hizbullah’ın önemli liderleri ve 30’dan fazla Lübnanlı sivil hayatını kaybetmiş, Hizbullah’ın askeri altyapısında büyük çaplı tahribat yaşanmış, Lübnan’ın sınır bölgelerinde yaşayan halk, saldırılar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Lübnan Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Ekim 2023’ten beri İsrail bombardımanı sonucu 127’si çocuk, 261’i kadın olmak üzere yaklaşık 2 bin kişinin öldüğü ve yaklaşık 10 bin kişinin de yaralandığı duyuruldu.
Suriye’de ise İsrail, İran destekli milis grupların ve Hizbullah güçlerinin varlığını gerekçe göstererek birçok hava saldırısı gerçekleştirmiş, bu saldırılar, Suriye’deki iç savaşı daha da derinleştiren unsurlar arasında yer almıştır. Saldırılar sonucunda İran destekli milislerin kontrol ettiği askeri üslerde büyük hasar meydana gelmiş, Suriye’nin hava savunma sistemleri hedef alınmış ve ülkenin askeri altyapısı büyük ölçüde zayıflatılmıştır. Suriye hükümeti, İsrail’in saldırılarının, ülkenin iç savaştan sonra toparlanmasını daha da zorlaştırdığı görüşündedir.
İsrail’in Yemen’deki saldırılarına bakıldığında ise; İran destekli Husi güçlerine yönelik operasyonlar şeklinde gerçekleşmiştir. Bu saldırılar, İran’ın bölgedeki nüfuzunu zayıflatma amacı taşıyan daha geniş bir stratejinin parçası olarak görülmektedir. Yemen’deki saldırılar sonucunda Husi güçlerinin silah depoları ve askeri üsleri hedef alınmış, saldırılar ile sivil halk arasında ciddi kayıplara neden olmuştur. BM raporlarına göre, 20’den fazla sivil bu operasyonlarda yaşamını yitirdi. Yemen’deki insani kriz daha da derinleşti, yardım kuruluşları saldırılar nedeniyle bölgeye erişimde hala zorluk yaşıyor.
İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonlarının bir yıllık bilançosu, bölgedeki insani krizin derinleştiğini, sivil halkın ciddi zarar gördüğünü ve altyapının büyük oranda yıkıldığını göstermektedir. Lübnan, Suriye ve Yemen’deki operasyonlar ise İsrail’in bölgedeki güvenlik stratejisini genişlettiğini ve özellikle İran destekli güçlere karşı agresif bir tutum benimsediğini ortaya koymaktadır.
Bu saldırılar, yalnızca askeri sonuçlar doğurmakla kalmamış, aynı zamanda bölgedeki sosyo-ekonomik dengeleri de altüst etmiş ve insani krizleri derinleştirmiştir. Bölgedeki uzun vadeli barış umutları, bu tür operasyonlar nedeniyle büyük ölçüde zayıflamış ve uluslararası toplum tarafından acil bir çözüm arayışı gerektirmektedir.
İsrail’in saldırılarının yarattığı bu tahribatın bölge halkı üzerinde uzun süreli etkiler bırakacağı, özellikle insani yardıma olan ihtiyaçların artarak devam edeceği görülmektedir.