|

Muvatta İHdad (Matem) Hadisleri

- Muvatta
Kitaplar
Muvatta
Konu Başlıkları
İHdad (Matem)
İHdad (Matem) Hadisleri
4208-

Bana Zeyneb Bintu Ebi Seleme şu üç hadisi haber verdi: Dedi ki: "Babası Ebu Süfyan İbnu Harb vefat edince, Resulullah (sav)'ın zevce-i pekleri Ümmü Habibe'nin yanına girdim. (Ben yanında iken) Ümmü Habibe içerisinde sarı renk bulunan bir sürünme maddesi (tiyb) getirtti, bu haluk veya bir başkası idi. 

Ondan bir cariyeye sürdü, sonra da yanaklarına süründü. Sonra dedi ki: "Vallahi benim sürünüp süslenmeye ihtiyacım yok. Ancak Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işittim: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına, bir ölü üzerine üç geceden fazla matem tutması helal olmaz. Fakat kocası müstesna, ona dört ay on gun matem tutar." Zeyneb dedi ki: "Kardeşi öldüğü zaman Zeyneb Bintu Cahş (ra)'nın yanına girdim. O da bir tiyb istedi ve ondan süründü. Sonra dedi ki: "Doğrusu, vallahi sürünmeye bir ihtiyacım yok. Ancak Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işittim: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına..." diye başlayan önceki hadisi aynen zikretti." Zeyneb (üçüncü rivayetinde) dedi ki: "Annem Ümmü Seleme'yi işittim, diyordu ki: "Bir kadın Resulullah (sav)'a, gelerek: "Kızımın kocası öldü. Gözünden de hasta, gözüne (ilaç niyetiyle) sürme çekebilir miyiz?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Hayır!" dedi. Kadın iki veya üç sefer aynı talebte bulundu. Aleyhissalatu vesselam her seferinde "Hayır!" dedi ve sonuncuda ilave etti: "Onun matem müddeti dört ay on gündür. Cahiliye devrinde sizden biri, sene başına mayıs atardı." [Ravi Humeyd der ki: "Zeyneb'e "Senenin başına mayıs atma" nedir?" diye sordum] Zeyneb (ra) dedi ki: "Kocası ölen bir kadın hıfş (denen hücre)'ına çekilir, en kötü elbisesini giyer, üzerinden bir yıl geçmedikçe tiyb sürünmez (yıkanmaz, tırnak kesmez, hiçbir temizlik ameliyesinde bulunmaz, sonra bir yıl tamam olunca berbat bir manzara ile çıkar)dı. Sonra ona bir hayvan getirilirdi. Bu eşek veya koyun veya bir kuş olabilirdi. Bu (hayvanı önüne sürmek suretiyle iddet halini) kırardı. İddetini kırmada kullandığı hayvan hemen hemen ölürdü. Sonra (iddetten) çıkardı, kendisine mayıs verilirdi, o da bunu [önüne] atardı. (Böylece evlenmeye helal olurdu.) İşte bundan sonra tiyb ve diğer (süslenme ve başka) şeylere müracaat ederdi."
Talak 46;
47;
60;
Cenaiz 31;
Talak 58 (1486-1489);
Talak 101;
(2;
596-598);
Talak 42;
(2299);
Talak 18;
(1195;
1196;
1197);
Talak 61;
(6;
201);
60;
(6;
205);
4210-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kocası ölen kadın sarıya boyanmış veya kırmızıya boyanmış elbise giymez, zinet takınmaz, kına yakınamaz, sürmelenemez, başını tararken kokulu madde kullanamaz, başını sidre ile kaplar. 

"
Talak 46;
(2304);
Talak 65 (6;
203);
Talak 104-108 (2;
598;
600);
4211-

Tuleyha el-Esediye, Reşid es-Sakafi'nin nikahı altındaydı. Reşid, Tuleyha'yı boşadı. 

Kadın, iddeti içerisinde iken evlendi. Hz. Ömer (ra), ona da kocasına da değnekle çokça vurdu ve aralarını ayırdı. Sonra şunu söyledi: "İddeti içerisinde hangi kadın evlenirse, onun evlenen kocası, gerdek yapmamış bile olsa araları ayrılacak ve kadın, önceki iddetinden geri kalan kısmı tamamlayacak. Sonra ikincisi, taliblerden bir talib olacak. Eğer erkek; kadınla gerdek yapmış idiyse, araları ayrılır, kadın önceki iddetini tamamlar. Sonra ikinciden dolayı yeniden iddet bekler. Bunlar ebediyyen evlenemezler." İbnu'l-Müseyyeb der ki: "Erkek, kadını kendine helal addettiği için ona tam mehir öder."
Nikah 27;
(2;
536);
4212-

Safiyye Bintu Ebi Ubeyd, kocası İbnu Ömer'den iddet beklerken gözlerinden hastalandı. Gözleri nerdeyse çapaklanıyordu, yine de sürme çekmedi. 

Talak 107;
(2;
599);