
7 Ekim 2023 yılından beri Gazze'de İsrail tarafından başlatılan kapsamlı soykırım, dünyanın farklı bölgelerinde protesto ediliyor. Soykırıma açıktan ve dolaylı yoldan destek veren markalar ise boykot listesine alınıyor. 14 senedir animasyon sektöründe yapımlar yapan Selime Kundakçı Gazze'deki katliamı ve boykotu gözler önüne seren 'LA' isimli bir klip hazırladı. "Bireysel boykotun artık lafı bile edilmeyecek görev olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullanan Kundakçı, klipte soykırım ordusuna öğün desteği sağlayan McDonals, Amazon, Stabucks gibi markalara atıf yapıldı.

14 senedir animasyon sektöründe yapımlar yapan Selime Kundakçı Gazze'deki katliamı ve boykotu gözler önüne seren 'LA' isimli bir klip hazırladı. Klipte soykırım ordusuna öğün desteği sağlayan McDonals, Amazon, Stabucks gibi markalara atıf yapıldı. Dünyanın en büyük fast-food restoran şirketi McDonald's’ın İsrail şubesi, Gazze’ye düzenlenen saldırılarda görev alan İsrail askerlerine ücretiz yemek dağıtacağını duyurmuştu. McDonald's İsrail şubesinin 10 Ekim’de Instagram sayfasından yapılan paylaşımda, askerlere hamburger dağıtıldığı görüntülerine ve “sadece askerlere hizmet eden 5 şube açtık. Her gün yaklaşık 4 bin öğünü ücretsiz vereceğiz” mesajına yer verilmişti. Mesleğini soykırımı anlatmak için kullanacak Kundakçı, hazırladığı klipin ortaya çıkış hikayesini Yeni Şafak'a anlattı.

LA nasıl ortaya çıktı?

Bir yandan kıyametin ortasında canını, malını, her şeyini feda eden asil insanlar, diğer yanda Avrupa'da İsrail'in silah fabrikalarına gece baskın düzenleyip milyon dolarlık zararlar veren müthiş aksiyonerleri, arabasına beton döküp fabrika girişinde sabitleyenleri ve hiçbir araç, silah, insan giremediği için o beton yığını kırılana kadar günlerce fabrikanın çalışamayıp zarar etmesine sebep olanları, yangın tüpünü devasa bir boya spreyine dönüştürüp boykot mağazalarını sabaha kadar "parçası oldukları soykırımı suratlarına çarpacak" şekilde kıpkırmızıya boyayıp baş belası olanları, bir yandan çıplak ayakla tarihi kulelere tırmanıp asalet bayrağı asanları, Trump'ın golf sahasını basıp ortasına devasa bir "Gazze satılık değil" yazısı püskürtmeleri, -22 derecede konsolosluk önünü doldurup en sağduyulu seslerle sağırları rahatsız edenleri görünce "Ben boykot ürünü almıyorum" deyip bununla yetinmeyi kendimce yeterli bulamıyorum.
Pek çok kişi için pekala yeterli olabilir ama özellikle medya sahasındaki biri için bu affedilemez gibi geliyor. Daha fazlasını yapma sorumluluğunuzun varlığını inkar edemiyorsunuz. Torunlarıma aksiyon verecek daha fazla cevabım olmalı.
'Sen ne yaptın?' sorusu LA'yı ortaya çıkardı
Hala daha LA gibi bin tane eser yapsam, bunları yetersiz bulmaya devam edeceğim.Çünkü soykırıma maruz kalan insanlar muazzam insanlar. Onlar bu dünyanın görüp görebileceği en büyük nimetlerden; ve bana savaşın ortasında öğrettiği binlerce dersten pay almaya çalışıyorum.
Onlara olan hayranlığım, bir "Türk" olarak mahcubiyetim, insan olarak susmak bilmeyen sorumluluk duygum, sürekli kalbimin ekranında seyrettiğim o "Sen ne yaptın?"ın yankılandığı hesap günü sahnesi, yurtdışındaki aksiyonerlerin soylu öfkesi, LA'yı ortaya çıkaran en büyük motivasyonlarımdan.
Boykot markalara klipte atıf yapıldı
LA’yı yaparken özellikle boykot markalarının asla eski sloganlarını bir daha anımsatmayacağının vurgusunu yapmak istedim. Ne kola markası artık bize Ramazan sofralarını hatırlatacak ne de kirlenmek artık güzel olacak. Bu minvalde markaların isim, logo ve sloganlarını manipüle etme yoluna başvuruldu LA’da. Bu şekilde Nestle artık “Nest-Lie (yalan yuvası)”, Coca-Cola artık “coca-collapse(çöküş)” , Starbucks artık “Scarbucks (yara)” , Ariel artık “Arihell(cehennem)” yahut Netflix artık “Badflix” diye okunuyor sağduyulu insanlar tarafından.Ve tüm bu markaların artık ölümden ve kanına girdikleri binlerce masumdan başka bir şey hatırlatmadıklarını ve maddeten çöküyor olduklarını da alaycı bir dille ele almaya çalışıyor LA. Bu yüzden Nestle’nin logosuna serçeler değil akbabalar konuyor artık. Bu süreçte kendilerini kurtarmak için çırpınan bu markaların yeri geldiğinde nasıl indirimlerle çalkalandığını, zombiler gibi cama yapışıp eski müşterileri arzuladıklarını fakat o büyük sağduyuyu yenemediklerine de yer veriliyor. Bu aşamada yapmaktan en gurur duyduğum sahne, yazın en sıcak gününde kendilerine sinsi bir yalvarmayla yaklaşan Algida kamyonunu muazzam bir kararlılıkla kovalayan yurdumun güzel çocuklarının sahnesiydi. LA’ya ilham oldukları için ne kadar teşekkür etsem az. Çünkü tüm dünyada verilen gerçek mücadeleleri gösterdiği için LA’da her sahnede bir ülke buluyorsunuz ve kesinlikle Türkiye, gurur duyduğumuz o sahne. Bunun dışında yurtdışında sıkı takipçisi olduğum PalAction ekibinin İsrail'in en büyük silah fabrikası olan Elbit system’e karşı yürüttükleri olağanüstü mücadeleye de ellerinde yangın tüpünden çevirdikleri meşhur boya spreyleri ile yer verdik.Bir gece ansızın fabrikaya ellerinde çekiçlerle pencereden dalıp Elbit’i Hellbit’e çeviren ve milyon dolarlık zararlara sebep olan bu gizli kahramanların organizasyon yeteneği aslında daha fazla sahne hak ediyor.

Marvel'a da atıf yapıldı
Boykot sadece alışveriş reyonlarında değil, sanatta da mevzu bahis olduğundan Marvel’e de değindik. Marvel Avengers’ta İsrail’li bir karakteri tüm işlenen suçlara rağmen hala kahraman gibi lanse ettiğinde, dünyadaki sağduyulu uyanık kitleler tarafından boykot edilmişti. LA’nın ilgili sahnesinde bunu gösteriyoruz. Artık bu gibi sahte kahramanların varlığına karşı uyanan yeni nesil, kendi kahramanlarına yönelecek zihin diriliğine erişmiş durumdadır. O çocuk artık bir hayal ürünü sahte kahramanlar tatmin olmayacaktır. Onun kahramanı artık, kendisini susuz bırakan düşmanından suyunu esirgemeyen ve esir takasında alnı öpülen karizmatik Kassam, süper kahraman kıyafeti uzun paltosu olan sandaletli mücahitler, sözleriyle düşmanı lime lime eden Ebu Ubeyde, ve bitmeyen sevgisiyle Halid dededir. Gazze, Ubeyde’sinden Halid dedesine, Kassam’ına ve Sinwar’ına kadar tıklım tıklım gerçek kahramanlarla doludur. Ve bu muazzam karakterler, gerek bir dal parçasıyla gerek bir kefiyeyle bizlere hayat boyu pes etmemeyi ve insanlığı hatırlatacaklardır.
LA'daki kırmızı rengin anlamı ne?
LA’ da kırmızı renk direnişin sembolü olarak bilinçli kullanıldı. Kassam tugaylarının zalim tankları havaya uçururken yayınladıkları videolar ile tanıdığımız ters üçgenleri bazen LA’da sahnede uçuşurken, bazen duvarda gizlenmiş olarak bulabilirsiniz.Onun dışında, her hangi bir sahnede görebileceğiniz bir şapkanın rengi, bir boya kutusu, bir saçın rengi, bir gül, bir buton, bir kum torbası, bir ayakkabı , bir şemsiye, bir kazak, bir şapka...kırmızısını Kassam’ın videolarındaki kırmızı üçgenden alıyor. LA’nın şarkı sözlerini ortaya çıkaran ise o sıralarda satır satır çizip hayran kalıyor olduğum Yitik Cennet’ti. Yani ilham kaynağım rahmetli Sezai Karakoç.
Boykot, hakiki bir davaya sahip olanların yakıp yıkmadan, baykuşlar gibi çirkefleşmeden asil ve haklı direnişlerinin sessiz, yıkıcı ve kararlı boyutu.
LA kılibinin sözleri
Ben senin hesap etmediğin parça!
Kaçtığın gerçek, ektiğin kader
Borozancısıyım tuzaklarının.
Adımlarımı bekleme ve hatırama kaç ;
Ben sana değil, sensin bana muhtaç.
Sen ,eski dünya!
Atıyorum sırtımdan tüm enkazını
Kırdım cehenneminin buzlu camını.
Sen, yalancı umut!
Batan gemiden yükselen son çığlık.
Köşeye sıkıştın bir veba gibi.
Ve bir kez daha gecikti kıyamet.
"La!" lafzıyla doğan mananın ihtişamıyım.
“Sen ne yaptın?” sorgusunun mahşer azatlısıyım.
“La!”Burada oluş, diriliş ve patlayış.
“La!”Ruhumun örsünde dövülüyor çatlayış.
“La!”Menzilim sabit, ufkum çakırpençe
“La!”Toprağın kanadı, göğün zinciri geçti elime.
“La!”Kanatlandı iradem bir kartal yuvasında
“La”!Ruhum, melek kanatlarının şakırtısında
Yükseliyor bir Fatiha gibi
Yıkılan bir devrin ortasında.