Gençlik hatasına Yunus gibi bakmak

Dilber Dural
Dilber Dural
04:0018/05/2025, Pazar
G: 18/05/2025, Pazar
Yeni Şafak
Aydın Hız
Aydın Hız

Aydın Hız’ın kaleme aldığı ve Ketebe Genç etiketiyle okurlarıyla buluşan “Mahzendeki Sır: Yunus Emre’nin İzinde” kitabında, hata yapan iki çocuk hem vicdanlarıyla hem de Yunus Emre’nin hoşgörüsüyle yüzleşiyor.

İnsanın istediğinde uzaklara gidebilmesi ne güzel bir şeydi. Tarihî binanın derinliklerinde örtülü bir sır… Daha önce kimsenin karşılaşmadığı bu sır, Poyraz ve Selim ikilisini bir yolculuğa çağırıyor…Kim bile isteye bir arkadaşını incitir ki? Poyraz ve Selim, hiç istemeseler de bu konuda feci bir şekilde çuvalladılar, ne var ki şanslılardı da… Eksantrik ve müthiş biri olan Nazif Öğretmen’in verdiği görevler sayesinde hem kendilerini Göktuğ’a affettirebilme hem de okuldaki fiyakalarını düzeltme şansı geçmişti ellerine. Ve bir gün okulun bodrum katında, antika bir sandığın içinde keşfettikleri gizemli kask sayesinde kendilerini bir anda bambaşka bir zamanda buldular: Çok sevecekleri Yunus Emre’nin zamanında! Aydın Hız’ın kaleme aldığı, Ketebe Genç etiketiyle okurlarıyla buluşan “Mahzendeki Sır: Yunus Emre’nin İzinde” hata yapmanın, sevgi diliyle gönül almanın, gölge olup Yunus Emre ruhunu yaşamanın hikâyesi. Kitap; sevgi, pişmanlık, affetme ve içsel dönüşüm gibi temaları işleyerek genç okurları düşünsel bir serüvene davet ediyor. Zaman yolculuğu öğesiyle zenginleşen anlatı, yalnızca geçmişe değil, bugünün değerler dünyasına da ışık tutuyor. Aydın Hız ile konuştuk.


Yunus Emre’nin hayatını iç içe geçirmeyi tercih ettim

“Mahzendeki Sır: Yunus Emre’nin İzinde” romanınızda, geçmiş ve geleceği bir bütün olarak ele alıyorsunuz. Sizce Yunus Emre’nin yaşadığı dönemin değerlerini bugünün gençlerine nasıl aktarmak gerekiyor?

Genç okurlarla bir yolculuğa çıkmak istedim; Yunus Emre’nin yaşadığı döneme yapılan bir yolculuk. Zamanı bütün olarak görmeye çalışan biriyim. Geçmiş ve gelecek, ânın bir parçası aslında. Mahzendeki Sır, geçmiş ile bugünün iç içe geçtiği bir deneyimi içeriyor. Romanın karakterlerinden Poyraz’ın çatı katında yaptığı çalışmalar da geleceği temsil ediyor. Bütünlüğe açılan bu pencereden geçmişe baktığımızda hata yapmanın, bağışlamanın, herkese sevgi ve hoşgörüyle bakmanın yollarını göstermek istiyorum. Gündelik hayatımıza Yunus Emre’nin iyilik ve güzellik hikâyesinden bazı izler düşürebilir miyiz? Romanın temel kaygısı bu aslında.

“Mahzendeki Sır: Yunus Emre’nin İzinde”de çocuklar, geçmişle yüzleşmenin yanı sıra Yunus Emre’nin engin hoşgörüsünü de keşfediyor. Sizce günümüz gençlerinin bu ruha neden ihtiyacı var?

Bu ruha hepimiz ihtiyaç duyuyoruz. Her dönem hatta herkes için bir öteki ya da başkası var. Zaman geliyor kendimize bile yabancılaşıyoruz. Romanda Yunus Emre’nin yaşadığı döneme ait bilgiler kullandım. Kimse yaşadığı dönemin şartlarından bağımsız değil çünkü. Anadolu’da umudun azaldığı, yılgınlığın çoğaldığı, fiziksel ve ruhsal yorgunluğun topluma sirayet ettiği bir dönemde yaşıyor Yunus Emre. Siyasi, sosyal, ekonomik bir çöküş esir almış toplumu. Yunus Emre, iç dünyasında büyüttüğü inancı, umudu, sevgiyi Anadolu’da şehir şehir gezerek insanların gönüllerine pay ediyor. Ve bunu şiirleriyle yani estetik bir duyarlılıkla yapıyor. İnsanların kalbine dokunduğu, gönüllerine iyi geldiği için bugüne ulaşıyor, bizi de etkiliyor onun yazdığı şiirler. Bugün değişimin giderek hızlandığı, savrulmaların daha kolay yaşandığı bir dönemdeyiz. Hız, kimliğimizde ve kişiliğimizde aşınmalara sebep oluyor. Bugün tutunabileceklerimiz değerlere daha fazla ihtiyaç duyulduğu kanaatindeyim. Hayatın sabiteleri azalıyor. Gençler daha çok etkileniyorlar bu savrulmalardan. Hayat onlar için daha hızlı akıyor çünkü. İstedim ki hayatı güzelleştiren, bireysel keşiflere imkân sağlayan bir kapı aralansın. İnsanî ve vicdanî değerler unutulmasın. Sevginin, bağışlamanın, umudun, paylaşmanın, cümle mahlukata Yunus gibi bakabilmenin yolu öğrenilsin.


Mahzen geçmişteki sırra odaklanıyor

Yunus Emre’nin felsefesini çocuklara aktarırken nelere dikkat ettiniz?

Yunus Emre’yi çocuklar için didaktik bir yöntemle anlatmak istemiyordum. Hayatın içinde, yaşadıklarımıza temas eden bir anlatı olsun istiyordum. Şiirlerini kullanarak, bir kurgu yapmanın daha iyi olacağını düşündüm. Bugün yaşayan karakterlerimle Yunus Emre’nin hayatını iç içe geçirmeyi tercih ettim. Yunus Emre’nin hayatı bizim hikâyemizin içinde olsun diye düşündüm.

“Mahzen” metaforu hem bireysel hem de toplumsal hafızaya işaret ediyor. Neler söylemek istersiniz?

“Mahzen” kelime olarak hazinenin bulunduğu yer, demektir. Çocukların okulu tarihi bir bina. Eskiden farklı amaçlarla kullanıldığını anlatıyorum romanın bir yerinde. Aslında binayı topluma benzetiyorum ben. Binanın mahzeni yani bodrumu, o toplumun geçmişini, bir anlamda tarihini temsil ediyor. Çünkü eski eşyaları, evrakları, kullanılmış, atılmış dokümanları binanın bodrumuna atarız biz. Yani toplumun kolektif bilinçaltı da diyebiliriz. Giriş kat ise bugünümüzü temsil etmektedir. Üst katları, geleceğimiz olarak düşünebiliriz. Hazine geçmiştedir, binanın bodrumundadır. Bodrum binanın temelidir aynı zamanda. Herhangi bir afet anında binanın dayanıklılığını zemini ve temeli belirler. Mahzendeki Sır, geçmişteki sırra odaklanıyor bu bakımdan. Bizim toplumumuzun sırrı da Yunus Emre’de gizlidir, Mevlana’da gizlidir, Hacı Bektaş’ı Veli de gizlidir. Bu manevi şahsiyetler toplumumuzun kolektif bilinçaltını oluştururlar. Onların yaşamlarıyla temsil ettikleri değerleri bugüne taşımadan, geleceğe söz söyleme imkânımız da yoktur. Mahzendeki Sır romanı biraz da bu sırrı ifşaya yönelik bir kurguyu tercih etmiştir.


#hayat
#Yunus Emre
#Aydın Hız