Geçtiğimiz hafta Yeni Şafak’ta yayınlanan İlaç Dosyası’nda sorduğumuz “Yerli ilacı niçin üretemiyoruz?” sorusuna sektörden cevap gelmeye devam ediyor. Nobel, Adeka, Liba firmalarının patron ve yöneticileriyle birlikte Abdi İbrahim İlaç Fabrikası’nda basın toplantısı düzenleyen İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası Başkanı Nezih Barut, son 10 yılda 10 yerli şirketin yabancı ilaç firmalarına satıldığını belirterek, bu satışların arkasında sektörde gelecek görmeme endişesinin olduğunu savundu.
Barut, vatandaşın alım gücünün düşük olması sebebiyle ilaç fiyatlarının ucuz olmasını sağlayan 4.12 olan güncel Euro kurunun 2.69 olarak alınması uygulamasının sektörün geleceğini tehdit ettiğini iddia etti. İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz de bir ilacın piyasaya arzının maliyetinin 2 milyar doları bulduğunu, bu maliyetler sebebiyle Türkiye’nin yerli ilaç üretmesinin zor olduğunu savundu. Tokgöz, Türkiye Eczacılar Birliği (TEB)'in ithal ettiği ilaçların hepsinin gerekli olmadığını belirtti.
Sektöre ilişkin bilgiler veren ve ilaç üreticilerinin fiyatlar nedeniyle zor durumda kaldığını kaydeden Nezih Barut “Vatandaş diyor ki ilaç fiyatları yüksek. Neye göre yüksek? Halkın alım gücüne göre yüksek. Kim ödüyor bunu? Devlet ödüyor. Dünya’nın en ucuz ilacını biz üretiyoruz. 1 liraya 100 tablet ilaç üretiyoruz. İlacın maliyetinin içerisindeki en büyük pay aktif madde. Ekiplerimi gönderip aktif ve yardımcı maddeyi yerinde denetleyip Sağlık Bakanlığı’na bildirmek zorundayım, o zaman da aktif maddeyi dışarıdan aldığımız müddetçe yabancı kura karşılık değerini ödeyemezsiniz” dedi. Barut, 10 Euro’luk ilacı % 40 indirim ve kur etkisiyle Türkiye’de 2,5 Euro’ya sattıklarını ancak ilaç bütçesinden harcama yapan Türkiye Eczacılar Birliği’nin güncel kurdan ithalat yaptığını hatırlatarak “Yani yurt dışından ithal edilen depocudan o ilaçları alıyorlar ne kadar ihtiyaç varsa güncel kurdan da transfer ediyorlar, 1,5 Milyar TL bizim bütçemizden gidiyor. Şimdi bu haksızlık. Biz burada üreticiyiz, endüstriye devamlı yatırım yapıyoruz, devlet teşvik ödüyor. Öbür taraftan TEB’in ithalatıyla bütçemiz şişiyor. Bunun haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bu ilaçların hepsine ihtiyaç var mıdır? Biz olmadığını iddia ediyoruz. İthal edilen ilaçların listesi çıkartılmalı eğer üreticiler bu ilaçları üretebilecek durumdaysalar üreticiyi teşvik etmeleri gerekir. Şahsen bu konuda kafamda soru işaretleri var.”
Barut, yerli ilaç üretimiyle ilgili olarak da “Türkiye yeni bir molekül bulacak. Biz uğraşıyoruz, bulacağız ama ciddi paralar harcıyoruz. Bunun için de yurt dışında yatırım yapıyoruz. Bu işi yapan firmalarla ortak oluyoruz. Çünkü onlar bizi geliştirecek, onlar bize ön ayak olacak. Onlarla iş birliği yapacağız" dedi. Nezih Barut, her üniversiteye ayrı teşvik uygulamasının yanlış olduğunu, tüm hocaların tek merkezde toplanması gerektiğini de da savundu.
Tokgöz, ilaç firmalarının Ar-Ge birimlerinin TÜBİTAK’tan bir ürün geliştirip teşvik aldığını, ancak bu ilaçları geri ödeme listesine sokup pazara sunamadığı için kaynakların boşa harcandığını da iddia etti. Tokgöz, yerli üreticinin referans ilaç üretmesiyle ilgili bir soruya ise şöyle cevap verdi: “Bir molekülün bulunma maliyeti şu anda 2 milyar dolara yükselmiş durumda. Her 10 bin molekülden 1 ve ya 2’si ilaca dönüşüyor. Bir alanda yarattığınız molekülün toplam bedeli 2 milyar dolarla ölçülüyor şu anda. Şimdi Türkiye’de böyle bir kaynak yok. Bir ilaç üretmek için 2 milyar dolarımız olursa yapmaya yeltenirsiniz bunu.”