Anadolu’da yaşayan Burhaneddin Bin Muhammed Eğridiri, Anadolu’yu aydınlatan meşhur velilerden. Birçok ilim ve vaaz konularında insanları ve kendisini yetiştirip, İslamın ahlakını yayma konusunda çalışmalarda bulundu.
1494 (H.900) senesinde Tosya’da doğdu. Isparta’nın ilçesi Eğirdir’de vefat etti. Anne ve babası alim ve fazilet sahibi bir aileydi. Peygamberimizin soyundan olan Burhaneddin Bin Muhammed, seyyiddir. Babası, Tokatlı Mehmed Muhyiddin Efendidir. Annesi Evliya Seyyid Muhammed Çelebi Sultan’ın kızı Şehribanu Hatun.
Tasavvufta yetişmek üzere Zeyniyye tarikatı şeyhi Tosyalı Şeyh Nasüh Efendinin, derslerine ve sohbetlerine devam etti. Bu hocasının rehberliği ile kemale erip, icazet verildi. Eğridir'de dedesi Muhammed Çelebi'nin vefatı ile boşalan zaviyede insanlara rehberlik yapmak, doğru yolu anlatıp, ilim öğretmekle vazifelendirildi. Ayrıca vaz ve nasihatleri ile doğru yolu anlatıp halkı irşad etti. Ehl-i sünnet itikadının kalplere iyice yerleşmesi, din bilgilerinin öğrenilmesi ve öğrenilen bu bilgilere göre amel edilmesi, yaşanması, İslam ahlakının yayılması hususunda büyük hizmetler yaptı.
"Mısır'dan gelirken, Akdeniz'de gemimiz sakin sakin yol alıyordu. Peşimize bir korsan gemisi takıldı. Saldırmak için yaklaşmaya başladı. Gemimizde Şeyh Burhaneddin ve dedesi Şeyh Muhammed Çelebi Sultan Hazretleri de vardı. Bu tehlikeli durum karşısında biz çok endişelendik. Geminin baş tarafına gelip oturdular. Ve bize, "Üzülmeyiniz, Allah'ü Teala sizi kurtardı" dediler. Bir de baktık ki, kuvvetli bir fırtına çıktı. Korsan gemisi dalgalar arasında kaybolup battı. Bizim gemiye bir şey olmadı. Böylece korsanların şerrinden kurtulduk."
"Şeyh Burhaneddin Efendi Elmalı'ya davet edilmişti. Bu daveti kabul edip Elmalı'ya geldi. Geldiği gün Elmalı'nın pazarı idi. Halk pazarı bırakıp onu karşılamaya çıkmıştı. Bu sebeple pazar yeri tamamen boşalmıştı. Pazarda yalnız üç pazarcı Hristiyan kalmıştı. Bunlar kendi aralarında; "Türk'ün papazı geldi, herkes onu karşılamaya çıktı" diyerek ileri geri konuşup hem Burhaneddin Efendi ile hem de Müslümanlarla alay etmişlerdi. Bu üç Hristiyan'ın üçü de o gece rüyalarında Peygamber efendimizi görmüşler. Huzurlarında Müslüman olmuşlar."
Sabahleyin uyandıklarında üçü de Şeyh Burhaneddin Hazretlerinin bulunduğu eve gittiler. Kendisiyle görüşmek istediklerini söylediler. Bu sırada Şeyh hazretleri odasında kendi halinde zikir ve ibadetle meşguldü. Durum bildirildi. Onları içeri kabul etti. imanı telkin etti. Onlar da Müslüman oldular.
Sonra her birine bir Müslüman ismi verdi. İsimleri konulunca her üçü de hayretle ve muhabbetle elini öptüler. Çünkü üçüne de rüyalarında Peygamber efendimizin verdiği isimleri vermişti. Aynı isimleri bize verdi diyerek kerametini söylediler. Büyük bir sadakatle ona bağlanıp, sevenlerinden oldular.
"Hocam Burhaneddin Hazretlerinin huzurunda bulunurdum. Bizi zahiren ve batınen terbiye ederken bir gün halvette, baş başa oturuyorduk. Birdenbire gözden kayboldu. Orada yalnız kaldım. Şaşırıp huzursuz oldum. Bu arada hocamın dedesi Seyyid Şeyh Muhammed Çelebi Sultan hazretleri gözüme göründü. "Huzursuz olma. Şeyh Burhaneddin İstanbul'a gitmiştir. İstanbul'da nice Müslümanı irşad etmektedir. Biz kendisine himmet göndermekteyiz" Meşguliyete takatim kalmadı deyince de, buyurdu ki:
Burhaneddin Bin Muhammed Eğridiri