Buhari Resulullah (sav)'ın Duasının Makbul Olması Hadisleri

- Sahih-i Buhari
Kitaplar
Buhari
Konu Başlıkları
Resulullah (sav)'ın Duasının Makbul Olması
Resulullah (sav)'ın Duasının Makbul Olması Hadisleri
5598-

Resulullah (sav) Ka'be'nin yanında namaz kılarken, Ebu Cehl ve arkadaşları da orada oturuyordu. Bir gün öncesi bir deve kesilmişti. 

Ebu Cehl arkadaşlarına: "Falan ailenin kestiği devenin işkembesini kim getirip, secdeye gidince Muhammed'in omuzları arasına bırakacak?" dedi. Oradakilerin en bedbahtı firlayıp, işkembeyi kaptığı gibi, Aleyhissalatu vesselam secdeye kapanınca iki omuzu arasına bıraktı. Buna hepsi güldüler, (keyflerinden) birbirlerinin üzerine eğilmeye başladılar. Ben (biraz uzaklarında) ayakta durmuş onlara bakıyordum. Eğer bir destekcim olsaydı onu sırtından atardım. Resulullah secdede idi, başını kaldırmıyordu. Derken biri kalkıp Hz. Fatıma (ra)'ya haber verdi. O, henüz küçük bir kızcağızdı, geldi, işkembeyi sırtından yere attı. Sonra onlara yönelip, hakaretler savurdu. Aleyhissalatu vesselam namazını tamamlayınca, sesini yükseltti ve hepsine bedduada bulundu. Resulullah dua etti mi üç kere tekrar ederdi, bir şey isteyince de üç kere isterdi. Namazı bitince: "Allah'ım, Kureyş(in helakini) sana havale ediyorum!" dedi ve üç kere tekrar etti. Resulullah'ın sesi kulaklarına gelince onlardan gülme gitti. Duasından korkuya düştüler, [Beddua edince bu onlara çok ağır geldi. Zira onlar bu beldede yapılan duaların kabul edildiğini biliyorlardı.] Sonra Resulullah: "Ey Allah'ım, Ebu Cehl İbnu Hişam'ın, Utbe İbnu Rebia'nın, Şeybt İbnu Rebia'nın, Velid İbnu Utbe'nin, Ümeyye İbnu Halef'in, Utbe İbnu Ebi Muayt'ın helaklerini sana havale ediyorum" dedi. Bir yedinciyi de zikretmişti, aklımda tutamadım. Muhammed'i hak ile gönderen Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun, Resulullah'ın ismen zikrettiği bu adamları, Bedir günü hep yerlere serilmiş gördüm. Bunlar, sonra da kuyuya, Bedir kuyusuna sürüklenip atıldılar.
Vüdu 69;
Salat 109;
Cihad 98;
Cizye 21;
Menakıbu'l-Ensar 29;
Megazi 7;
Cihad 107;
(1794);
Taharet 192;
(1;
161);
5599-

Anlattığına göre, babası öldüğü zaman bir Yahudiye otuz vask borç bıraktı. Hz. 

Cabir (ra) Yahudiden, bu borcun ödenmesi için biraz müddet talep etti. Ancak Yahudi, te'hir kabul etmedi. Hz. Cabir Aleyhissalatu vesselam'a gelerek, Yahudi nezdinde şefaatçi olmasını talep etti. Resulullah (sav), (bu otuz vasklık) borca bedel bir hurmalığın meyvesini alması için konuştu. Yahudi kabul etmedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam hurmalığa girdi, içerisinde yürüdü. Sonra Cabir (ra)'e "Hurmayı kes, ona borcunu (tamamıyla) öde!" buyurdu. Cabir hurmayı kesti, Yahudiye otuz vask borcunu ödedi. Geriye on yedi vask hurma da arttı: Cabir, durumu haber vermek üzere Resulullah (sav)'a gitti. Aleyhissalatu vesselam ikindiyi kılıyordu. Namazı bitince fazlalığı haber verdi. "Bunu Ömer İbnu'l-Hattab'a haber ver" buyurdular. Ben de gidip ona söyledim. Ömer: "Ben, Resulullah (sav) içinde yürüyünce hurmada bereket hasıl olacağını anlamıştım" dedi.
Büyu 51;
İstikraz 8;
9;
18;
Sulh 13;
Vesaya 36;
Menakıb 25;
Megazi 18;
Vesaya 4;
(6;
245;
246);
Vesaya 17;
(2884);