Stratejik alanlarda yaptığı ‘millileşme’ hamleleriyle dikkatleri üzerine çeken Türkiye, gerçekleştireceği milli ilaç projesiyle ilk etapta kurulması planlanan Türk Sağlık Yatırımları Fonu ile ABD’de yaşayan Türk bilim insanlarının çalışmalarına yatırım yapacak.
7 firma kabul etti
Milli ilaç için birçok firma ile görüştüklerini ve bu firmaların içinden 7 tanesinin, ‘Taşın altına elimizi koyarız’ dediğini belirten Amerikan Türk İş Geliştirme Konseyi Genel Başkanı Uğur Terzioğlu, Başbakan ile yaptıkları görüşmeden bahsederek, “Geçen sene sonuna doğru Başbakan’ın, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile randevusu için biz öncü olarak gittik ve bazı sivil toplum örgütleriyle bir çalışma yaptık. O meyanda bir akşam konuşurken Türkiye’nin, Amerika’da ilim adamları, Profesörleri gibi çok ciddi temsilcileri var. Bunlar ilaç sanayiinde yeni patentler üzerine çalışıyorlar dedik. Başbakan bunun üzerine; ‘Ben çok ilgileniyorum bu konuyla. Senede 28-30 milyar lira patent parası ödüyoruz. Bunu 10 milyar liraya düşürürsek büyük başarı. Ne çalışma yapmak gerekiyorsa buyurun yapın’ dedi. Biz de ilaç firmalarıyla konuşmamız lazım dedik. O günden sonra da yaptığımız temasları kendisine götürüp arz ettik ve en sonunda dün Başbakan’a, 7 firmayla konuştuğumuzu söyledik. Hepsi, ‘Bu yolda biz de varız. Taşın altına elimizi koyarız’ dediler. Başbakan da, ‘Ben onlarla devletin başı olarak oturup konuşacağım’ dedi. Herhalde o şirketleri davet edip konuşacaklar. O devletin iş insanlarıyla yapacağı direkt ilişki” diye konuştu.
Hükümetten projeye tam destek
ABD’de önemli Türk bilim insanları var
Bizim gönlümüz ruhumuz ülkemizle beraber
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’ın toplumun ve kurumların önüne geçerek yapmaya çalıştıkları millileşme hamlelerinin kendilerine cesaret verdiğini kaydeden Dr. Kalafat, “Bizler 20-25 yıl önce Amerika’ya gitmiş insanlarız ve şu anda belli yerlere geldik. Ben kendi alanımda bir yerlere geldim. Çok değerli hocalarımız kürsülerde bir yerlere geldiler. Biz hiçbir zaman ülkemizle bağımızı koparmadık. Herhangi bir gelişme olduğunda Türkiye’deki arkadaşlarımızdan daha önce o haberlere ulaştık. Bizim gönlümüz ruhumuz ülkemizle beraber. Bilimsel çalışmalarımızı Amerika’da devam ettiriyoruz. Bizim yaptığımız işlerde var olan bir çalışmanın finansal ve teknik olarak desteklenmesi lazım. Hükümetimizin, Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın toplumun ve kurumların önüne geçerek millileşme, teknolojiyi Türkiye’ye çekme hedefleri doğrultusunda bunlar bize cesaret verdi.
Bu destek sonucunda uzun yıllar ikna etmeye çalıştığımız ilaç firmaları ve özel üniversiteler bir araya gelmeyi kabul ettiler. Bu proje için ellerinden gelen her türlü desteği verme sözünü de bizlere ve hükümete bildirdiler. Bu projenin içine girmiş olan firmalarımız, üniversitelerimiz oluşturacağımız bir stratejik ve ekonomik bir güçle hocalarımızın çalışmalarına direkt olarak yatırımlarda bulunacağız. Bu kişiye yatırım demek değildir. Bahsettiğim bir Türk bilim insanı diyelim Harvard Üniversitesi’ndeyse Harvard’ın teknoloji transfer ofislerinde şirketleşmiştir bunların teknolojileri. Yani biz dünyanın en önde gelen 400-500 yıllık üniversitelerin, en önemli teknolojilerin can damarı olan teknoloji transfer ofislerine, kuluçka merkezlerine direkt olarak ortaklıkta bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.