|

Müslim Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri Hadisleri

- Sahih-i Müslim
Kitaplar
Müslim
Konu Başlıkları
Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri
Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri Hadisleri
4349-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bana beş şey verilmiştir ki, bunlar benden önceki peygamberlerden hiçbirine verilmemiştir. Her peygamber sadece kendi kavmine gönderilmiştir. 

Ben ise kırmızılara (Acemlere) ve siyahlara (Araplara) da gönderildim. Bana ganimetler helal kılındı. Halbuki benden öncekilerden kimseye helal değildi. Yer bana fahur, pak ve mescid kılındı. Her kim namaz vaktine girerse, nerede olursa olsun namazını kılar. Ben, bir aylık mesafede olan düşmanımın içine düşen bir korku ile yardıma mazhar oldum. Bana şefaat (etme yetkisi) verildi."
Teyemmüm 3;
Salat 56;
1;
Humus 8;
Mesacid 3;
(521);
Gusl 26;
(1;
210-211);
4350-

Resululah (sav) buyurdular ki: "İnsanlara karşı üç şeyle faziletli (üstün) kılındık: Saflarımız meleklerin safları düzeninde kılındı. Arzın tamamı bize mescid kılındı. 

Toprak bize, su bulamadığımız zaman, fahur (temiz ve temizleyici) kılındı."
Mesacid 4;
(522);
4351-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her peygambere mutlaka insanların inanmakta olageldikleri şeyler cinsinden bir mucize verilmiştir. Ama bana verilen (mucize) ise vahiydir ve bunu bana Allah vahyetmiştir. 

Bu sebeple Kıyamet günü, diğer peygamberlere nazaran etbaı en çok olan peygamberin ben olacağımı ümid ediyorum."
Fezailu'l-Kur'an 1;
İ'tisam 1;
İman 239;
(152);
4353-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Benimle benden önceki diğer peygamberlerin misali, şu adamın misali gibidir: Adam mükemmel ve güzel bir ev yapmıştır, sadece köşelerinin birinde bir kerpiç yeri boş kalmıştır. Halk evi hayran hayran dolaşmaya başlar ve (o eksikliği görüp): "Bu eksik kerpiç konulmayacak mi" der. 

İşte ben bu kerpicim ben peygamberlerin sonuncusuyum."
Menakıb 18;
Fedail 21;
(2286);
4354-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben kıyamet günü cennetin kapısına gelip açılmasını isterim. Hazin (kapıcı melek): "Sen kimsin? 

*' diye seslenir. Ben: "Muhammed'im!" derim. Bunun üzerine "Sana açıyorum. Senden önce kimseye açmamakla emrolundum" diyecek!"
İman 333;
(197);
4357-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Muhammed'in nefsi yed-i kudretinde bulunan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun ki, sizden birine, beni görmeyeceği bir gün gelecek ki, o gün beni beraberlerinde görmek, ona ehlinden ve malından daha makbul olacak." Resulullah'ın bu sözünü, Ashab, kendilerine ölümünü haber veriyor diye yorumladılar. Bunun üzerine, ölümüyle kendisini kaybedince getirmiş olduğu bereketleri müşahede ettikleri müddetçe duyacakları, Aleyhissalatu vesselam'a kavuşma temennisini kasdettiğini bildirdi.

Fezail 142;
(2364);
4359-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden hiç kimse yoktur ki ona, biri şeytandan diğeri melekten olmak üzere yanından ayrılmayan iki "karin" tevkil edilmemiş olsun!" "Size de mi ey Allah'ın Resulü!" denildi. "Bana da!" buyurdular. "Ancak, Allah ona karşı bana yardım etti de o müslüman oldu. Artık o bana hayırdan başka bir şey emretmiyor!"

Münafıkun 69;
(2814);
4362-

Resulullah (sav) (Hz. İbrahim'in duası olan): "Ey Rabbim şüphesiz ki o putlar insanlardan pek çoğunu saptırmıştır. Kim bana uyarsa muhakkak ki o bendendir. Kim de emirlerine karşı gelirse, şüphesiz ki sen çok bağışlayıcı, çok merhamet edicisin." (İbrahim 36) mealindeki ayeti ile, Hz. İsa'nın duası olan: "Eğer onlara azab edersen onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, elbette sen dilediğini yapmaya kadirsin ve sen herşeyi hikmetle yaparsın." (Maide 113) mealindeki ayeti tilavet buyurdu ve ellerini kaldırdı, şöyle yalvardı: "Allahım! Ümmetimi (mağfiret et), ümmetimi (mağfiret et!)" ve ağladı. Allah Teala Hazretleri: "Ey Cibril, Muhammed'e git!" dedi, -Rabbin bildiği halde- niye ağladığını sor." diye emretti: Cebrail aleyhisselam, O'na gelip niye ağladığını sordu. (Rabb Teala'ya dönüp Muhammed'in) ne söylediğini -O çok iyi bildiği halde- haber verdi. Bunun üzerine Allah Teala Hazretleri: "Ey Cebrail! Muhammed'e git ve ona söyle ki: "Biz seni ümmetin hususunda razı edeceğiz, asla kederlendirmeyeceğiz."

İman 346;
(202);