Müslim Resulullah (sav)'ın Vefatı Hadisleri

- Sahih-i Müslim
Kitaplar
Müslim
Konu Başlıkları
Resulullah (sav)'ın Vefatı
Resulullah (sav)'ın Vefatı Hadisleri
5402-

Resulullah (sav)'ın hastalığı ağırlaşıp, ağrıları artınca, benim odamda tedavi edilmesi için diğer zevcelerinden müsaade istedi. Onlar kendisine izin verdiler, iki kişinin arasında çıktı. 

Bunlardan biri amcası Abbas İbnu Abdilmuttalib idi, bir başkası daha vardı. Ayakları yerde sürünüyordu. Odama girince izdırabı daha da arttı. "Ağızlarındaki bağları açılmamış yedi kırbadan üzerime su dökün, belki (iyileşir), insanlara bir vasiyette bulunurum!" buyurdular. Hz. Hafsa'ya ait bir leğene oturttuk. Sonra bu kırbalardan üzerine su dökmeye başladık. (Bir müddet sonra) "yeterince döktünüz" diye işaret edinceye kadar dökmeye devam ettik. Sonra (iyileşerek) halka çıkıp namaz kıldırdı ve bir hitabede bulundu."
Megazi 83;
Vudu 45;
Ezan 39;
46;
47;
51;
67;
68;
70;
Hibe 14;
Humus 4;
Enbiya 19;
Tıbb 21;
İ'tisam 5;
Salat 90;
(418);
Cenaiz 8;
(978;
979);
Cenaiz 6;
(4;
6;
7);
5403-

Hz. Aişe (ra)'nin yanına girdim. 

Ona: "Resulullah (sav)'ın hastalığından bana anlatmaz mısın?" dedim. Anlatmaya başladı: "Elbette! Resulullah (sav) ağırlaştı ve: "Halk namazını kıldı mı?" diye sordu. Biz: "Hayır! Ey Allah'ın Resulü, onlar sizi bekliyorlar!" dedik. Dediğini yaptık, o da yıkandı. Sonra kalkmaya çalıştı, fakat üzerine baygınlık çöktü. Sonra kendine geldi ve tekrar: "Cemaat namaz kıldı m;?" diye sordu. "Hayır! dedik, onlar sizi bekliyorlar ey Allah'ın Resulü!" Tekrar: "Benim için leğene su koyun!" emretti. Hz. Aişe der ki: "Dediğini yaptık, yıkandı. Sonra tekrar kalkmak istedi. Yine üzerine baygınlık çöktü. Sonra ayılınca: "İnsanlar namaz kıldı mı?" diye sordu. "Hayır! dedik, onlar sizi bekliyorlar, ey Allah'ın Resulü!" Aleyhissalatu vesselam: "Benim için leğene su koyun!" dedi ve yıkandı. Sonra kalkmaya yeltendi, yine üzerine baygınlık çöktü, sonra ayıldı. "Halk namazı kıldı mı?" diye sordu. "Hayır, onlar sizi bekliyorlar ey Allah'ın Resulü!" dedik. Hz. Aişe der ki: "Halk mescide çekilmiş, Resulullah (sav)'ı yatsı namazı için bekliyorlardı. Hz. Aişe der ki: "Resulullah (sav) Hz. Ebu Bekr'e adam göndererek halka namaz kıldırmasını söyledi. Elçi gelerek ona: "Resulullah (sav) halka namaz kıldırmanı emrediyor!" dedi. İnce duygulu bir kimse olan Ebu Bekr (ra): "Ey Ömer, halka namazı sen kıldır!" dedi. Hz. Aişe'nin anlattığına göre, Hz. Ömer: "Buna sen daha ziyade hak sahibisin (ehaksın)!" cevabında bulundu. Aişe der ki: "O günlerde namazı Ebu Bekr (ra) kıldırdı. Bilahare Resulullah (sav), kendinde bir hafiflik hissetti. Biri Abbas olmak üzere iki kişinin arasında, öğle namazı için çıktı. O sırada namazı halka Ebu Bekr kıldırıyordu. Ebu Bekr, Resulullah'ın geldiğini görünce, geri çekilmek istedi. Aleyhissalatu vesselam geri çekilme diye işaret buyurdu. Kendisini getirenlere: "Beni yanına oturtun!" dedi. Onlar da Hz. Ebu Bekr'in yanına oturttular. Hz. Ebu Bekr, Resulullah (sav)'ın namazına uyarak namaz kılıyordu. Halk da Hz. Ebu Bekr'in namazına uyarak namazını kılıyordu. Resulullah (sav) oturmuş vaziyette idi." Ubeydullah der ki: "Abdullah İbnu Abbas (ra)'ın yanına girdim ve: "Hz. Aişe (ra)'nin Aleyhissalatu vesselam'ın hastalığı ile ilgili olarak anlattığını size anlatayım mı?" dedim. Bana: "Haydi anlat!"dedi. Ben de bu hususta anlattığını naklettim. Söylediklerimden hiçbir noktayı reddetmedi. Sadece: "(Resulullah'ı mescide) Abbas'la birlikte taşıyan ikinci şahsın ismini verdi mi?" diye sordu. Ben: "Hayır söylemedi" deyince: "O, Ali (ra) idi" dedi.
Megazi 83;
Vudu 45;
Ezan 39;
46;
47;
51;
67;
68;
70;
Hibe 14;
Humus 4;
Enbiya 19;
Tıbb 21;
İ'tisam 5;
Salat 90;
(418);
Cenaiz 8;
(978;
979);
Cenaiz 6;
(4;
6;
7);
5404-

Bir rivayette Buhari şu ziyadede bulundu: "Resulullah (sav) hastalığı sırasında: "Ben, yarın neredeyim? Ben, yarın neredeyim? 

" diye sorarak Hz. Aişe'nin yanında kalacağı günü öğrenmek istedi. Zevceleri, dilediği yerde kalma izni verdiler. Hz. Aişe der ki: "Aleyhissalatu vesselam, benim hücremde ve normal olarak bana uğramakta olduğu günde vefat ettiler. Ayrıca Aziz ve Celil olan Allah onun ruh-u şeriflerini kabzettiği vakit, mübarek başları ciğerimle boğazım arasında (göğsümde) (yaslanmış vaziyette) idi. Tükrüğü de tükrüğüme karışmıştı. Aleyhissalatu vesselam'ın hastalığı sırasında birara, (kardeşim) Abdurrahman İbnu Ebi Bekr (ra) içeri girdi, elinde bir misvak vardı, dişlerini misvaklıyordu. Resulullah (sav) o misvağa baktı. "Ver o misvağı bana!" dedim. O da verdi. Dişlerimle kemirip yonttum ve ucunu geverek (yumuşatıp) Aleyhissalatu vesselam'a uzattım. Resulullah, başı göğsüme yaslı vaziyette onunla dişlerini misvakladı."
Megazi 83;
Vudu 45;
Ezan 39;
46;
47;
51;
67;
68;
70;
Hibe 14;
Humus 4;
Enbiya 19;
Tıbb 21;
İ'tisam 5;
Salat 90;
(418);
Cenaiz 8;
(978;
979);
Cenaiz 6;
(4;
6;
7);
5405-

Resulullah (sav), sıhhati yerinde iken şöyle diyordu: "Hiçbir peygamber, cennetteki makamını görmeden kabzedilmez. Bundan sonra hayatı devam ettirilir veya öbür dünyaya gitme hususunda muhayyer bırakılır. 

" Aleyhissalatu vesselam hastalandığı zaman O'nu, (başı) dizimin üstünde baygın vaziyette gördüm. Bir ara kendine geldi. Gözlerini evin tavanına dikti ve sonra: "Ey Allahım Refik-i A'la'da (bulunmayı tercih ederim)" dedi. Bu sözü işitince ben (kendi kendime): "Demek ki (makamı gösterildi) ve bizimle olmayı tercih etmiyor" dedim. Bunun, sıhhatli iken bize söylediği şu hadis olduğunu anladım: ["Hiçbir peygamber cennetteki makamını görmeden kabzedilmez, sonra yaşamaya devam veya öbür dünyaya gitme hususunda muhayyer bırakılır."] Resulullah (sav)'ın telaffuz ettiği son söz: "Allahım, Refik-i A'la'da" cümlesi oldu." (Refik-i A'la: Cennetin en yüksek makamında bulunan peygamberler cemaatidir).
Megazi 83;
84;
Tefsir;
Nisa 13;
Marda 19;
Da'avat 29;
Rikak 41;
Fezail 87;
(2444);
Cenaiz 46;
(1;
238;
239);
Da'avat 77;
(3490);
5406-

Resulullah (sav) muhtazar (ölmeye yakın) iken evde bir kısım erkekler vardı. Bunlardan biri de Ömer İbnu'l-Hattab (ra) idi. 

Resulullah (sav): "Gelin, size bir şey (vasiyet) yazayım da bundan sonra dalalete düşmeyin!" buyurdular. Hz. Ömer: "Resulullah (sav)'a izdırap galebe çalmış olmalı. Yanımızda Kur'an var, Allah'ın kitabı sizlere yeterlidir" dedi. Oradakiler aralarında ihtilafa düştü. Kimisi: "Yaklaşın, Resulullah (sav) size vasiyet yazsın!" diyor, kimi de Hz. Ömer (ra)'in sözünü tekrar ediyordu. Gürültü ve ihtilaf artınca, (aleyhissalatu vesselam): "Yanımdan halkın, yanımda münakaşa caiz değildir!" buyurdu. Bunun üzerine İbnu Abbas (ra): "En büyük musibet, Resulullah (sav)'la onun vasiyeti arasına girip engel olmaktır!" diyerek çıktı.
Megazi 83;
İlm 39;
Cihad 176;
Cizye 6;
İ'tisam 26;
Vasiyye 22;
(1637);
5412-

Kabrinde Resulullah (sav)'ın altına kırmızı bir kadife kondu.

Cenaiz 55;
(1048);
Cenaiz 88;
(4;
81);
Cenaiz 91;
(967);