Kureyş ve onun dinine mensub olanlar, (cahiliye devrinde) Müzdelife'de vakfe yapıyorlardı ve kendilerine hums denilirdi. Diğer Araplar ise Arafat'da vakfe yapıyorlardı.
İslam dini gelince, Cenab-ı Hakk, Peygamberine (sav) Arafat'a gidip orada vakfe yapmalarını, sonra da oradan topluca ayrılmalarını emretti. Şu ayet bu hususu beyan eder: "Sonra, insanların toplu olarak akın ettiği yerden siz de akın edin..." (Bakara 199).Hums: Allahu Teala hazretlerinin, haklarında: "Sonra, insanların toplu olarak akın ettiği yerden siz de akın edin" (Bakara 199) ayetini indirdiği kimselerdir." Hz.
Aişe (ra) devamla şu açıklamayı yaptı: "İnsanlar Arafat'ta (vakfe yaparak oradan) boşanırlardı. Hums olanlar ise, Müzdelife'de (vakfe yaparak oradan) boşanırlar ve: "Biz ancak Harem'den akın ederiz" derlerdi. Ancak, "Sonra, insanların toplu olarak akın ettiği yerden siz de akın edin" (Bakara 199) mealindeki ayet nazil olunca, onlar da, (vakfe için) Arafat'a çıktılar."Bir devemi kaybetmiştim. Arefe günü aramaya çıktım.
Resulullah (sav)'ı Arafat'da herkesle vakfe yaparken gördüm. (Hayretimden): "Vallahi bu hums'tan biri, burda ne işi var?" dedim. Kureyş'liler, hums'tan addedilirdi.İmam Malik (ra)'e ulaştığına göre, Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Arafat'ın tamamı vakfe yeridir. Urene vadisinden çıkın (vakfe yeri değildir).
Müzdelife'nin tamamı vakfe yeridir, Mubassır vadisinden çıkın (vakfe yeri değildir)."Resulullah (sav) Arafat'tan yola çıkmıştı, arkasından birisinin (koşturmak için) devesine şiddetle bağırıp, vurduğunu işitti. Bunun üzerine kamçısıyla (etrafındakilere kulak verin diye) işaret edip, şöyle buyurdu: "Sakin olun, (Allah'ı razı edecek iyi davranış ve) birr acelede değildir.
"Resulullah (sav) güneş battığı zaman Arafat'tan (ifaza yaparak) yola çıktı. Dağ geçidine geldiği zaman deveden inip bevletti. Sonra abdest aldı. Abdesti bol su kullanarak değil, hafifçe aldı. Ben: "Namaz mı kılacağız ey Allah'ın Resulü?" diye sordum. "Hayır, namaz önümüzde!" dedi ve devesine bindi. Müzdelife'ye gelince hayvandan indi ve yeniden abdest aldı. Bu sefer bol su kullandı. Sonra namaz başladı. Akşam namazını kıldı. Sonra herkes devesini ihdı. Yine namaza başlandı. Bu sefer de yatsıyı kıldı, ikisi arasında başka bir namaz kılmadı."
Hz. Üsame (ra)'ye: "Resulullah (sav) Veda haccından, ifazadan (Arafat'tan ayrıldıktan) sonra yolculuğu nasıl yaptı?" diye sorulmuştu. Şu cevabı verdi: "Hızlı yürürdü. Ancak yolda bir düzlüğe rastlarsa daha hızlı yürürdü."
Ben Resulullah (sav)'ın Müzdelife gecesinde, ailesinden, erkenden taşlamaya gönderdiği zayıflar grubu arasında idim" demiştir.
Sevde (ra), Resulullah (sav)'tan Müzdelife'den geceleyin ifaza yapmak için izin istedi. Sevde iri, ağır yürüyen bir kadındı. Resulullah (sav) ona izin verdi. "Keşte ben de onun gibi izin istemiş olsaydım" diye hayıflanırdım. (Vaktiyle izin almamış olduğum için), hep imamla birlikte ifazada bulunurdum.