Tirmizi Resulullah (sav) Ve Ashabının Yediği Yemekler Hadisleri

- Sünen-i Tirmizi
Kitaplar
Tirmizi
Konu Başlıkları
Resulullah (sav) Ve Ashabının Yediği Yemekler
Resulullah (sav) Ve Ashabının Yediği Yemekler Hadisleri
3941-

Resulullah (sav) ailesine katık sormuştu. "Yanımızda sirkeden başka bir şey yok! 

" dediler. Aleyhissalatu vesselam onu istedi ve gelince yemeye başladı. Hem yiyor, hem de: "Sirke ne iyi katık! Sirke ne iyi katık! Sirke ne iyi katık!" diyordu.
Eşribe 166;
(2052);
Et'ime 40;
(3820;
3821);
Et'ime 35;
(1843);
Eyman 21;
(7;
14);
3942-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Zeytinyağını yeyin ve onunla yağlanın. Zira, o mübarek bir ağaçtandır. 

"
Et'ime 43;
(1852;
1853);
3943-

Bir terzi, Resulullah (sav)'ı onun adına hazırladığı bir yemeğe davet etti. Beraberinde ben de gittim. 

(Ev sahibi sofraya) arpa ekmeği, içerisinde kabak bulunan bir çorba ve kadid (kurutulmuş t) getirdi. Ben, Resulullah (sav)'ın tabağın etrafından kabağı araştırdığını gördüm. O günden beri kabağı sevmeye devam ediyorum.
Et'ime 33;
4;
25;
35;
36;
37;
38;
Büyu 30;
Eşribe 144;
(2041);
Nikah 51;
(2;
546;
547);
Et'ime 22;
(3782);
Et'ime 42;
(1850;
1851);
3946-

Resulullah (sav) kavunu taze hurma ile yer ve: "Bunun hararetini şunun serinliğiyle, şunun serinliğini de bunun hararetiyle kırıyoruz!" buyururdu. 

Et'ime 36;
(1844);
Et'ime 45;
(3836);
3947-

Resulullah (sav)'ı salatalıkla birlikte taze hurma yerken gördüm. 

Et'ime 39;
45;
47;
Eşribe 147;
(2043);
Et'ime 45;
(3835);
Et'ime 37;
(1845);
3950-

Resulullah (sav) helva ve balı severdi.

Et'ime 29;
(1832);
3952-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz et satın alınca suyunu biraz fazla kılsın. (Yemek sırasında) yiyenlerin çokluğu sebebiyle ete rastlamayıp suya rastlasa (bu ona yeterlidir), zira su da, iki etten biri olmuştur.

Et'ime 30;
(1833;
1834);
3953-

Resulullah (sav)'a bir et parçası getirilmişti. Kendisine bunun bud kısını sunuldu. Aleyhissalatu vesselam bud severdi. Bu bud gelince hemen ondan ısırarak yedi.

Et'ime 34;
(1838);
Et'ime 28;
(3307);
Enbiya 3;
Tefsir;
İsra 5;
İman 327;