Tirmizi Zina Haddi Hadisleri

- Sünen-i Tirmizi
Kitaplar
Tirmizi
Konu Başlıkları
Zina Haddi
Zina Haddi Hadisleri
1589-

Hz. Ömer (ra)'i hutbe verirken dinledim. 

Şöyle demişti: "Allah Teala hazretleri Muhammed (sav)'a hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitaba indirdi. Bu indirilenler arasında recm ayeti de vardı! Biz bu ayeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resulullah (sav) zina yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkara sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalalete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinaları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- sübüt bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teala' nın kitabına ilavede bulundu" demeyecek olsalar, recm ayetini (Kitabullah'a) yazardım."
Hudud 31;
30;
Mezalim 19;
Menakibu'l-Ensar 46;
Megazi 21;
İ'tisam;
16;
Hudud 15. (1691);
Hudud 8. 10;
(823;
824);
Hudud 7;
(1431);
Hudud 23;
(4418);
1592-

Resulullah (sav)'a, muhsan olmayan cariye zina yaparsa ne gerekir? diye sorulmuştu, şöyle cevap verdi: "Cariye zina yaparsa ona celde uygulayın, yine zina yaparsa yine celde uygulayın, yine zina yaparsa yine celde uygulayın ve sonra onu (kıldan mamul adi) bir ipe mukabil de olsa satın gitsin. 

" (Bir rivayette: "(Efendisi) ona celde tatbik etsin, bir de ayıplamasın" denmiştir.)
Büyu 66;
110;
17;
Hudud 30;
(1703);
Hudud 14;
(826);
Hudud 13;
(1440);
Hudud 33;
(4469;
4470;
4471);
1593-

Hz.Ali (ra) hutbede şöyle buyurdu: "Ey insanlar, kölelerinize -ister muhsan olsunlar, ister olmasınlar- haddleri tatbik edin. 

Zira, Hz. Peygamber (sav)'ın bir cariyesi zina yapmıştı, ona celde tatbik etmemi emretti. (Dövmek üzere) yanına geldim. Yeni nifas olmuştu. Döversem öldürürüm diye korktum. Durumu Resulullah'a arzettim. Bana: "İyi yapmışsın, iyileşinceye kadar ona dokunma" dedi."
Hudud 34;
(1075);
Hudud 13;
(1441);
Hudud 34;
(4473);
1596-

Resulullah (sav)'ın sağlığında, namaz kılmak maksadıyla bir kadın evinden çıkmıştı. Yolda ona bir erkek rastladı. 

Kadına çullanıp ihtiyacını giderdi. Kadın bağırdı, adam ise sıvıştı gitti. (Çığlığı üzerine) kadına bir erkek uğramıştı. Ona başından geçeni anlatıp, bir adam bana böyle böyle yaptı dedi. Sonra, bir grup muhacire rastladı, başından geçeni onlara da anlatıp: "Bir adam bana böyle yaptı!" dedi. Hep beraber yürüyüp, kadının kendisine tecavüz ettiği kimseyi yakalayıp kadına getirdiler. Kadın: "Evet bu odur?" dedi. Sonra adamı Hz. Peygamber (sav)'in yanına götürdüler. Resulullah adamın recmedilmesini emrettiği sırada, kadına tecavüz etmiş olan kimse kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü, suçlu benim!" diye itirafta bulundu. Resulullah (sav) kadına: "Git. Allah günahlarını affetti" dedi. Zan altında kalmış olan kimseye de güzel sözler söyleyip (gönlünü aldı). Mütecavizin recmedilmesini emretti ve recmedildi. Sonra Resulullah şunu söyledi: "Bu adam öyle bir tevbe ile tevbe etti ki, böyle bir tövbeyi Medine ahalisi yapsaydı kabul edilirdi." (Tirmizi şu ziyadede bulunmuştur: Vail (ra) Hz. Peygamber (sav)in kadına mehir takdir edip etmediğini zikretmedi.")
Hudud 22;
(1452);
Hudud 7;
(4379);
1598-

Abdurrahman İbnu Huneyn denen bir adam karısının cariyesine temasta bulundu. Hadise, Kufe emiri Nu'man İbnu Beşir (ra)'e götürüldü. 

"Ben, dedi, hakkınızda, Resulullah (sav)'ın hükmüyle hükmedeceğim: Eğer zevcen, cariyeyi sana helal ederse, yüz deynek yiyeceksin, helal etmezse recmedileceksin." Sonra (tahkik etti) karısının cariyeyi adama helal ettiğini görünce, emir yüz deynek vurdu.
Hudud 21;
(1451);
Hudud 28;
(4458;
4469);
Nikah 70;
(6;
124);
Hudud 8;
(2551);
1600-

Dayım Ebu Bürde İbnu Niyar -beraberinde bir bayrak olduğu halde- bana uğradı. Kendisine nereye gideceğini sordum. "Resulullah (sav), bana babasının hanımıyla evlenen bir adamın kellesini getirmemi (ve malına da el koymamı) emretti, ona gidiyorum" diye cevap verdi.

Ahkam 25;
(1362);
Hudud 27;
(4466;
4457);
Nikah 58;
(6;
109-110);
Hudud 35;
(2607);