Tirmizi Sahabelerden Bazılarının Faziletleri - Hasan Ve Huseyin (ra) Hadisleri

- Sünen-i Tirmizi
Kitaplar
Tirmizi
Konu Başlıkları
Sahabelerden Bazılarının Faziletleri - Hasan Ve Huseyin (ra)
Sahabelerden Bazılarının Faziletleri - Hasan Ve Huseyin (ra) Hadisleri
4425-

Resulullah (sav)'ı gördüm. Hz. 

Hasan'ı omuzunda taşıyor ve de: "Allahım, ben bunu seviyorum, onu sen de sev" diyordu.
Fezailu'l-Aahab 22;
Fezailu's-Sahabe 58;
59;
(2422);
Menakıb;
(3784);
4426-

Tirmizî'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) Hz. Hasan ve Hüseyin'e bakıp: "Allahım, ben bunları seviyorum, sen de sev! 

" buyurdu.
Menakıb;
(3784);
4428-

Resulullah (sav)'a "Ehl-i Beyt'inden hangisini en çok seviyorsun?" diye sorulmuştu. 

"Hasan ve Hüseyin!" diye cevap verdi. Hz. Fatıma (ra)'ya: "Benim oğullarımı bana çağır!" emreder, onları getirtip koklar, kucaklardı.
Menakıb;
(3774);
4429-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hüseyin bendendir ben de Hüseyin'denim. Allah Hüseyin'i seveni sever. 

Hüseyin esbat'tan biridir."
Menakıb;
(3777);
Mukaddime;
(144);
4430-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hasan ve Hüseyin, cennet ehlinin iki gencidir. 

"
Menakıb;
(3778);
4432-

Ümmü Sele'nin yanına girdim, ağlıyordu. "Niye ağlıyorsun!" diye sordum. Bana şu cevabı verdi. "Şimdi Resulullah (sav)'ı rüyamda gördüm. Başında ve sakallarında toprak vardı. "Neyiniz var, ey Allah'ın Resulü?" dedim, "Az önce Hüseyin'in öldürüldügüne şahid oldum" buyurdu."

Menakıb;
(3774);
4433-

Ubeydullah İbnu Ziyad'a Hz. Hüseyin (ra)'in başı getirildi. Elindeki çubuğun ucuyla burnuna dürtüyor ve: "Bu kadar güzelini de hiç görmedim!" diyordu. Ben de: "O, (Al-i Beyt arasında) Resulullah (sav)'a en çok benzeyeni idi" dedim.

Fezailu'l-Ashab 22;
Menakıb;
(3780);
4434-

Ubeydullah İbnu Ziyad ve arkadaşlarının kellesi geldikçe Kufe'nin Rahabe mahallesinin mescidinde üst üste dizildi. (Seyirci kalabalığı) ben de yaklaştım. "Geldi! Geldi!" diyorlardı. (Ne idi bu gelen? Merak edip daha da yaklaştım). Meğerse bir yılanmış. (Nerden geldiyse) gelmiş, kelleler arasına girip (kayboluyor, tekrar) çıkıyordu. Derken Ubeydullah İbnu Ziyad'ın burun deliğine girdi ve orada bir müddet kaldı. Sonra çıkıp gitti ve kayboldu. Biraz sonra kalabalık tekrar bağırmay a başladı. "Yine geldi! Yine geldi!" Bu hal iki veya üç kere tekerrür etti.

Menakıb;
(3782);