Yeter söz milletin:
1950 genel seçimleri
1950 seçimleri ile Türkiye'de yeni bir sayfa açılmıştı. CHP'nin baskısından kurtulan halk ile Demokrat Parti'nin sandık buluşması, ülkeyi 27 yıldır yöneten zihniyeti değiştirdi. DP, 'Yeter Söz Milletindir'in afişinin de verdiği güç ile yüzde 55 oy alarak tek başına iktidara geldi. Cumhurbaşkanı Bayar, Başbakan Menderes'ti. Hükümetin ilk icraatı ise CHP'nin yasakladığı Arapça ezanı özgür bırakmak oldu.
1946 seçimlerinden sonra Cumhuriyet Halk Partisi sadece 27 yıllık tek parti döneminin değil, çöken ekonominin faturasını da ödemek zorundaydı. İsmet İnönü'nün cumhurbaşkanı olduğu Türkiye, yeni dünya düzeninin yeni gücü olan ABD'den yardım istedi. Israrlı çabalar sonucunda Türkiye, Marshall yardımından yararlanacaktı. 1950 seçimleri öncesinde Şemsettin Günaltay hükümeti, muhalefetteki DP'nin eleştirilerini dikkate alarak yeni bir seçim yasası hazırladı. 16 Şubat 1950'de tek dereceli, genel, gizli oy, açık tasnif esası ile seçimlerde propaganda serbest bırakıldı ve yargı güvencesi getirildi.
1946 seçimlerindeki usulsüzlüklerin tekrarının yaşanmaması konusunda muhalefetin yoğun eleştirisine maruz kalan CHP yönetimi, 1950 Genel Seçimlerinden önce yeni seçim sisteminin belirlenmesi konusundaki çalışmalarına hız verdi. Bu dönemde çoğunluk ve nispi temsil sistemleri ile ilgili yapılan tartışmalarda hem DP hem de CHP yönetimleri çoğunluk sisteminin kendilerini iktidara taşıyacağını düşünüyorlardı. Sonuçta 1950 Genel Seçimlerinde çoğunluk sisteminin uygulanmasına karar verildi. Çoğunluk sisteminde bir vilayette kim en çok oyu aldıysa tüm milletvekillerini o parti kazanıyordu. CHP bu şekilde seçimlerden büyük bir başarıyla çıkacağına inanıyordu.
Seçim kampanyaları
Tek partili dönemden çok partili sisteme geçilen 1950 seçimleri, gerçek anlamdaki ilk seçim kampanyası olarak kabul edilir. Bu tarihten itibaren seçim kampanyaları her zaman renkli ve çekişmeli dönemlere sahne oldu. İlk kez radyonun devreye girdiği bu seçimlerde sınırlı alana yayın yapan Ankara ve İstanbul radyoları seçimlerle ilgili haberlere ve seçim konuşmalarına yer verdi. Özellikle, mitingler ve basın aracılığıyla halkla iletişim kurma yöntemini izleyen DP, yüz yüze iletişim modelini kullanarak halkla buluşmaya çalıştı.
Seçim kazandıran afişe sürgün
Kampanyada radyo, gazete ve afişler kullanıldı. Demokrat Parti 1950 seçimlerinde hala hafızalarda olan bir afiş kullandı. Selçuk Milar tarafından bir gecede çizilen afiş günümüze kadar gelen bir etkiyi ortaya çıkardı. Seçim afişinde çizilmiş bir el ve 'Yeter Söz Milletindir!' ifadesi yer aldı. Afişten CHP'liler de etkilenmiş ve Ankara'da Teknik Öğretim Müsteşarlığı'nda çalışan Milar, 20 gün sonra Urfa'ya sürüldü.
Türkiye seçim tarihinde bir ilk
Seçimi öncesinde 5545 sayılı "Milletvekilleri Seçimi Kanunu" çıkarıldı. Bu kanuna göre yapılan 14 Mayıs 1950 milletvekili seçimi, tek dereceli, eşit, genel, gizli oy, açık tasnif usulüne göre adli denetim altında yapılan ilk seçim oldu.
14 Mayıs 1950 günü yapılan seçimlerde DP ezici bir çoğunlukla sandıktan çıkarken 27 yıldır ülkeyi yöneten CHP ise iktidardan düştü. Demokratlar 487 milletvekilliğinin 408'ni kazandı. Seçim sloganında olduğu gibi artık 'Söz Milletin'di.
Seçim sonuçları Demokrat Partinin zaferini net bir şekilde ortaya koyuyordu. Demokrat Parti 27 yıllık CHP iktidarını sonlandırıyordu. Ancak CHP’nin çoğunluk sistemindeki ısrarı milli iradenin meclise tam olarak yansımasını engelledi. CHP çoğunluk sistemi ile kendine avantaj sağlamak isterken tam tersi bir sonuçla karşılaştı. Mecliste zayıf bir temsil ile bulunmaya razı olmak zorunda kaldı. İnönü de yaptıkları hatanın farkına varmıştı ki bunu şu şekilde dile getiriyordu: Şimdi fena nispette kaybettik.
'Darbe yapalım Cumhurbaşkanım'
Sonuçlardan rahatsız olan komutanlar İnönü'ye "Cumhurbaşkanı isterse 'seçimlere komünistler hile karıştırdı' deyip, sonuçlara müdahale edelim" mesajını yolladılar. Sadi Irmak aracılığı ile Köşk'e iletilen mesaja İnönü'nün cevabı; halkın iradesinin kabul edilmesi ve sindirilmesi şeklindeydi.
'Beyaz İhtilalciler' TBMM'DE
Türkiye'nin her yerinden Meclis'e gelen 'Beyaz İhtilalin' kahramanları ellerindeki albümlerden birbirlerini tanımaya çalışıyordu. 22 Mayıs'ta toplanan TBMM'de meclis başkanlığına Refik Koraltan, cumhurbaşkanlığına Celal Bayar seçildi. Hükümet ise Adnan Menderes başbakanlığında kurulmuştu.
Menderes'in ilk icraatı Arapça ezana özgürlük
İktidardaki Demokrat Parti'nin ilk icraatı ise 18 yıldır Türkçe okunan ezanın yeniden Arapça okunmasını sağlaması oldu. Parti içinden gelen 'henüz erken'
itirazlarına rağmen Arapça ezan için iradesini ortaya koyan Başbakan Menderes'e Meclis önünde toplanan vatandaşlar da destek verince süreç hızlandı. 16 Haziran 1950 günü yapılan düzenlemenin sonucu Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a telsiz aracılığıyla bildirildi. Bayar'ın onaylaması ile CHP'nin 1932'de çıkardığı Türkçe ezanın zorunluluğu tarihe karıştı. Arapça ezanın serbest bırakıldığı gün Bursa'da bir camide ikindi ezanı 7 defa Arapça olarak okundu.