İstikrarın adı Özal:
1987 genel seçimi
12 Eylül 1980 darbesinden sonra 3 yıl süren askeri yönetime 83 seçimleri ile son veren Turgut Özal, halkın Menderes’ten sonraki yeni lideriydi. Siyasi yasakları kaldırılan Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş’in de girdiği seçimlerde Anavatan yeniden tek başına iktidar olmuştu. Özal ise halktan aldığı güvenoyu ile iki yıl sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırdı.
Yapılan askeri müdahalelerin ortak noktası siyasi partilerin kapatılmasıydı. Ancak 1980 yılına damga vuran 12 Eylül darbesi diğer darbelerden farklı olarak mevcut tüm partileri kapatıp, parti yöneticilerine siyasi yasak getirmişti. 82 Anayasası siyasi partilere ciddi kısıtlamalar getirirken sivil yönetim için siyasetçi bulmak imkansız hale gelmişti.
Turgut Özal’ın liderliğindeki ANAP’ın 83 seçimlerinde tek başına iktidar olmasının ardından başta Doğru Yol Partisi ve Refah Partisi olmak üzere çeşitli partiler siyaset sahnesinde yeniden kurulmaya başlamıştı. Liderler siyasi yasaklı olduğu için kurulan partileri bir süre emanetçi genel başkanlar idare edecekti.
1987 seçimlerine gidilmeden milletvekilliği seçim yasasında önemli değişiklikler yapıldı. Milletvekili sayısı 400’den 450’ye çıkarıldı, seçim çevreleri yeniden düzenlendi, altıdan fazla milletvekili çıkartacak iller, birden fazla seçim çevresine bölündü. Ayrıca bu seçimlerde bir yenilik daha yapılarak kontenjan milletvekilliği uygulaması konuldu. Ülke genelindeki yüzde 10’luk baraj ile seçim çevresi barajı ise aynen korundu. 1987 seçimlerinde “tercihli oy” sistemi uygulandı.
Yasaklı siyasetçilerin önünü halk açtı
87 seçimlerine gidilmeden önce gündem siyasi yasakların kaldırılmasıydı.. Halktan gelen baskıları da dikkate alan Meclis yasakların kaldırılması için yapılan anayasa değişikliğini referanduma götürmüştü.
6 Eylül 1987 günü yapılan referandumda yüzde 50.16’lık bir oy oranı ile siyasi yasakların kaldırılması sonucu çıkmış ve Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan’ın önü açılmıştı. Bülent Ecevit, Demokratik Sol Parti’nin, Alparslan Türkeş Milliyetçi Çalışma Partisi’nin, Necmettin Erbakan ise artık Refah Partisi’nin genel başkanıydı.
Seçim kampanyalarında bir ilk
Siyasi yasakları kaldırılan liderleri tekrar siyaset sahnesine taşıyan 1987 seçimlerinde en göze çarpan siyasal reklam “Limon Kampanyası” adıyla nitelendirilen, genel başkanlığını Erdal İnönü’nün yaptığı Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin (SHP) reklam filminde “limon gibi sıkma” sloganı ile sıkılmış limon görüntüleridir.
Seçim stratejisini Turgut Özal’ın üzerine kuran ANAP, Özal’ın konuşma hızı üzerinde çalışıldı ve gazetecilerle yakın temaslı ilişkiler kuruldu. Ayrıca yayınlanan “icraatın içinden” programıyla ANAP hükumetinin icraatları anlatıldı. Programın sadece formatı değil, hazırlanışındaki profesyonellik sayesinde etki gücünü ikiye katladı. Bu seçimler televizyonda reklam filmi gösterilmesine izin verilen ilk seçimler oldu. ANAP ve SHP kampanyalarında TV filmine yer verdi.
Özal yeniden başbakan
2 Kasım 1987 günü yapılan seçimlerde 26 milyon vatandaş sandığa giderken sonuçlar yine tek başına iktidarı gösteriyordu. Anavatan Partisi oran olarak oylarını düşürse de yüzde 36 oran ile 292 vekil çıkarmayı başarmıştı. Erdal İnönü’nün SHP’si ise yüzde 25 oy ve 99 vekil ile ana muhalefet partisi hüviyetini kazanmıştı.
Bir tek Süleyman Demirel'in partisi barajı geçmeyi başardı.
Siyasi yasağı kalkan liderlerden bir tek Süleyman Demirel partisine yüzde 10 barajını geçirerek yüzde 19 oy ve 59 vekil ile Meclis’teydi. Bülent Ecevit’li DSP yüzde 8,5, Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi yüzde 7, Alparslan Türkeş’li MÇP ise yüzde 3 oy alabilmişti.
1987 yılında yapılan seçimler sonrasında tekrar hükümeti kuran Özal, partisinin oyu düşmesine rağmen başbakanlığını devam ettirdi. 18 Haziran 1988’de Anavatan Partisi 2. Olağan Kongresi sırasında Kartal Demirağ tarafından başarısız bir suikast girişimine hedef olan Özal, 2 yıl sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için de halktan büyük bir güvenoyu almıştı.