Halk sandığı patlattı:
2007 genel seçimi
2002 seçimleri ile iktidara gelen AK Parti beş yıl içinde bir yandan kötü giden ekonomiyi yavaş yavaş rayına oturturken diğer yandan özgürlük alanlarını ve demokrasiyi geliştirdi. 2004 yerel seçimlerinde de sandıktan açık ara birinci parti olarak çıkan AK Parti halktan güvenoyunu da aldı.
28 Şubat darbecilerinin getirdiği yasaklar ile mücadele etme alanları açmaya çalışan Erdoğan ve arkadaşları darbeye hazır yapıların hedefindeydi. Henüz 2003 yılında Cumhuriyetgazetesi, “Genç Subaylar Rahatsız" manşeti ile darbe iması yaptı.
Karanlık eller devrede 2006 yılı, 2007'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde yaşanacakların habercisiydi. AK Parti'ye ülkeyi 7 yıl yönetecek cumhurbaşkanını seçtirmek istemiyorlardı. CHP Genel Başkanı Baykal, Erdoğan'ı hedef göstererek “Seni Cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğiz" propagandası yaparken, kartel medyası da muhalefete manşetlerle omuz veriyordu.
Trabzon'daki Santa Maria Kilisesi'nin Katolik rahibi Andrea Santoro'nun 5 Şubat 2006'da öldürülmesi, 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay 2. Dairesi'ne yapılan silahlı saldırı, Malatya'daki Zirve Kitabevi'ne 18 Nisan 2007'de yapılan baskında, biri Alman ikisi Türk 3 Hristiyan misyonerin boğazları kesilerek öldürüldü. Son olarak Türkiye'nin Ermeni aydınlardan Hrant Dink'in Ocak 2007'de katledilmesi derin ellerin kaos planlarının yansımasıydı.
Sivil ayaklanmanın adı cumhuriyet mitingi
TBMM'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken sivil bir ayaklanma kurgulandı. Ulusalcı ve Kemalist çevrelerin düzenlediği, merkez sol partilerin de desteklediği, 14 Nisan 2007'de Ankara'da başlayan, ardından 29 Nisan'da İstanbul'da, 13 Mayıs'ta İzmir'de olma üzere birçok ilde de gerçekleştirilen Cumhuriyet Mitingleri, AK Parti'ye cumhurbaşkanı seçtirmemeyi hedefliyordu.
İddianamelere de konu olan mitingler, darbe çağrılarının yapıldığı birer kürsü oldu. İktidar partisine karşı organize edilen mitingler başarısızlıkla sonuçlandı.
Önce muhtıra sonra 367 kararı
Aday olup olmamayı balıkçıya bile soran Başbakan Erdoğan, 24 Nisan 2007'deki grup toplantısında “Tüm araştırmalar neticesinde bir ismi ortaya çıkardık. O da bu hareketi birlikte kurduğumuz Abdullah Gül kardeşimdir" dedi. AK Parti'nin bu kararı darbeci, cumhuriyetçi ve Kemalist çevreleri harekete geçirdi. İlk tur oylamanın yapıldığı 27 Nisan'da Abdullah Gül 357 oy aldı. Oylamanın hemen sonrasında, CHP 367 iddiasıyla seçimi Anayasa Mahkemesine taşıdı. CHP'nin bu kararının arkasında ise eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun 26 Aralık 2006'daki yazısı vardı.
AK Parti ülkeyi uçurumun kenarından çevirdi.
AK Parti ülkeyi uçurumun kenarından çevirdi.
Oylamanın yapıldığı gün Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde literatüre “e-muhtıra" olarak geçen bildiriyi yayınlayarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale etmek istemişti. Fakat siyasi irade bu girişime kayıtsız kalmayıp ertesi sabah çok sert bir yanıt verdi. AK Parti Hükümeti adına konuşan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in sözleri ülkeyi uçurumun kenarından çevirdi.
Muhtırayı seçmen verdi
Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerini iptal kararı üzerine AK Parti erken seçim kararı aldı. Tarihi ise 22 Temmuz olarak belirlendi. Cumhurbaşkanı seçmesine engel olunan ve darbe girişimine maruz kalan AK Parti meydanları dolup taşırdı adeta. İktidar patisi 79 ilde miting yaparken CHP Cumhuriyet mitinglerinin arkasına sığındı. Millet sandıkta patladı adeta.
CHP Cumhuriyet mitinglerinin arkasına sığındı.
AK Parti yüzde 46.58 ile 341 milletvekili, CHP yüzde 20.88 ile 112 milletvekili, MHP ise yüzde 14.27 ile 71 milletvekili çıkartmıştı. Bağımsızlar ise rekor kırdı. Güneydoğu oyları ile bağımsız olarak seçime giren DTP ise 20 vekil ile Meclis'teydi. Türkiye seçmeni koalisyonlar döneminden sonra, 2002 seçiminde başlayan tek parti ve demokratik siyasetten yana tavır aldı.
Meclis'in seçtiği son 'Cumhurbaşkanı'
Seçimlerin ardından Meclis 4 Ağustos'ta ilk toplantısını yaptı. İlk olarak Meclis Başkanı seçimi gerçekleşti. AK Parti'nin adayı Zonguldak milletvekili Köksal Toptan, muhalefetin de desteğiyle ilk turda 450 oy alarak başkan seçildi. Abdullah Gül ise bütün engellemelere rağmen 20 Ağustos'ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin üçüncü turunda Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanı seçildi. Gül Meclis tarafından seçilen son Cumhurbaşkanı oldu.