12 Eylül'e yargı yolu:
2010 anayasa referandumu
1982 Anayasası yüzde 91 gibi çok yüksek bir oyla kabul edilmesine rağmen sürekli eleştirilerin odağında yer aldı. Takvim yaprakları 2010’u gösterdiğinde AK Parti 1982 Anayasasında bazı değişiklikler yapmaya karar verdi. Hazırlanan 26 maddelik mini anayasa paketinde birçok değişiklik hedeflendi.
Referandum, Anayasanın toplumca tartışılmasına imkân vererek, bürokratik vesayet kurumlarını ve otoriter anlayışı bir meşruiyet tartışmasının içine soktu. Böylelikle bürokratik vesayetle üzeri örtülmesinin önüne geçilmekte ve ihtilaf topluma mal edilmektedir.
12 Eylül 2010 referandumu öncesi yapılan çağrılarda birçok kesim “Yetmez ama Evet” sloganına destek verirken, muhalefet ise karşı çıktı. Bu süreçte Fetullah Gülen’in kurduğu yapı da anayasa değişikliğini desteklemeye başladı.
Bu referandumda seçmen 26 maddelik değişiklik paketi için sandığa gitti. Oy kullanan seçmenlerin yüzde 57,9'u "evet" ve yüzde 42,1'i ise "hayır" oyu verdi. Referandum sonuçlarının önüne geçen olay ise kaset komplosu ve CHP lideri Kemel Kılıçdaroğlu'nun sandığa gidememesi oldu.
Kaset komplosu
Referandum sürecinde Türkiye siyasi bir operasyona tanık oldu. CHP’yi yaklaşık 20 yıldır yöneten Deniz Baykal bir kaset komplosuna müteakiben istifa etti. 29 Mart 2009 mahalli idareler seçimlerindeki çalışmalarıyla öne çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, son dakikada örgüt üzerindeki hâkimiyetiyle bilinen CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın adayı olarak Genel Başkan oldu. CHP’de değişimi ve yenileşmeyi temsil eden bir markaya dönüştürülmeye çalışılan Kılıçdaroğlu, medyanın da katkısıyla CHP’nin oylarında yüzde 5–6 nispetinde bir yükselme sağladı. Bu projenin tuttuğunu gösteren bu sonuçlarla CHP, 1970’lerdeki Bülent Ecevit’in efsanevi yükselişini Kılıçdaroğlu üzerinden tekrar etmek istedi.
Kılıçdaroğlu oy kullanamadı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun oy kullanamaması oldu. Kılıçdaroğlu Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu 2009 yerel seçimleri için İstanbul, Kağıthane'ye aldırdığı seçmen kaydını, Kağıthane'deki ikameti sone erdiğinde, Ankara'ya aldırmayı unuttu. Kağıthane'deki adresinden ayrılınca İstanbul'daki seçmen kaydı silindi. Ankara'da seçmen kaydı da yapılmadı. Referandumun ardından manşetlerde dikkat çeken bir tartışma başladı. Parlamenter sistemin tıkandığı üzerine hükumet ve AK Parti’nin açıklamaları gazetelerin birinci sayfasında yer aldı.
32 yıl sonra yargı yolu
12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra yürürlüğe giren, "Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin yargılanamayacağı"na dair Anayasa'nın geçici 15. maddesi yine bir 12 Eylül günü yapılan bu referandumun ardından kaldırıldı.
12 Eylül darbesinin mimarlarına müebbet hapis cezası verildi.
12 Eylül darbesinin sorumluları ile bu kişilerin emir ve talimatlarını uygulayanlar hakkında yapılan suç duyurularının ardından, darbe döneminin Genelkurmay Başkanı, Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya 4 Nisan 2012'de, yani darbeden 32 yıl sonra yargılanmaya başladı. Evren ve Şahinkaya’ya müebbet hapis cezası verildi. Yargıtay'da temyiz istemi görüşülen dava, iki ismin hayatını kaybetmesinin ardından düştü.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesi olan 12 Eylül Askeri Darbesi'nin üzerinden 36 yıl geçti. Darbecilerin yargılanması ise darbenin 30'uncu yılına denk gelen 12 Eylül 2010'daki referandumda "evet" çıkmasının ardından mümkün oldu.
Yargıda yapılan değişiklikler ile hedeflenen yargı
bağımsızlığının tam tersi bir tablo ortaya çıktı. Değişikliklerden örgütsel amaçları doğrultusunda yararlanmayı başaran FETÖ, yargı içerisindeki yapılanmalarını daha da güçlendirdi. Devlet içerisindeki bu illegal yapı 2012 yılına gelindiğinde iktidara ve devletin diğer kurumlarına karşı illegal operasyonlar yapmaya başladı.
Referandum Sonuçları ve AK Parti
Anayasa değişiklik paketinin, muhalefet tarafından AK Parti hükumetinin güven oylamasına dönüştürüldü. Bu bağlamda sonuçlar hükümetin güvenoyu aldığını da ortaya koydu. AK Parti'nin yüzde 58 gibi yüksek bir oranda referandumu sonuçlandırması, açık bir başarı olarak değerlendirildi. Sandığa gitme oranının yüksek ve sandıktan güçlü evet çıkması AK Parti’nin genel seçimlere daha rahat gitmesini sağladı. Referandum sonuçları, AK Parti’nin halen tek başına hükumet kurabilecek bir desteğe sahip olduğunu gösterdi.
Referandum sonuçları ve CHP
CHP içinde de sıkıntı ve tartışmalara yol açan referandum sonuçları, CHP’nin başarısızlığı olarak yorumlandı. Referandumdan çıkan güçlü evet, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun oy kullanamamasını CHP içi bir tartışmaya dönüştürdü. Referandumdan hemen önce CHP lideri olarak AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına çıkan Kılıçdaroğlu, bu süreçten sanılanın aksine zayıflayarak çıktı. Başarısızlık önceki Genel Başkan Deniz Baykal’a 11 veya CHP Genel Sekreteri Önder Sav ve ekibi ile teşkilatlara fatura edildi.