Türkiye'nin kabusu:
1991 genel seçimi
ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal’ın 1989’da cumhurbaşkanlığına seçilmesinin ardından Türk siyasetinde de dengeler değişmişti. Özal’ın Çankaya Köşkü’ne çıkmasını engelleyemeyen güçlerin hedefi iki seçimdir sandıktan tek başına çıkan ANAP’tı. Özal’dan sonra Başbakanlığa atanan ve Anavatan Partisi Genel Başkanlığı’na seçilen Yıldırım Akbulut, 16 Haziran 1991’de yapılan kongrede koltuklarını Mesut Yılmaz’a kaptırmıştı. Yeni Genel Başkan Yılmaz, ardından başbakanlık görevine de getirildi. Mesut Yılmaz, Özal’ın bıraktığı ANAP efsanesinin sonunu getiren isim olarak anılacaktı.
Bölgesel çatışmaların yoğunlaştığı, gelir adaletsizliğinin giderek derinleştiği, medya araçlarından yeni bir döneme girildiği vurgusu ile kapitalizmin dayatması, iletişim alanındaki yeni buluşlar 1990’lı yılların ayırt edici özellikleriydi. Dönemin en çok kullanılan kavramı ise ‘küreselleşme’ydi. Aynı dönemde Türkiye’de ise Genel Maden-İş’in grevi bir anda toplumun yakından ilgilendiği bir eylem haline gelmişti Zonguldak halkının grevi desteklemesi ise o güne kadar görülmeyen bir durumdu. Bu yürüyüş, Türkiye tarihinin en geniş çaplı işçi yürüyüşü olma özelliğini korumaktadır. Bu yürüyüşün diğer bir önemli sonucu ise siyasal iktidarın da değişmesine etki etmesi olur.
Büyük madenci yürüyüşü
1990 yılı birçok kamu sektöründe toplu iş sözleşmelerinin imzalanacağı yıldır fakat sendikalar ve hükumet ücretler konusunda ciddi anlaşmazlığa düşer. Zonguldak'taki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA) iş yerlerinde örgütlü olan Türk-İş'e bağlı Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) ile işveren arasında 48 bin işçi için sürdürülen toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanmıştı. Bunun üzerine sendika grev kararı almış 30 Kasım 1990'da grev başlamıştı. Sol partiler ile meslek kuruluşlarının da destek verdiği Maden İşçileri Sendikası 1991 yılının 4 Ocak'ında Zonguldak'tan Ankara'ya doğru 100 bin kişi ile yola çıktı. Yürüyüş 5 Ocak’ta Mengen'e ulaşmıştır. Madenciler Ankara'ya yaklaşmaktadır, gerilerinde 70 km yol bırakırlar. Mengen'den sonraki durak Gerede'dir; ancak ilçeye ulaşmadan üçüncü barikatla madencilerin önü kesilir. Madencilerin Mengen'deki bekleyişi, Ankara'ya gitmek üzere yola çıkacak olan Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer’in konuşmasıyla son bulur. Konuşmanın ardından Denizer Ankara'ya yola çıkar, madenciler ise Zonguldak'a döner. Bu yürüyüş, Türkiye tarihinin en geniş çaplı işçi yürüyüşü olma özelliğini korumaktadır. Bu yürüyüşün diğer bir önemli sonucu ise siyasal iktidarın da değişmesine etki etmesi oldu.
Zonguldaklı madencilerin büyük yürüyüşünden 1 yıl sonra, Türkiye'nin en büyük kazalarından biri meydana gelmişti. Taşkömürü madenciliği tarihinin en büyük felaketlerinden biri olan kaza, Zonguldak'ta kömür madenciliğinin 150 yıllık tarihinin en büyük felaketi olmuştu. Olay sonucunda 263 madenci yaşamını yitirmiştir.
Siyasal propagandada yeni dönem
Mesut Yılmaz’ın 1991 yılında ANAP Genel Başkanlığı’na seçilmesi ve işçilerin sokağa dökülmesi muhalefet partileri tarafından erken seçim isteme sebebi olmuştu. Halkın seçtiği bir Başbakan isteniyordu. TBMM’de tatil kararı ile birlikte erken genel seçimlere gidilmesi de kararlaştırılıyordu.
12 Eylül darbesi sonrası kurulan tüm dengelerin değiştiği 20 Ekim 1991 genel seçimlerinde ilk kez tüm partiler reklam ajanslarıyla geniş kapsamlı işbirliğine girdiler. Seyirlik birer gösteri halini alan kampanyalarda en dikkat çeken Fransız reklamcı Seguela ile ANAP işbirliğidir.
Seguela yazdığı kitapların yanı sıra dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand’a yaptığı kampanyalarla Türkiye’de tanınıyordu.
Seguela, seçimlerin artık “medya savaşları” olduğu görüşüyle kampanyanın temposunu ve yoğunluğunu zaman içerisinde değiştirerek daha etkili olduğu düşünülen bir yol izledi. “Çünkü daha yapacak çok iş var” sloganıyla lider odaklı bir seçim kampanyası yürüten ANAP, parti lideri Mesut Yılmaz’ın fotoğrafına odaklandı.
Partileri, özel televizyon kanallarında reklam filmi yayınlatmaları kampanyayı renkli bir hale getirmişti. SHP, MEGA 10 adlı televizyon şirketi ile anlaşarak günde iki saatlik yayınla partisinin seçim beyannamesini kamuoyuna anlatmaya çalıştı. Star kanalında ise ANAP, DYP, Refah Partisi, DSP’nin propaganda filmleri kamuoyuna sunuluyordu.
İttifakların seçimi
Seçimlerin bir başka özelliği de Refah, MHP ve Islahatçı Demokrasi Partisi’nin kendi aralarında bir ittifak oluşturarak Refah Partisi bayrağı altında seçime katılması oldu. SHP de HEP ile oluşturduğu dolaylı ittifak ile Güneydoğu’daki oyları toplamayı hedefliyordu.
Yeniden koalisyon dönemi
Altı siyasi parti ve bağımsız adayların yarıştığı 20 Ekim 1991’deki seçimlerde Doğru Yol Partisi yüzde 26,2, Anavatan Partisi yüzde 23,3, Sosyal Demokrat Halkçı Parti yüzde 20,1, Refah Partisi yüzde 16,4 ve Demokratik Sol Parti yüzde 10,4 oy alabilmişti. Seçimlerin ardından sekiz yıldır iktidarda bulunan ANAP’ın tek parti iktidarı sona ermişti.
1991 seçimlerinden Demirel'in lideri olduğu Doğruyol Partisi birinci parti olarak çıkmıştı. Ancak Meclis içinde tek başına iktidarı kurabilecek çoğunluğa sahip değildi. Demirel kendi deyişiyle "altı defa gitmiş yedi defa gelmişti." Üstelik bu hesaba daha sonra seçileceği cumhurbaşkanlığı dâhil değildi.
Hükümeti kurma görevinin verildiği DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel’in DYP-SHP koalisyon hükümetini 20 Kasım 1991›de kurması ile SHP Genel Başkanı Erdal İnönü Başbakan Yardımcılığı görevini aldı. Demirel kendi deyişiyle"altı defa gitmiş yedi defa gelmişti." Üstelik bu hesaba dahasonra seçileceği cumhurbaşkanlığı dâhil değildi. Onun 7. başbakanlığı döneminin popüler şarkısı Yonca Evcimik'in seslendirdiği "aboneyim abone"şarkısı ile çizilmişti.
Cumhurbaşkanı Özal’ın mirası Mesut Yılmaz genel başkanlığında çalkalanıyordu. İttifakla seçime giren partilerin ayrılmasıyla mecliste 8 siyasi parti ortaya çıkmıştı. Seçimlerle birlikte koalisyon hükümetleri döneminin başladığı Türkiye demokrasinin sancılar çekeceği 11 yıllık bir sürece ilk adımını da atmış oldu. Bir yandan terörün en üst seviyeye ulaşacağı Türkiye diğer yandan faili meçhul cinayetlerin sarsıntısını yaşayacaktı.