Halkın demokrasi dersi:
2007 anayasa referandumu
Anayasada yapılması önerilen değişiklik, AK Parti’nin, genel seçimi erkene alma kararıyla birlikte, ordunun başını çektiği Kemalist kurumların, o tarihte Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesini ve sivil siyaseti engellemeye yönelik girişimlerine karşı vermiş olduğu doğrudan bir tepkiydi.
2002 seçimleri ile iktidara gelen AK Parti 2004 yerel seçimlerinde de sandıktan açık ara birinci parti olarak çıktı. 28 Şubat darbecilerinin getirdiği yasaklar ile mücadele etme alanları açmaya çalışan Erdoğan ve arkadaşları darbeye hazır yapıların hedefindeydi. Henüz 2003 yılında Cumhuriyet gazetesi, “Genç Subaylar Rahatsız” manşeti ile darbe iması yaptı.
Darbeye çağıran bu manşetle yetinmeyen Cumhuriyet gazetesi "Tehlikenin farkında mısınız?" kampanyasını başlattı. 14 Nisan'da Ankara Tandoğan'da başlayıp İstanbul ve İzmir'de devam edip Samsun'da biten ünlü "Cumhuriyet mitingleri" örgütlendi. Amaç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın muhtemel Çankaya adaylığının önüne geçmekti.
Siyasi ortamı bir yay gibi geren diğer olay ise Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın 12 Nisan’da düzenlediği basın toplantısında sarf ettiği, “sözde değil özde laik bir cumhurbaşkanı” istediklerine dair sözleri oldu. AK Parti kanadında ise büyük bir coşkuyla karşılanan Başbakan Erdoğan’ın açıklaması, cumhuriyetçi ve Kemalist çevreleri yeniden harekete geçirdi.
“Adayımız, bugüne kadar bu yolda olduğumuz, bu hareketi beraber kurduğumuz Abdullah Gül kardeşimdir...”
CHP’nin çıkardığı 367 krizi
AK Parti’nin bu kararının ardından ilk tur oylamanın yapıldığı 27 Nisan’da Abdullah Gül 357 oy aldı. Bu kez eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu "367 kuralını" ortaya attı. Bu plana göre, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda Meclis'in nitelikli çoğunluğu olan 367 milletvekili Genel Kurul'da hazır bulunmazsa, ilk tur gerçekleşmemiş sayılacaktı. Böylece AK Parti, Gül'ü seçtirmek için milletvekili sayısının yettiği üçüncü tura hiç ulaşamayacaktı. Ancak planın işlemesi, Erkan Mumcu liderliğindeki ANAP ile Mehmet Ağar liderliğindeki DYP'nin o gün Meclis'e gelmemelerine bağlıydı.
Ağar ve Erkan Mumcu önceleri, Cumhurbaşkanlığı seçimine katılma eğilimi içindeydi. AK Parti’yi cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yalnızlaştırmak isteyenler çeşitli kollardan baskılara hemen başladı. Basın açıklaması yapan Ağar, Meclis’e girmeyeceklerini söyledi. Erkan Mumcu Meclis'te yapacağı toplantıyı partide yaptı ve toplantıyı uzattı. Ve kimse Meclis'e giremedi.
27 Nisan günü iki parti de Meclis'e gelmedi. CHP, Gül'ün 357 "evet" oyu aldığı seçimleri Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Aynı gece saat 23.20’de Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesine konulan hükümete karşı bildiri ortalığı iyice karıştırdı. Ordu e-muhtıra ile isim vermeden Gül’ün adaylığına kesinlikle karşı olduğunu açıkladı.
Anayasa Mahkemesi CHP’nin itirazını kabul edince ilk tur oylama iptal edildi. TBMM, CHP’nin çıkardığı 367 krizi nedeniyle cumhurbaşkanı seçemedi. Bu engellemenin ardından siyasetteki tıkanmayı aşmak için AK Parti 22 Temmuz 2007’de erken seçim yapılması için harekete geçti. Seçimlerde AK Parti yüzde 46.58 ile 341 milletvekili, CHP yüzde 20.88 ile 112 milletvekili, MHP ise yüzde 14.27 ile 71 milletvekili çıkardı.
Krizleri engellemek için referandum
Seçimlerin ardından Meclis 4 Ağustos’ta ilk toplantısını yaptı. İlk olarak Meclis Başkanı seçimi gerçekleşti. AK Parti’nin adayı Zonguldak milletvekili Köksal Toptan, muhalefetin de desteğiyle ilk turda 450 oy alarak başkan seçildi. Seçimlerden ezici bir çoğunlukla çıkan AK Parti, bir kez daha 367 sorunuyla karşı karşıyaydı. CHP, yine Meclis'i boykot ederse seçim için yeterli katılım oranı yani 367 yeter sayısı nasıl sağlanacaktı. İşte tam bu notada AK Parti'ye sürpriz destek geldi. MHP "AKP kimi isterse aday gösterebilir. Biz Meclis'e gireriz, 367 sorunu yaşanmaz" açıklamasıyla krizin çözülmesini sağladı.
Gül, Meclis tarafından seçilen son Cumhurbaşkanı oldu.
Abdullah Gül bütün engellemelere rağmen 20 Ağustos’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin üçüncü turunda Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı seçildi. Gül Meclis tarafından seçilen son Cumhurbaşkanı oldu.
Bu krizin tekrar yaşanmaması için Anayasa’nın değiştirilerek cumhurbaşkanının halk tarafından ve 5 yıl süreyle seçilmesi için Meclis’e verilen önerge kabul edildi. Statüko yanlısı gazeteler ise Meclis’in bu kararını kaos olarak kamuoyuna sundu. Hürriyet’in 411 el kaosa kalktı manşeti Türk gazetecilik tarihine geçen ‘kaos haberciliği’ olarak hafızalara kazındı.
Sezer'in son girişimleri
O tarihte Cumhurbaşkanı olan ve AK Parti’ye karşı fiilen ordunun yanında yer alan Ahmet Necdet Sezer’in önerilen anayasa değişikliğini referanduma götürmesini bekleyen AK Parti, anayasa değişikliğini bir kez daha gözden geçirilmesi için Meclis’te karşısında buldu. AK Parti, Sezer’in Meclise gönderdiği teklif üzerinde hiçbir değişiklik yapmadan Anavatan Partisi’nin (ANAP) desteğiyle, meclisten bir kez daha geçirdi. Seçimle referandumu aynı günde yapmak isteyen AK Parti, 120 günlük süreyi 45 güne indiren bir yasa değişikliğini de meclisten geçirdi.
Referandum ile genel seçimleri 22 Temmuz’da düzenleme isteğini fiilen ortadan kaldırdı.
Sezer, referandumu engellemek için kendisine tanınmış olan yasal gözden geçirme süresini sonuna kadar kullandı ve en sonunda anayasa değişikliğini referanduma götürdü. Sezer, referandum düzenleme süresini kısaltan değişikliği de bir kez daha görüşülmesi için meclise geri gönderdi. Bu hamle ile AK Parti’nin referandum ile genel seçimleri 22 Temmuz’da düzenleme isteğini fiilen ortadan kaldırdı.
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin anayasa değişikliği 21 Ekim 2007’de halkoyuna sunuldu ve yüzde 68,9 evet oyu ile kabul edildi. Abdullah Gül bu nedenle Meclis tarafından seçilen son cumhurbaşkanı sıfatını kazandı.
Referandumun hemen ardından Türkiye’ye karşı terör saldırıları başladı. Irak’tan gelen 250 PKK’lı terörist Dağlıca’da 12 askeri şehit etti. Çatışmada 32 terörist öldürüldü, sağ kalanlar Irak’a kaçtı. PKK'nın saldırısı Türkiye çapında düzenlenen birçok gösteriyle kınandı.