Aziz Milletimiz,
“Halka hizmet, hakka hizmettir” düsturuyla yıllar önce ortaya
koyduğumuz siyaset anlayışımız, en zor günlerinde Türkiye’ye refah ve
huzur kapılarını araladı.
Milletimizin istiklal ve istikbali için yarım asırdan uzun zamandır
sürdürdüğümüz bu yürüyüş, bugün inanmış kadrolarımızla devam ediyor.
En zor zamanlarda sorumluluk üstlenen, milletini canından aziz bilen
kadrolarımız, tarihi bir dönemeçte yeniden refah için ayağa kalktı.
Değerli Milletimiz,
Millî Görüş, sadece bir siyasi hareket, sadece bir siyasi görüş değil, aynı
zamanda bir yaşam felsefesidir. Millî Görüş’ün temel taşları “ahlak, fazilet,
merhamet, liyakat, feraset, hidayet, dirayet ve gayret”tir. Bu sebeple
Millî Görüş, maneviyatı önceleyen ve tarihimize sahip çıkan bir bakış açısı
sunmaktadır.
Millî Görüş, Türkiye’de siyaset sahnesine çıktığı ilk günden itibaren birçok
değişimi beraberinde getirdi. Türkiye, ahlakı merkezine alan bir yönetim
anlayışını Millî Görüş ile tanıdı. Rant peşinde koşmayan, makam ve rakam
için değil Allah rızası için hizmet eden Milli Görüş kadroları, tarihimizde
müstesna bir yere sahip oldu.
1989 Yerel Seçimlerinde elde ettiğimiz başarılar, büyük bir zihniyet
devriminin işaretçisiydi. 1994’te Türkiye’nin en büyük şehirlerini yönetmeye
başlamamız, bu başarının bir sonucuydu. Milletimiz, sosyal belediyecilik ve
hizmet siyasetini bizimle tanıdı. Bu başarılar, 54. Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti’nin kuruluşuna zemin hazırlayarak Millî Görüş’ün iktidara
yükselmesini sağladı.
Ancak Türkiye’nin ilerlemesini istemeyen karanlık odaklar, kirli senaryolarla
Millî Görüş’ü iktidardan uzaklaştırmaya çalıştı.
Buna rağmen, Millî Görüş’ün millet nezdindeki yeri hiçbir zaman değişmedi.
Yaşadığımız zorluklar karşısında Millî Görüş’ü terk edenler oldu. Terk ettiler
ama Millî Görüş’ün başarısını sahiplenmekten de geri durmadılar; buna
bütün Türkiye şahitlik etti. Ancak başarıyı sahiplenenler, Millî Görüş’ün temel
ilkelerini zamanla unutarak milletimizin teveccühüne kibirle karşılık verir hale
geldiler. Paylaşımda, yargıda ve yönetimde adalet prensibimizi ihmal
ederken, ahlak yerine de rant ve kazancı öne çıkardılar.
Biz ise “Kurtuluş, Millî Görüş’ün maddi ve manevi kalkınma hamleleriyle
mümkündür” düşüncesine sadık kaldık. Bu sebeple Refah Belediyeciliği,
bugün hâlâ milletimizin hafızasında hoş bir sada olarak yankılanmaktadır.
Aziz milletimiz,
Türkiye bugün farklı görünse de aslında birbirinin aynısı olan ve milletimizin
hak ve hukukunu gasp eden üç belediyecilik anlayışına mahkum edilmiştir.
Bunlardan ilki, insanı unutan ve her şeyi yüksek kazançlara, kişisel çıkarlara
endeksleyen ‘Rantçı Belediyecilik’ anlayışıdır. Bu anlayışta ahlak ötelendi,
şehirlerimiz yok edildi. Kaçak katlar, beton yığınları, torpilli alımlar, fesat
karışmış ihaleler muteber oldu; helal kazanç, alın teri, temiz hava, yeşil doğa
değersiz görüldü. Faizle borç batağına sürüklenenler, yolsuzlukla haram
sofralarına düşkün oldular. Rant, girdiği her yeri zehirleyen bir uyuşturucu
gibi hareket etti. Kurumlarımız çürüdü, ahlak çöktü. Bu rantçılar, ihalelere
fesat karıştırarak, helale haram bulaştırdılar. Haramın normalleştiği bu
belediyelerde, bereket kalmadı. İsraf denizinde batan bu belediyeleri
yönetenler, son ana kadar yolsuzluğa, israfa, adam kayırmacılığa devam
ediyorlar.
‘Rantçı Belediyecilik’ kurumlarımızı çürütürken ona alternatif olarak sunulan
diğer bir anlayış ‘Heykelci Belediyecilik’ oldu. Bu anlayışla da milletimizin
temel ihtiyaçları heykellerle örtülmeye çalışılıyor. Ahlak, LGBTİ
propagandalarıyla kirletiliyor. ‘Heykelci Belediyecilik’te de ‘Rantçı Belediyecilik’te olduğu gibi, tüm
yanlışlar ve yolsuzluklar tekrarlanıyor. Millete, hizmete vakfedilecek
kazançlar festivallere, reklâm ajanslarına, sözde sanatçılara akıtılıyor.
Vatandaş hizmetten mahrum kalırken partizanların cebi doluyor.
Milletimizin başına bela olan bir diğer belediyecilik türü ise ‘Örgütçü
Belediyecilik’tir. Bu anlayış üzerinden siyaset yapıp milletin oyunu alanlar,
milletimizin düşmanlarına destek veriyor. Böyle olunca da ülkemizin bazı
bölgelerinde halkın değil, terörün sözü geçiyor. Aziz vatandaşlarımızın
vatanseverlik duyguları ve derin acıları istismar ediliyor. Bu acıların rantını
yiyen terör sözcüleri ise kendi evlatlarını Paris’te, Londra’da yaşatırken,
garibanın evlatlarına Sur’da, Cizre’de ölümü reva görüyor. ‘Örgütçü
Belediyeler’, “halk, halk” diye bağırırken, halk düşmanlarıyla birlikte
hareket ediyor. Milletin tek bir yarasına şifa olmayan bu anlayış, millî
vicdanımızda yaralar, hafızamızda ise kara izler bırakıyor.
Aziz Milletimiz,
Yıllardır sadece üç belediyecilik türüyle ve bunların getirdiği tehditlerle
mücadele etmek yetmiyormuş gibi, bugün 40 yıl önce gündemimizde
dahi olmayan daha büyük sorunlarla karşı karşıyayız. Bu sorun, sadece
bizi değil tüm dünyayı tehdit ediyor.
Hayvanseverlik adı altında sokaklarımız başıboş sokak köpekleri
tarafından işgal ediliyor ve milletimizin can güvenliği açıkça hiçe sayılıyor.
‘Akıllı Şehir’ projesiyle insanlarımızın ve şehirlerimizin tek tipleştirilmesi
amaçlanıyor. Pandemi sürecinde gördük ki şehirlerin ve bireylerin verileri
toplanarak adeta ruhsuz, korkak, her şeye itaat eden bir insan profili
oluşturulmaya çalışılıyor.
Yetmiyor, kirli lobiler tarafından desteklenen sapkın LGBTİ anlayışı,
nesillerimizin geleceğine saldırıyor, kadın ve erkek arasındaki doğal farkı
ortadan kaldırarak, cinsiyet eşitliği adı altında cinsiyetsiz bir toplum inşa
etmeye çalışıyor.Dijital bağımlılık ise almış başını gidiyor. Çocuklarımız tablet ve telefon
ekranlarına hapsediliyor. Şehirlerimizin kimliği yağmalanıyor ve geriye
ruhsuz beton yığınları kalıyor.
Son dönemde kira ve ev fiyatlarının fahiş oranlarda artışı,
mülkiyetsizleştirme projelerinin hız kesmeden devam ettiğini gösteriyor.
İnsanlarımız tüm bu zorluklar karşısında yalnız bırakılıyor.
Bugün şehirlerimizde, vahşi kapitalizmin yalnızlık batağına sürüklediği
milyonlarca çaresiz ve kimsesiz insanımız var. Milletimizin ruh sağlığı
günden güne bozulurken, ülkemizin farklı köşelerinden gelen intihar
haberleri canımızı yakıyor.
Aziz Milletimiz,
Türkiye, 2024 Yerel Seçimlerinde hem yerelde hem de dünyada tarihi
bir tercihin eşiğinde bulunuyor. Şehirlerimiz emniyetini yitirdi. Doğamız
beton bloklarla yok edildi. Belediye bütçeleri israf ve yolsuzlukla
sömürüldü. Belediyelerin istihdam ve uygulamalarında adalet ortadan
kalktı, siyaset kirletildi. Tarihimiz, kültürümüz, benliğimiz ve nesillerimiz
büyük bir saldırıyla karşı karşıya. Medeniyetimizin izleri silinmeye
çalışılırken, insanı insan yapan tüm unsurlar tehdit altında. Küresel
güçler, şehirlerimizi monotonluğa hapsederek kendilerine bağlamaya
çalışıyor.
Bu saldırıları görmesi ve müdahale etmesi gerekenler ise durumun
farkında değil. Onlar ne derse, yönetici koltuklarında oturanlar hemen
uyguluyor. Onlar 'akıllı şehir' diyor, bizimkiler sorgulamadan teknolojiyi
satın alıyor. Onlar 'hayvan hakları' diyor, çocuklarımız sokaklarda zarar
görüyor, bizimkiler seyrediyor. Onlar dijital araçlarla çocuklarımızın
evlerine girip cinsiyetlerine saldırıyor, bizimkiler harekete geçmiyor. Bu
uygulamalardan rahatsız olan vatandaşlarımızın sesi ise duyulmuyor,
endişeleri 'komplo teorisi' denilerek görmezden geliniyor. Çünkü vatandaşın sesini duymak istemeyen makam sahipleri rant peşinde
koşuyor, heykel yapımıyla uğraşıyor, terör örgütlerine alan açmaya
çalışıyor.
Evet, bugün milletimiz ve memleketimiz büyük tehlikelerle karşı karşıya.
Ancak biz, milletimizi çaresiz, memleketimizi ümitsiz bırakmayacağız! En
zor zamanlarda sorumluluk üstlenen, milletini canından aziz bilen
kadrolarımız bu tarihi dönemeçte yeni bir çözüm için, Türkiye’ye yeniden
refah getirmek için ayağa kalkmıştır. Milletimizin tüm dertlerine çare
olacak, tüm yanlışları durduracak bir hizmet anlayışıyla buradayız. Millî
Görüş, milletimizi ‘Ahlaklı Belediyecilik’ ile tanıştırmak için yine hazır!
“Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma/Yere düşmekle
cevher sakıt olmaz kadr-ü kıymetten” diyen Millî Görüşlüler olarak,
bütün oyunları bozacak feraset ve cesarete sahibiz. Bin yıllık emanetin
mirasçıları olarak, tüm benliğimizi milletimize adamaya hazırız. Emin olun
ki, yolculuğuna ahlak üzerine başlayanlar, yoldaki engellere aldırış
etmeden bugün de azim ve kararlılıkla yürümektedirler.
Çıktığımız bu yolda, Erbakan Hocamızdan aldığımız ilhamla, yozlaşmış
siyaset anlayışlarına karşı yüreğimizde bir ümit tohumu yeşertiyoruz.
Yeniden filizlenen bu tohum, milletimizi huzur, sevinç ve refaha
kavuşturacak. Yeniden Refah, Türkiye’ye ‘Ahlaklı Belediyecilik’ getirecek!
Geçmişimizden aldığımız ilham ve tecrübe ile sizleri hakikat yoluna davet
ediyoruz. Şimdi, milletimizin 1989 ve 1994 yıllarından dün gibi
hatırlayacağı belediyecilik ile Türkiye’yi yeniden buluşturmanın vakti
geldi. Artık ‘Ahlaklı Belediyecilik’ vaktidir!
‘Ahlaklı Belediyecilik’, her işinde ahlakı öncelemek demektir. Milletin
malına sahip çıkmak, yolsuzluk ve ranta geçit vermemek, adil bir düzen
tesis etmek bu anlayışın temelidir.
‘Ahlaklı Belediyecilik’, dürüstlük ve fazilettir. Doğruyu söylemek, yalan vaatlerle milleti kandırmamak, verilen sözleri tutmak, özü sözü bir
olmak demektir.
‘Ahlaklı Belediyecilik’, merhamettir. Sokaklarındaki kimsesizden
gece evinde aç uyuyan çocuklara kadar milletimizin her ferdine tek tek
sahip çıkmak demektir.
‘Ahlaklı Belediyecilik’, liyakattir. Bir işi yaparken adam kayırmamak, işi
ehline teslim etmek, yandaşı değil vatandaşı düşünmektir.
‘Ahlaklı Belediyecilik’, ferasettir. Bugünü değil yarını da görmek,
akılla, ilimle, irfanla çalışmak ve geleceği inşa edecek hizmetleri hayata
geçirmek demektir.
‘Ahlaklı Belediyecilik’, dirayettir. Sorunları görmezden gelmeyip, inanç
ve azimle çözüm üretmek demektir.
‘Ahlaklı Belediyecilik’, gayrettir. Herkes uyurken ayakta olmak, atalete
kapılmadan, hiç usanmadan çalışmak demektir.
‘Ahlaklı Belediyecilik’, milletimize kurulan tuzakları bozacak, istikametini
haktan yana tutacak, hayra motor, şerre fren olacak bir hizmet anlayışı
demektir.
Aziz Milletimiz,
Yeniden Refah’ın ‘Ahlaklı Belediyecilik’ şiarı ile Türkiye’de açılacak
yeni sayfa sadece ülkemiz için değil, tüm İslam ve dünya toplumları için de
yeni bir başlangıçtır. Çünkü 2024 itibariyle belediyelerde gösterilecek
hizmet anlayışı ve başarılar Yeniden Refah’a 2028’de iktidar yolunu
açacaktır.
Değerleri yok edilen, benliği çalınan, hakkı sömürülen tüm milletler için irademizi ve iddiamızı ortaya koyuyoruz. İnsanımızın hak ettiği ahlaklı ve
adil yönetimi; tarihimizden aldığımız güç ve sizden aldığımız destek ile
hayata geçireceğiz. ‘Kendi emin’, ‘kendinden emin’ belediye
başkanlarımız ile milletimiz için ‘Emin Şehirler’i yeniden inşa edeceğiz.
Bizim beyannamemizde rant değil ahlak var.
Bizim beyannamemizde heykel değil insan var.
Bizim beyannamemizde terör değil vatan aşkı var.
Bizim beyannamemizde küresel güçlere kölelik değil
milletimize hizmet var.
Bizim beyannamemizde herkes için hukuk ve adalet var.
Bizim beyannamemizde herkes için refah ve adil düzen var.
Şimdi, Buyurun Başlıyoruz!
Aziz milletimizi huzura, şehirlerimizi yeniden refaha kavuşturacak olan
‘Ahlaklı Belediyecilik’ ilkemiz doğrultusunda Yeniden Refahlı
Belediyelerde hızla hayata geçireceğimiz hizmetlerimizi 100 başlık
altında sunuyoruz.
GELECEĞİMİZİN TEMİNATI SEVGİLİ ÇOCUKLARIMIZ,
Yeniden Refah Partimizin milletimize hizmet anlayışında öncelikle
yarınlarımızın güvencesi olan siz çocuklarımızın refahı, huzuru ve
güvenliği yer alıyor. Bu sebeple ilk olarak çocuklarımıza sesleniyoruz.
Onların hayata daha güvenli şehirlerde adım atması, çocukluklarını
doyasıya yaşamaları ve eğitimlerini desteklemek adına
gerçekleştireceğimiz hizmetleri sıralıyoruz.