Ali (ra) yanıma girdi. Su dökmüş (küçük abdest bozmuş) idi. Abdest suyu istedi, içinde su olan bir kap getirdik. Bana: "Ey İbnu Abbas! Resulullah (sav)'ın nasıl abdest aldığını sana göstereyim mi?"dedi. Ben de: "Evet göster!" dedim. Bunun üzerine su kabını elleri üzerine eğdi ve ellerini yıkadı. Sonra sağ elini kaba soktu, onunla diğeri üzerine su döktü, sonra iki avucunu yıkadı. Sonra mazmaza ve istinşakta bulundu. Sonra iki elini birden kaba soktu. İkisiyle birlikte su avuçlayıp yüzüne çarptı. Sonra başparmaklarını kulaklarının ön kısmına soktu. Sonra ikinci, üçüncü sefer aynı şeyleri tekrar etti. Sonra sağ eliyle bir avuç su aldı ve bunu alnına döktü ve yüzü üzerinde akmaya bıraktı. Sonra dirseklerine kadar kollarını üçer kere yıkadı. Başını ve kulaklarının arkasını meshetti. Sonra tekrar her iki elini beraberce kaba soktu. Bir avuç su alıp onu pabuç içinde olan (sağ) ayağına vurdu ve o su ile ayağını yıkadı. Sonra aynı muameleyi diğer ayağına, (sola) yaptı." (Abdullah el-Havlani) der ki: "(İbnu Abbas'a) sordum: "Ayaklar ayakkabı içinde olduğu halde mi?" "Evet" dedi, "ayakkabı içinde olduğu halde." Ben tekrar sordum: "Ayakkabı içinde mi?" "Evet!" dedi, "ayakkabı içinde!" Ben tekrar sordum: "Ayakkabı içinde mi?" "Evet!" dedi, "ayakkabı içinde." (Nesai'nin bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir. "...Sonra bir avuç su ile üçer defa mazmaza ve istinşakta bulundu.")
Ravi, anlattığına göre, kendisine: "Bizim için, Resulullah (sav)'ın abdestiyle bir abdest al (da görelim)!" diye talepte bulunuldu. O, hemen bir kap [su] isteyip, önceki hadiste anlatılan şekilde abdest aldı. Abdest alışını anlatan rivayette şu farklı açıklama var: "Başını meshettikte ellerini (saçları üstünde) ileri ve geri doğru yürüttü. (Şöyle ki: Mesh ameliyesine) başın ön kısmından başladı ellerini enseye doğru götürdü. Sonra, başladığı yere kadar geri getirdi. Sonra ayaklarını yıkadı. (Müslim'in bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Başım üç kere meshetti.")
Buhari rahimehullah'ın bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah (sav) (abdest uzuvlarını) ikişer kere yıkayarak abdest aldı." Ebu Davud'un bir rivayetinde, Mikdam İbnu Ma'dikerb'den şu kaydedilir: "Sonra başını, içiyle ve dışıyla iki kulağını meshetti." Yine, Ebu Davud'un bir başka rivayetinde şöyle denmiştir: "Kulaklarını içleriyle dışlarıyla meshetti, parmaklarını kulaklarının deliklerine soktu."
Resulullah (sav)'a bir bedevi gelerek, abdestten sordu. Resulullah ona uzuvların üçer kere yıkanmasını gösterdi. Sonra da: "Abdest işte böyle alınır! Kim buna bir ziyadede bulunursa, fena bir iş yapmış olur, haddi aşar ve zulmeder" buyurdu.
Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "...Sonra başını meshetti. Şehadet parmaklarını kulaklarına soktu. Başparmaklarıyla kulaklarının dışlarını meshetti. Şehadet parmaklarıyla kulakların içini meshetti..." Rivayetin sonunda şu ifade var: "Abdest işte böyledir. Kim buna ziyadede bulunur veya bundan eksiltme yaparsa kötü bir iş yapmış ve zulmetmiş olur -yahut zulmetmiş ve kötü bir iş yapmış olur -" Nesai'mn rivayetinde özetle şöyle denmiştir: "...Resulullah (sav)'a bir bedevi geldi ve ondan abdest hakkında sordu. Resulullah (sav) abdestin alınışını, uzuvları üçer sefer yıkayarak gösterdi, sonra şöyle söyledi: "Abdest işte böyledir. Kim buna ziyadede bulunursa kötü bir iş yapmış, haddi aşmış ve de zulmetmiş olur."
Resulullah (sav) uzuvlarını birer kere yıkayarak abdest aldı.
Resulullah (sav)'ın nasıl abdest aldığını size göstermemi ister misiniz?" İçinde su olan bir kab istedi, sağ eliyle bir avuç su aldı, mazmaza ve istinşak yaptı, sonra bir avuç daha aldı, bununla iki elini birleştirip (iki eliyle) yüzünü yıkadı. Sonra bir avuç daha aldı bununla sağ elini yıkadı. Sonra bir avuç daha aldı, bununla sol elini yıkadı. Sonra bir avuç su daha aldı, sonra elini çırptı, sonra başını ve kulaklarını meshetti. Sonra bir kabza su daha aldı sağ ayağının üzerine serpti, ayağından nalın olduğu halde, sonra onu iki eliyle meshetti, elin biri ayağın üstünde, diğeri de nalının altında. Sonra aynı şeyi sol ayağa yaptı.
(...Resulullah) avuçlarını üç kere yıkadı, yüzünü üç kere yıkadı, bir kere mazmaza ve istinşak yaptı. Ellerini üçer üçer yıkadı. Başını iki kere meshetti. Başının gerisinden başladı, sonra önünden. İki kulağını da (meshetti) içlerini de, dışlarını da. Ayaklarını da üçer üçer yıkadı.
Bir diğer rivayette: "Başın tamamını meshetti. Bunu, başın tepesinden başlayıp saçın döküldüğü her tarafa ulaşacak şekilde saçın şeklini bozmadan icra etti" denmiştir.
Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "...Başını meshetti, başın öne gelen kısmını da, arkaya gelen kısmını da, şakaklarını da, kulaklarını da birer birer meshetti." Bir diğer rivayette: "Elinde arta kalan su ile başını meshetti" denmiştir.
Resulullah (sav) abdest aldı ve bunu, yüzünü üç, ellerini üç sefer yıkayarak, "Kulaklar baştandır" deyip başını da üç sefer meshederek yaptı. Hammad der ki: "Bir rivayette geçen "Kulaklar baştandır" ibaresi, Ebu Ümame'nin sözü mü yoksa Resulullah'ın sözü mü bilemiyorum." (Bu metin Tirmizi'nindir. Ebu Davud'da şu ifade de yer alır: "Göz pınarlarını da meshederdi." O rivayette: "Kulaklar baştandır" da demiştir.)
Hz. Ömer (ra) şunu söyledi: "Bir adam Resulullah (sav)'a gelmişti. Bunun abdest almış fakat ayaklarının üzerinde tırnak kadar bir yeri yıkamadan bırakmış olduğunu gördü. Resulullah (sav), adama derhal müdahale etti: "Git abdestini güzel kıl!" Adam gidip yeniden abdest aldı, sonra namazını kıldı."
Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde Resulullah'ın ashabından biri şöyle anlatır: "Resulullah (sav), ayağının sırtında dirhem büyüklüğünde bir kısma su değmemiş olduğu halde namaz kılmakta olduğunu görmüştü, derhal abdesti ve namazı iade etmesini emretti.
Beraber olduğumuz bir sefer sırasında, bir ara Resulullah (sav) bizden geride kaldı, sonra tekrar kavuştu. Bu sırada namaz vakti girmişti. Bizler de abdest alıyor, ayaklarımıza meshediyorduk. Resulullah (aleyhissaldtu vesselam) yüksek sesle nida etti: "Ökçelerin ateşte vay haline!"Bunu iki veya üç kere tekrarladı.
Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denir: "Halk ikindi namazı sırasında acele etti ve bir kısmı alelacele abdest aldı. Biz onlara ulaştık. Ökçelerine su değmemiş, parlıyordu. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Ökçelerin ateşte vay haline! Abdesti tam alın!" buyurdular."
Tirmizi der ki: "Resulullah (sav)'dan şöyle rivayet edildi: "Ökçe ve ayak çukurlarının ateşte vay haline."
Anlatıldığına göre, ravinin kendisine sarık üzerine meshetmekten sorulmuştu. Şu cevabı verdi: "Hayır, olmaz, su ile saca değilmelidir!"
Resulullah (sav) bir seriyye göndermişti. Askerler soğukla karşılaşıp üşüdüler. Resulullah (sav)'a döndükleri zaman, onlara sarıklarının ve mestlerinin üzerine meshetmelerini emretti."
Resulullah (sav)'ı abdest alırken gördüm. Üzerinde çizgili kırmızı bir sarık vardı. Elini sarığın altına soktu, başının ön kısmını meshetti, sarığını çözmedi.
Ebu Cafer'e -ki Muhammed el-Bakır'dır- dedim ki: "Hz. Cabir (ra), sana Resulullah (sav)'ın uzuvlarını birer birer, ikişer ikişer ve üçer üçer yıkayarak abdest aldığını söyledi mi?" Bu soruma: "Evet!" diye cevap verdi." Bir rivayette de: "Birer birer yıkayarak abdest aldı mı?"diye sordum; "Evet!" diye cevap verdi" şeklinde gelmiştir.
Resulullah (sav) ikişer ikişer yıkayarak abdest aldı ve: "Bu, nur üzerine nurdur" buyurdu."
Resulullah (sav)'a uzuvlarını üçer üçer yıkayarak abdest aldı ve şöyle buyurdu: "Bu benim ve benden önceki diğer peygamberlerin ve İbrahim aleyhisselam'ın abdestidir." [Rezin tahric etmiştir.]
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.