Su, sudan gerekir" hükmü İslam'ın bidayetinde bir ruhsattı. Sonra bundan nehyedildi." Übeyy ilaveten der ki: "Su, sudan gerekir" hükmü ihtilam hakkında muteberdir."
Resulullah'a, "bir kimse elbisesinde ıslaklık bulsa, ancak ihtilam olduğunu hatırlamasa (yıkanması gerekir mi?)" diye sorulmuştu. "Evet, yıkanmalıdır!" diye cevap verdi. Sonra, ihtilam olduğunu görüp de, yaşlık göremeyen kimseden soruldu: "Ona gusül gerekmez" dedi. Ümmü Süleym (ra) sordu: "Bunu kadın görecek olursa, kadına gusül gerekir mi?" Buna da: "Evet! kadınlar, erkeklerin emsalleridir!" diye cevap verdi.
Ümmü Süleym (ra) Resulullah (sav)'a: "Rüyasında, erkeğin gördüğünü gören kadın hakkında sorarak, gusül gerekip gerekmeyeceğini öğrenmek istedi. Aleyhissalatu vesselam: "Evet!, suyu görürse!" cevabını verdi. Aişe (ra) [Ümmü Süleym'e yönelip:] "Allah hayrını versin(neler söylüyorsun)? diye ayıpladı. Resulullah (sav) [Aişe'ye yönelerek]: "Ey Aişe, bırak onu, (dilediğini sorsun!) öyle olmasa (çocuklarda anne tarafına) benzerlik olur mu? Kadının suyu erkeğin suyuna üstün gelirse, çocuk dayılarına benzer; erkeğin suyu kadınınkine üstün gelirse, çocuk amcalarına benzer" buyurdular.
Müslim'in bir diğer rivayetinde şu ziyade var: ".. Erkeğin suyu koyu ve beyazdır. Kadının suyu sarı ve akışkandır. Bunlardan hangisi üstün olur veya öne geçerse benzerlik hasıl olur."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her bir kılın dibinde cünüblük vardır. Saçları yıkayın, deriyi paklayın."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, yıkamadan tek bir saç kılının dibini kuru bırakırsa, ateşte nice nice azablara duçar olacaktır." Hz. Ali (ra) der ki: "Bu(nu işitmem) sebebiyle başıma düşman oldum. Bu sebeple başıma düşman oldum. Bu sebeple başıma düşman oldum." (Nitekim Hz. Ali saçlarını keserdi.)
Resulullah (sav)'a cenabetten temizlenmek hususunda sorulmuştu. Buyurdular ki: "Erkek ise, saçını açsın ve su kılların dibine varıncaya kadar yıkasın. Kadın ise, saçını(n örgüsünü) açmamasının ona bir zararı yok. Başına elleriyle üç kere su avuçlayıp döksün."
Resulullah (sav) cenabetten gusledince önce ellerini yıkamaktan başlardı, sonra namaz abdesti gibi abdest alırdı. Sonra parmaklarını suya batırır, onlarla saç diplerim hilallerdi. Deriyi ıslattığı kanaati hasıl olunca tepesinden üç kere su dökerdi. Sonra da bedeninin geri kalan kısımlarını yıkardı. En sonra da ayaklarını yıkardı.
Bir diğer rivayette: "...Suya sokmazdan önce ellerini yıkayarak başlardı" denmiştir.
Bir başka rivayette: "Sağ elini yıkayarak başlar, onun üzerine su döker, sonra sağ eliyle vücudundaki ezanın üzerine su döker, sol eliyle de onu yıkardı..." denmiştir. (Bu Sahiheyn'in lafzıdır.)
Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Hz. Aişe (ra) der ki: "Resulullah (sav), başı üzerine üç kere su dökerdi. Biz ise, örmelerimiz sebebiyle beş kere dökerdik."
Sahiheyn'in bir rivayetinde şöyle denir: "Resulullah (sav), cenabetten yıkandığı zaman (süt sağılan kab gibi) bir kab(ta su) isterdi. Onu eliyle tutar, başının sağ tarafını yıkayarak başlar, sonra da sol kısmını yıkardı. Sonra iki avucuyla su alır, onlarla başına dökerdi."
Buhari'nin diğer bir rivayetinde (Hz.Aişe) şöyle demiştir: "(Resulullah'ın zevcelerinden) birimiz cenabet olduğu vakit, eliyle üç kere başının üzerine su döker, sonra eliyle üç kere sağ tarafına su döker, diğer eliyle de sol tarafına dökerdi."
Resulullah (sav) cenabetten yıkanırken ben O'na perde oldum, (şöyle yıkanmıştı): Önce ellerini yıkadı. Sonra sağ eliyle (kaptan) solu üzerine su dökerek fercini ve (meniden) bulaşanları yıkadı. Sonra elini duvara -veya yere- sürdü. Sonra namaz abdesti gibi abdest aldı. Ancak ayaklarını yıkamayı terketti. Sonra üzerine su döktü. Sonra ayaklarını çekip yıkadı. Aleyhissalatu vesselamın cenabetten guslü işte böyledir.
(Babam) Ömer (ra) Resulullah (sav)'a, cenabetten nasıl yıkanacağını sordu. Aleyhissalatu vesselam dedi ki: "(Kişi) sağ eli üzerine su dökerek başlar, iki veya üç kere döker (ve ovalayıp yıkar). Sonra sağ elini kaba sokar (avuçladığı suyu) ferci üzerine boşaltır, bu sırada sol eli ferci üzerindedir. Dökülen su ile aralarındaki (meni bulaşığı)nı temizleninceye kadar yıkar. Sonra isterse elini toprağa koyar, sonra sol eli üzerine, temizleninceye kadar su döker. Sonra üç kere ellerini yıkar. İstinşakta bulunur (burnuna su çekip yıkar). Mazmaza yapar (ağzına su alıp yıkar). Yüzünü ve kollarını üçer kere yıkar. Başına sıra gelince meshetmez, suyu döker (ve bedeninin geri kalan kısmını yıkar)."
(Bir gün) "ey Allah'ın Resulü!" dedim. "Ben çok örgüsü olan bir kadınım. Hayız ve cenabetten yıkanırken örgüleri çözeyim mi?" "Hayır!" buyurdular, başının üzerine, ellerine üç kere su avuçlayıp dökmen, sonrada bedenine su döküp yıkanman sana yeterlidir."
Hz. Aişe (ra)'ye, Abdullah İbnu Ömer'in, kadınlara yıkandıkları zaman örgülerini açmalarını emrettiği haberi ulaşmıştı, şöyle dedi: "İbnu Ömer'e hayret doğrusu! Kadınlara başlarını çözmelerini emrediyormuş, bir de traş olmalarını emretmiyor mu? Ben ve Resulullah (sav) aynı kaptan (beraberce) yıkanırdık. Ben, başıma üç kere su dökmekten başka birşey yapmazdım (da Resulullah müdahale edip "örgülerini de çöz" demezdi)."
Hz. Enes (ra)'in bize anlattığına göre, Resulullah (sav)'ın tek bir gusülle bütün hanımlarını dolaştığı olmuştur.
Resulullah (sav), bir gün bütün hanımlarına uğradı. Her birisinin yanında ayrı ayrı yıkandı. Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü" dedim, "en sonunda bir kere yıkansanız olmaz mı?" "(Olmasına olur, ancak) böyle yapmak daha temiz daha hoş ve daha paktır!" buyurdular.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz ehline temas eder sonra tekrar etmek dilerse ikisi arasında abdest alsın."
Resulullah (sav) yıkanır, (sabahtan önce) iki rekat namazla sabah namazını kılardı. Gusülden sonra Aleyhissalatu vesselam'ın bir de abdest aldığını zannetmiyorum.
Ben ve Resulullah (sav), farak denen tek bir kaptan beraber guslederdik. Süfyan der ki: "Bir farak üç sa'dır."
Hz. Aişe (ra)'nin yanına girmiştim. Yanımda Hz. Aişe'nin süt kardeşi vardı. Kendisine, Resulullah (sav)'ın cenabetten nasıl yıkandığını sorduk. Bir sa' miktarında bir kap getirtti ve onunla yıkandı. Aişe ile aramızda bir perde vardı. (Yıkanırken) üzerine üç kere su döktü ve dedi ki: "Resulullah (sav)'ın zevceleri, saçları kulak memesi civarında olması için saçlarının başlarını alırlardı.
Hz. Cabir (ra)'in yanında idik. Yanında gusülden soran bir grup insan vardı. Şöyle cevap verdi: "Bir sa' su sana yeter!" Bir adam: "Bana kafi gelmez" diye itiraz etti. Hz. Cabir: "Ama, saçı senden daha çok ve senden daha hayırlı olan zata yetiyordu!" dedi. Onun burada kasdettiği "hayırlı zat" Resulullah (sav) idi. (İbnu Hacer, bu rivayetin Müslim'de bulunmadığım söyler).
Ben ve Resulullah (sav) sarıdan mamul bir kaptan su alarak yıkanırdık.
Resulullah (sav) açıkta (izarsız) yıkanan bir adam görmüştür. Derhal minbere çıkarak, Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra: "Allah diridir ve ayıpları örtücüdür, hayayı ve örtünmeyi sever. Öyleyse biriniz yıkanınca örtünsün" buyurdu.
Resulullah (sav)'a hizmet ediyordum. Yıkanmak isteyince: "Bana enseni dön!" derdi. Ben de ensemi dönerdim. Böylece ona perde olurdum.
(Mekke'nin) Fethi gününde Resulullah (sa}'ın yanına gittim. O'nu yıkanır buldum. Kızı Fatıma da bir giyecekle ona perde yapıyordu.
Resulullah (sav) yıkanmıştı. (Kurulanması için) bir havlu getirildi. Onunla kurulanmayıp: "Su(yun) ıslaklığı ile böyle (daha iyi) buyurdular."
Namaz elli vakitli, cenabetten gusül de yedi defa idi. Elbiseden sidiğin yıkanması da yedi defa idi. Resulullah (sav) (azaltılmasını Cenab-ı Hakk'tan) taleb ede ede namaz beş'e, cenabetten gusül bire, elbiseden sidiğin temizlemesi bir kereye indirildi.
Bazen Resulullah (sav) cenabetten yıkanır, sonra (üşümüş olarak gelip) bana sokulup benim ısıtmamı isterdi, ben de 0'nu bağrıma bastınp ısıtıyordum. Bundan dolayı ben ayrıca yıkanmıyordum.
Resulullah (sav) cenabetten yıkanırken başını hitmi (denen otla) yıkardı. Bununla yetinir, (hitmili su) üzerine ayrıca su dökmezdi.
Biz Resulullah (sav)'ın beraberinde ihramlı ve ihramsız her iki durumda da bulunduk. Bu esnada saçlarımız yapıştırılmış bulunduğu halde yıkanırdık.
Resulullah (sav), cünüb olmadıkça her halimizde bize Kur'an okutup talim ederdi.
Resulullah (sav) heladan çıkınca Kur'an okur, bizimle et yerdi. Cenabet halinden başka hiçbir şey O'nunla Kur'an arasına perde olmazdı.
İbnu Abbas (ra)'dan rivayet edildiğine göre, O cünüb kimsenin Kurban okumasında bir beis görmezdi." [Rezin tahric etmiştir. Buhari bab başlığında muallak olarak kaydetmiştir)
Resulullah (sav), cünübken uyumak istediği takdirde fercini yıkar ve namaz abdestiyle abdest alırdı.
Müslim'in bir rivayetinde: "...Yemek veya uyumak istediği zaman namaz abdestiyle abdest alırdı" denmiştir.
Hz. Aişe (ra)'ye Resulullah (sav)'ın vitir namazından sordum..." Hadisi zikreder. Hadiste şu ibare de var: "Hz. Aişe'ye: "Resulullah cünübken ne yapardı, uyumadan önce yıkanır mıydı. Veya yıkanmadan önce uyur muydu?" diye sordum? Bana şu cevabı verdi: "Bunların hepsini yapardı. Bazan yıkanır ve sonra uyurdu, bazan abdest alır ve uyurdu." Bunu işitince: "Bu meselede genişlik koyan Allah'a hamdolsun!" dedim.
Hz. Aişe (ra)'ye sordum:"Resulullah (sav) cenabetten gecenin başında mı yıkanırdı sonunda mı?" "Bazan başında, bazan da sonunda yıkanırdı" dedi. Ben: "Allahu ekber! bu meselede genişlik veren Allah'a hamdolsun." dedim ve tekrar sordum. "Vitir namazını gecenin evvelinde mi kılardı, ahirinde mi?" "Bazan evvelinde bazan ahirinde kılardı" dedi. Ben: "Allahu ekber! Bu meselede genişlik veren Allah'a hamdolsun!" dedim ve tekrar sordum: "Resulullah (sav) Kur'an'ı açıktan mı okurdu sessiz mi okurdu?" "Bazan açıktan okur bazan da sessiz okurdu" dedi. Ben: "Allahu ekber!" dedim. "Bu meselede kolaylık koyan Allah'a hamdolsun!"
Tirmizi ve Ebu Davud'un bir rivayetinde de şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) cünübken uyur ve hiç suya dokunmazdı." Tirmizi der ki: "Hz. Aişe'den, Aleyhissalatu vesselam'ın uyumazdan önce abdest aldığı da rivayet edilmiştir ve bu rivayet en sahih olanıdır."
Nesai'nin bir riveyetinde: "Resulullah (sav) yemek veya içmek istediği zaman ellerini yıkar sonra yer içerdi." denmiştir.
Ömer İbnu'l-Hattab (ra), geceleyin cünüb olduğunu, (ne yapması gerektiğini) sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Abdest al, uzvunu yıka, sonra uyu." buyurdular. [Bu metin Sahîheyn'e aittir.]
İbnu Ömer (ra), cünübken uyumak veya yemek istediği zaman, yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkar, başını mesheder, sonra yer veya uyurdu.
Resulullah (sav) Medine sokaklarından birinde kendisine rastlamıştır. Ebu Hüreyre bu sırada cünüb olduğu için, Aleyhissalatu vesselam'ın nazarından sıvışarak gidip yıkanır gelir. Gelince Aleyhissalatu vesselam: "Ey Ebu Hüreyre neredeydin ?" diye sorar. "Ben cunübtüm, pis pis sizinle oturmak istemedim" cevabında bulunur. Aleyhissalatu vesselam: "Sübhanallah! (bilmez misin ki) müslüman pis olmaz!" ferman eder.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.