Resulullah (sav) muhtazar (ölmeye yakın) iken evde bir kısım erkekler vardı. Bunlardan biri de Ömer İbnu'l-Hattab (ra) idi. Resulullah (sav): "Gelin, size bir şey (vasiyet) yazayım da bundan sonra dalalete düşmeyin!" buyurdular. Hz. Ömer: "Resulullah (sav)'a izdırap galebe çalmış olmalı. Yanımızda Kur'an var, Allah'ın kitabı sizlere yeterlidir" dedi. Oradakiler aralarında ihtilafa düştü. Kimisi: "Yaklaşın, Resulullah (sav) size vasiyet yazsın!" diyor, kimi de Hz. Ömer (ra)'in sözünü tekrar ediyordu. Gürültü ve ihtilaf artınca, (aleyhissalatu vesselam): "Yanımdan halkın, yanımda münakaşa caiz değildir!" buyurdu. Bunun üzerine İbnu Abbas (ra): "En büyük musibet, Resulullah (sav)'la onun vasiyeti arasına girip engel olmaktır!" diyerek çıktı.
Resulullah (sav) muhtazar olduğu (ölüm anlanna geldiği) zaman, sık sık izdıraplar bürümeye başladı. Kerimeleri Hz. Fatıma (ra): "Vay babacığım, ne izdırab çekiyor!" diye yakınmaya hasadı. Aleyhissalatu vesselam: "Bugünden sonra baban izdırab çekmeyecek!" buyurarak onu teselli etmek istedi. Aleyhissalatu vesselam ölünce, Hz, Fatıma: "Vay babacığım! Rabbi, duasına icabet etti! Vay babacığım, gideceği yer Firdevs cennetidir! Vay babacığım, ölümünü Cibril'e haber verdik" diye yas etti. Aleyhissalatu vesselam gömülünce de: "Ey Enes! Resulullah (sav) üzerine toprak atmaya gönlünüz nasıl razı oldu?" diyerek izdırabının azametini dile getirdi.
Resulullah (sav)'ın amcası Hz. Abbas (ra), bir cemaate uğradı. Aralarında Ensar'dan bir grup vardı. Resulullah'ın izdırabı arttığı için ağlıyorlardı. Onlara: "Niye ağlıyorsunuz?" diye sordu. "Resulullah (sav)'la beraberliklerimizi hatırladık" dediler. Bunun üzerine Abbas (ra) Resulullah (sav)'ın yanına girdi (ve Ensar'ın ağlamakta olduğunu) ona haber verdi. Aleyhissalatu vesselam hemen başına boz renkli bir sargı sardı -veya "bir bürdenin kenarını" demişti- ve hücreden çıkıp minbere geçti. Halka hitap etti. Ensarı hayırla yadetti ve onlara iyi muamele edilmesini vasiyet etti. İlaveten dedi ki: "Allah bir kulunu dünya ile yanındaki arasında muhayyer bıraktı, o da Allah'ın yanındakini seçti."Bu söz üzerine Hz. Ebu Bekr ağlamaya başladı ve: "Ey Allah'ın Resulü! Annelerimiz, babalarımız sana feda olsunlar!" dedi. Biz de "Bu ihtiyar adama da ne oluyor ki, Resulullah'ın: "Allah bir kulunu dünya ile yanındaki arasında muhayyer bıraktı, kul da Allah'ın yanındakini tercih etti" sözü üzerine ağlıyor" dedik. Meğer burada muhayyer bırakılan Resulullah'mış. Bunu en iyi bilenimiz de Ebu Bekr (ra) imiş.
Resulullah (sav)'ı yıkamak istedikleri zaman: "Allah'a kasem olsun bilmiyoruz! Ölülerimizi soyduğumuz gibi, Resulullah'ı da elbiselerinden soyacak mıyız, yoksa elbisesi üzerinde olduğu halde mi yıkayacağız?" dediler. Bu şekilde ihtilaf edince, Allah üzerlerine uyku attı. Öyle ki, onlardan herbirinin çenesi göğüslerindeydi. Beyt cihetinden, kim olduğu bilinemeyen bir konuşmacı: "Resulullah (sav)'ı elbisesi üzerinde olduğu halde yıkayın!" diye konuştu. Bunun üzerine kalkıp, kamisi üzerinde olduğu halde yıkadılar. Su, kamisin üzerinden dökülüyordu... Aleyhissalatu vesselam'ın bedenini elleriyle değil, kamisiyle ovuyorlardı." Hz. Aişe sözlerine devamla dedi ki: "Eğer, daha önce yaptığım işi şimdi yapacak olsaydım, Resulullah (sav)'ı kadınlarından başkası yıkamazdı."
Resulullah (sav) üç necrani kumaş içerisine kefenlendi: İki parçalı bir hülle, bir de öldüğü sırada üzerinde bulunan kamis." Amiru'ş-Şabi'den kaydedilen bir rivayette İbnu Abbas şu ziyadede bulunur: "Aleyhissalatu vesselam'ı Hz. Ali, Fazl ve Üsame radıyallahu anhüm yıkadı ve bunlar kabrine indirdiler."
İmam Malik anlatıyor: Bana ulaştığına göre, Resulullah (sav) pazartesi günü vefat etti ve salı günü de defnedildi. Halk namazını (cemaat halinde değil) ferd ferd kıldı, hiç kimse imamlık yapmadı. Bir kısmı: "Minberin yanına defnedilsin" dedi. Bazıları da: "Baki mezarlığına defnedilsin" dedi. Bu (münakaşaya) Hz. Ebu Bekir geldi ve: "Resulullah (sav)'ın "Her peygamber öldüğü yere defnedilir" buyurduğunu işitmiştim" dedi. Bunun üzerine hemen orada mezar kazıldı. Aleyhissalatu vesselam'ı yıkamak istedikleri vakit, gömleğini çıkarmak istediler. Derken: "Gömleği çıkarmayın!" diye bir ses işittiler. Bunun üzerine gömleği üzerinde olduğu halde yıkadılar.
Kabrinde Resulullah (sav)'ın altına kırmızı bir kadife kondu.
Resulullah (sav)'ın kabrine lahid yapan Ebu Talha'dır. Aleyhissalatu vesselam'ın altına kadifeyi koyan (Aleyhissalatu vesselam'ın) azadlısı Şükran radıyallahu anh'dır.
(Halam) Hz. Aişe radıyallahu anha'nın evine gidip yanına girdim ve: "Ey anneciğim! Bana Resulullah (sav) ve iki arkadaşının kabirleri(nin örtüsünü) aç da bir göreyim!" dedim. Üç kabri de benin için açıverdi. Bunlar (yer seviyesinden ne) yukarıda ne de aşağıda idiler. Kırmızı arsanın kumlarıyla kumlanmış idi."
Anlattığına göre, Resulullah (sav)'ın kabrini yerden yükseltilmiş olarak görmüştür.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.