Rivayetinde (şu ziyade) ifade edilmiştir: "...Bu çeşitler farklı olduğu takdirde peşin ise dilediğiniz gibi satın." Bu hadisi, Buhari hariç, Beş Kitap rivayet etmiştir.
Zeyd İbnu Erkam ve el-Berd İbnu Azib (ra)'e sarftan (yani altınla gümüşü cinsi cinsine satmaktan) sordum, ikisi de şu cevabı verdi: "Resulullah (sav) altının gümüş mukabilinde veresiye satılmasını yasakladı."
Resulullah (sav)'a Hayber'de bulunduğu sırada altın ve boncuklarla yapılmış bir gerdanlık getirildi. Bu satılık ganimet mallardandı. Resulullah (sav) altınların boncuklardan ayrılmasını emretti. Derhal gerdanlığın altın kısmı ile boncuk kısmı birbirinden ayrıldı. Sonra Hz. Peygamber (sav): "Altın, altına mukabil, tartısı tartısına satılsın" buyurdular. (Buhari hariç Beş Kitap tahric etti.)
Müslim'de gelen diğer bir rivayette Haneş es-San'ani der ki: "Biz Fadale ile bir gazvede beraberdik. Derken bana ve arkadaşlarıma ganimetten bir gerdanlık isabet etti. Gerdanlık altın, gümüş ve kıymetli taşlardan yapılmıştı. Ben bunu satın almak isteyerek, Fadale'ye sordum. Bana şöyle cevap verdi: Bunun altınını ayır, bir kefeye koy. Kendi altınını da bir kefeye koy. Sonra sakın misli mislinden fazla birşey alma! Zira ben Resulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu işittim: "Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ederse sakın misli mislinden fazla bir şey almasın."
Resulullah (sav), gümüşün gümüşe başa baş olmayan satışını yasakladı. Bize altın mukabilinde dilediğimiz şekilde gümüş ve gümüş mukabilinde dilediğimiz şekilde altın satın almayı emretti." Müslim'in ziyadesinde "..Bir adam "peşin mi?" diye sordu. Ebu Bekre: "Ben böyle işittim" cevabını verdi. Sahiheyn ve Nesai rivayet etmiştir.
Resulullah (sav) Hayber'in fethi sırasında iki Sa'd'a (Sa'd İbnu Ebi Vakkas ve Sa'd İbnu Ubade), ganimet malından altın veya gümüş bir kabı satmalarını emretti. Onlar, her üç (birim)'i aynı dört (birim) mukabilinde, veya her dört (birim)'i üç (birim) aynı mukabilinde sattılar. Resulullah (sav) onlara: "Siz riba yaptınız, geri verin" emretti."
Ben İbnu Ömer (ra)'la beraberdim.Ona bir kuyumcu gelerek: "Ey Ebu Abdirrahman! Ben altın işliyor ve bunu kendi ağırlığından fazla altınla satıyorum. Böylece ona harcayacağım el emeği miktarında fiyatını artırıyorum" dedi. İbnu Ömer (ra) onu bu işten yasakladı. Kuyumcu aynı meseleyi tekrar tekrar söyledi. Her seferinde İbnu Ömer (ra) onu bu işten yasakladı ve son olarak da şunu söyledi: "Dinar dinarla, dirhem dirhemle satılır. Aralarında fazlalık olamaz. Bu, Peygamberimizin bize vasiyetidir, biz de size vasiyet ediyoruz (tebliğ edip duruyoruz)." Bu rivayet Muvatta'da tam olarak gelmiştir. Nesai ise sadece Hz. Peygamber (sav)'in sözünü kaydeder.
Hz. Muaviye (ra) altın veya gümüşten mamul bir su kabını, ağırlığından daha fazla bir fiyatla satmıştı. Kendisine Ebu'd-Derda (ra): "Ben Hz. Peygamber (sav)'in bu çeşit alış-verişi yasakladığını işittim. Resulullah (sav) bunların satışı misline misil olmalı diye emretti" diye itiraz etti. Hz. Muaviye (ra): "Ben bunda bir beis görmüyorum" diye cevap verdi. Ebu'd-Derda (ra) öfkelendi ve: "Muaviye'yi kınamada bana yardım edecek biri yok mu? Ben ona Hz. Peygamber (sav)'den haber veriyorum, o bana şahsi reyinden söz ediyor. Senin bulunduğun diyarda yaşamak bana haram olsun!" diye söylendi. Ebu'd-Derda bunun üzerine orayı terkederek Hz. Ömer (ra)'in yanına geldi. Durumu olduğu gibi ona anlattı. Hz. Ömer (ra) Hz. Muaviye (ra)'ye bir mektup yazarak bu çeşit satışı (altının altınla satılması), misli misline ve ağırlığına denk olarak yapmasını emretti.
Resulullah (sav): "Riba veresiyededir" buyurdu.(Diğer bir rivayette: "Peşin alış-verişlerde (cinsler farklı ise fazlalık sebebiyle) riba olmaz" buyurulmuştur.)
Ben dinarla deve satıyor, dinar yerine gümüş alıyordum. Bazanda gümüşle satıyor, onun yerine dinar alıyordum. Bu durumu Resulullah (sav)'e arzederek hükmünü sordum. "O andaki (aynı meclisteki) kıymetiyle olunca bunda bir beis yok" buyurdu."
Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "...o günün fiyatıyla almanda bir beis yoktur, yeter ki aranızda (henüz ödenmeyen) bir miktar olduğu halde birbirinizden ayrılmış olmayasınız."
Anlattığına göre, kölesine, bir sa' buğday vererek pazara yollar ve: "Bunu sat, parasıyla arpa satın al der. Köle gider. Onu vererek bir sa'dan bir miktar fazla arpa satın alır. Köle dönünce, Ma'mer (ra) ona "Niye böyle yaptın? Çabuk git ve geri ver. Misli misline denk al. Zira ben, Resulullah (sav)'ı işittim, şöyle diyordu: "Yiyecek yiyecekle misli misline denk olmalıdır." O zaman yiyeceğimiz arpa idi. Kendisine "Ama bu arpa onun misli değildir" dendi ise de: "Ben arpanın buğdaya benzemesinden korkarım" cevabını verdi.
İmam Malik'e ulaştığına göre, Süleyman İbnu Yesar demiştir ki; "Sa'd İbnu Ebi Vakkas'ın merkebinin yemi bitmiştL Kölesine: "Ailene ait buğdaydan bir miktar götür, ona mukabil arpa satın al, sakın mislinden fazla almayasın" dedi.
Ebu Ayyaşın - ki ismi Zeyd'dir - anlattığına göre: "Sa'd İbnu Ebi Vakkas (ra)'a, beyaz buğday mukabilinde kabuksuz arpa satın almanın hükmünü sorar. Sa'd (ra) kendisine: "Hangisi daha kıymetli? diye sorar. Zeyd: "Beyaz buğday" der. Sa'd onu bu işten men eder ve der ki: "Ben Resulullah (sav)'ı kuru hurmayı taze hurma mukabilinde satın alma hakkında sorulduğu zaman işitmiştim. Resulullah (sav) bunu sorana: "Taze hurma kuruyanca ağırlığını kaybeder mi?" dedi. Adam "evet" cevabını verince, Resulullah (sav) onu bu işten men etmişti."
Ebu Davud'un diğer bir rivayetinde: "Hz. Peygamber (sav), taze hurmayı kuru hurma ile veresiye satmayı yasakladı" denir."
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.