İslam Ümmetinin Fazileti ile İlgili Hadisler

- Kütüb-i Sitte Hadisleri
Kitaplar
Tümü
Konu Başlıkları
İslam Ümmetinin Fazileti
İslam Ümmetinin Fazileti Hadisleri
4506-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müslüman, yahudi ve hıristiyanların meseli şuna benzer: Bir adam var, bir grup kimseyi ücretli olarak tutmuş; kendisi için belli bir ücret mukabilinde, geceye kadar çalıştırıyor. Bunlar gündüzün yarısına kadar çalışıp: "Bize şart koştuğun ücrete ihtiyacımız yok. 

(Biz gideceğiz). Şu ana kadar yaptığmız iş için de para istemiyoruz" derler. Adam onlara: "Böyle yapmayın, işin geri kalan kısmını da tamamlayın ve ücretinizi tam olarak alın!" diye rica eder. Ancak onlar buna yanaşmazlar ve terkedip giderler. Adam onlardan sonra işi için başkalarını ücretle tutar. Onlara: "Şu gününüzü tamamlayın, öncekilere vaadettiğim ücreti size tam olarak vereyim!" der. Bunlar ikindi vaktine kadar çalışırlar. O zaman: "İşin senin olsun, yaptığımız çalışmanın ücretini de istemiyoruz. (Çalışmayı terkediyoruz)!" derler. Adam onlara da: "İşinizin geri kısmını tamamlayın, şurada az bir zamanınız kaldı" diye rica eder, ancak onlar dinlemeyip giderler. Adam geri kalan zamanda çalışmaları için yeni işçiler tutar. Bunlar da geri kalan zamanda güneş batıncaya kadar çalışırlar ve önceki iki grubun ücretini de alırlar. İşte bu, onların ve bu nurdan kabul ettikleri miktarın meselidir."
İcare 11;
Mevakitu's-Salat 17;
4507-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden önce geçen ümmetlere nazaran sizin bekanız, ikindi vakti ile güneşin batması arasındaki müddet gibidir. Tevrat ehline Tevrat verildi, onlar gün ortasına kadar onunla amel ettiler. 

Daha fazla devam etmekten aciz kaldılar. Onlara kırat kırat ücretleri verildi. Sonra Ehl'i İncil'e İncil verildi. Onlar da ikindi namazına kadar çalıştılar. O zaman onlar da aciz kaldılar, kırat kırat onlara da ücretleri verildi. Sonra bize Kur'an verildi. Biz güneşin batmasına kadar çalışacağız. Bize ücretimiz ikişer kırat, ikişer kırat verildi. İki kitap mensupları: "Ey Rabbimiz, sen bunlara ikişer kırat, ikişer kırat olarak verdin. Halbuki bize birer kırat, birer kırat vermiştin. Halbuki biz, amel yönüyle onlardan ileriyiz!" dediler. Allah Teala Hazretleri: "Ben ücretlerinizde bir haksızlık yaptım mı?" buyurdu. Onlar "Hayır" dediler. "Öyleyse, bu benim lütfumdur, onu ben dilediğime veririm" buyurdu."
İcare 8;
9;
Mevakitu's-Salat 17;
Enbiya 50;
Fezailu'l-Kur'an 17;
Tevhid 31;
47;
Emsal 7;
(2875);
4508-

Resulullah (sav)'ın yanından bir cenaze geçti. Oradakiler, cenaze hakkında hayırlı senada bulundular. 

Aleyhissalatu vesselam: "Vacib oldu! [Vacib oldu! Vacib oldu!]" buyurdular. Sonra bir cenaze daha geçti. Bunu kötü sözlerle yadettiler. Resulullah yine: "Vacib oldu" buyurdular. Hz. Ömer (ra): "Ey Allah'ın Resulü! Vacib olan nedir?" diye sordu. "Öncekini hayırla yadettiniz ona cennet uacib oldu. İkincisini kötülükle yadettiniz ona da cehennem vacib oldu. Sizler Allah'ın yeryüzündeki şahidlerisiniz!" buyurdu.
Cenaiz 86;
Şehadet 6;
Cenaiz 60;
(949);
Cenaiz 63;
(1058);
Cenaiz 50;
(4;
49;
50);
Cenaiz 80;
(3233);
4509-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri, bizden öncekileri cum'ayı bulma işinde şaşırttı. Bu sebeple cumartesi yahudilerin, pazar günü de hıristiyanların oldu. 

Allah Teala hazretleri bizi yarattı ve bizlere cuma gününü bulma hususunda hidayet nasib etti: Cumayı da, cumartesiyi de, pazarıda (ibadet günleri) kıldı. Onlar Kıyamet günü de bize tabidirler. Biz, dünya ehli arasında sonuncuyuz, fakat Kıyamet günü birinciler olacağız ve bütün mahlukattan önce hesapları görülüp bitirilecekler olacağız."
Cum'a 22;
(856);
4510-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü Aziz ve Celil olan Allah: "Ey Adem" diye seslenir. Adem: "Ey Rabbim buyur, emrindeyim, bütün hayırlar senin elindedir! 

" der. Şöyle bir nidada bulunulur: "Allah sana, cehennem heybetini çıkarmanı emrediyor!" Adem sorar: "Ey Rabbim, cehennem hey'eti ne kadardır?" "Her binden dokuzyüzdoksandokuzu!" İşte hamilelerin çocuğunu düşürdüğü, çocukların ihtiyarladığı, insanların sarhoş olmadıkları halde, azabın şiddetinden sarhoşa döneceklerini göreceğin zaman bu zamandır." Bu haber Ashab'a çok ağır geldi. Öyle ki yüzlerinin rengi değişti. "Ey Allah'ın Resulü!" dediler, "bu binde bir içine hangimiz gireceğiz?" "Ye'cuc ve Me'cuc'dan binde dokuzyüzdoksandokuz, sizden ise bir olacak. Şunu da bilin: Siz insanlar arasında, beyaz bir öküzde siyah bir kıl veya siyah bir öküzde beyaz bir kıl durumundasınız."
Tefsir;
Hac 1;
Enbiya 7;
Rikak 46;
Tevhid 32;
İman 379;
(222);
4511-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Rabbim bana, ümmetimden yetmişbin kişiyi hesab ve ceza olmaksızın cennete koymayı uaadetti. Her bin ile birlikte yetmişbin ve Rabbimin avucuyla üç avuç daha."

Sıfatu'l-Kıyame 13;
(2439);
Zühd 34;
(4286);
4512-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetimin cennete gireceği kapının genişliği, iyi bir atlının üç gün (veya yıl) yürüme mesafesidir. Onlar (cennet ehli) kapıdan girerken sıkışırlar da omuzları ezilecek hale gelir."

Cennet 14;
(2552);
4513-

(Resulullah (sav)'ın şu sözünü) nakleder: "Cennet ehli yüz yirmi saftır. Bunlardan seksen safı bu ümmetten, kırk safı da diğer ümmetlerdendir."

Cennet 13;
(2549);
4514-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müslüman bir kimse öldü mü, Allah ona bedel bir yahudi veya hıristiyanı cehenneme koyar."

Tevbe 50;
(2767);
4515-

Resulullah (sav): "İmtina edenler hariç, bütün ümmetim cennete girecektir." buyurmuşlardı. "İmtina edenler de kim?" dediler. "Kim bana itaat ederse cennete girer, kim asi olur (itaat etmezse) o imtina etmiş demektir!" buyurdular.

İ'tisam 2;
4516-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah sizi üç hasletten himaye etti: "Hepinizi helak edecek olan peygamberinizin bedduasından, batıl ehlinin hak ehline (nurunu söndürecek kesin) bir galebesinden, dalalet üzerine birleşmenizden."

Fiten 1;
(4253);
4517-

Resulullah (sav) buyurdular ki: Şu ümmetim rahmete mazhar olmuş bir ümmettir. Ahirette azaba maruz kalmayacaktır. Onun azabı dünyadadır: Fitneler, zelzeleler ve katl."

Fiten;
(4277);
4518-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri (şu ayetle) ümmetim için bana iki eman indirdi: 1) Sen aralarında olduğun müddetçe Allah onlara (umumi bir) azab vermeyecektir. 2) Onlar istiğfarda bulundukları müddetçe, Allah onlara azab vermeyecektir. (Enfal 33) Ben aralarından ayrıldım mı, (Allah'ın azabını önleyecek ikinci eman olan) istiğfarı Kıyamete kadar aralarında bırakıyorum."

Tefsir;
Enfal (3082);
4519-

Amir İbnu Sa'd babası (ra)'ndan naklen anlatıyor: "Resulullah (sav) Beni Muaviye Mescidine girdi. Orada iki rek'at namaz kıldı, biz de onunla berber kıldık. Sonra Rabbine uzun uzun dua etti. Sonra yanımıza döndü. Dedi ki: "Rabbimden üç şey taleb ettim, ikisini verdi, birini geri çevirdi: Rabbimden ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesini talep ettim, bunu bana verdi. Ümemtimi suda boğulma suretiyle helak etmemesini diledim, bana bunu da verdi. Ümmetimin kendi aralarında savaşmamalarını da talep etmiştim, bu geri çevrildi."

Fiten 20;
(2890);
4520-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetimden (alim, şehid, salih) bazıları var; bir(çok kabilelere şamil bir) cemaate şefaat eder, bazıları var bir kabileye şefaat eder; bazıları var bir bölüğe şefaat eder; bazıları da tek bir ferde şefaat eder ve cennete girmelerini sağlar."

Kıyamet 11;
(2442);
4521-

Rezin şunu ilave etmiştir: "Şefaatim, ümmetimden büyük günah işleyenler içindir. Bir adamın ateşe atılması için emir verilir. Giderken, (dünyada) susadığı zaman su vermiş olduğu adama rastlar, onu tanır ve ona: "Benim için şefaat etmeyecek misin?" der. Adam: "Sen de kimsin?" diye sorunca: "Ben sana falan gün su içirmedim mi?" der. Öbürü bunu tanır ve (Allah nezdinde) onun lehinde şefaatte bulunur. Adam da böylece geri çevrilir ve cennete gider."

Kıyamet 11;
(2437);
4522-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetim yağmur gibidir, evveli mi, ahiri mi daha hayırlıdır bilinemez."

Emsal 6;
(2873);
4523-

Resulullah (sav) buyurdular ki: Ümmetimden bir grup, (hak üzerine) galip olmaktan hiç geri kalmaz. Allah'ın emri (Kıyamet) gelince de onlar galibtir." [Buhari: "Bu grup, alimlerdir" demiştir.]

İ'tisam 10;
Menakıb 27;
Tevhid 29;
İmaret 171;
(1921);
4524-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ehl'i garb hak üzere galib olmaya, kıyamet kopuncaya kadar devam ederler."

İmaret 177;
(1925);
4525-

Muaviye İbnu Kurre, babası (ra)'ından naklen anlatıyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şam (Suriye) halkı fesada uğradımı artık (orada) sizin için hayır yoktur. Ümmetimden bir grup, Kıyamet kopuncaya kadar mansur (Allah'ın yardımına mazhar) olmaya devam edecek, onları mahrum bırakanlar onlara zarar veremeyecekler." [Ali İbnu'l-Medini: "Bunlar hadis ashabıdır" demiştir.]

Fiten 27;
(2193);
4526-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetimden bir grup (taife), hak üzerine savaşmaya devam edeceklerdir. Onlar kendilerine meydan okuyanlara karşı muzafferdirler. Öyle ki, bunların sonuncuları Mesih-Deccal'le de savaşırlar."

Cihad 4;
(2484);
4527-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetim içinde beni en çok sevenlerden bir kısmı benden sonra gelenler arasından olacak: Mallarını ve ailelerini feda pahasına beni görmeyi arzu edecekler."

Cennet (2832);
4528-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet gününde, ümmetimin (iki alameti olacak: Biri) secde sebebiyle alnındaki parlaklık, (diğeri de) abdest sebebiyle kolarındaki parlaklıktır."

Salat 427;
(607);
4529-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah bir ümmete rahmet diledi mi, peygamberlerini kendilerinden önce kabzeder ve onu ümmete bir öncü ve hazırlayıcı yapar. Bir ümmetin helakini de diledi mi, onları peygamberleri hayatta iken cezalandırır da onun gözünün önünde onları helak eder. Böylece, o ümmetin, inkar ve tekzibleri sebebiyle- helakleriyle peygamberin içi rahatlar."

Fezail 24;
(2288);