Benu İsrail Suresi ile İlgili Hadisler

- Kütüb-i Sitte Hadisleri
Kitaplar
Tümü
Konu Başlıkları
Benu İsrail Suresi
Benu İsrail Suresi Hadisleri
678-

".. 

. Sana gösterdiğimiz rüya ile ve Kur'an'da lanetlenmiş ağaçla sadece insanları denedik..." (İsra, 60) mealindeki ayette geçen "rüya" için şu açıklamayı yaptı: "Bu, Resulullah (sav) Mirac gecesinde Beytu'l-Mak-dis'e götürüldüğü zaman gözüyle görmesidir. "Kur'an'da lanetlenmiş ağaç" da zakkum ağacıdır."
Menakibu'l-Ensar 42;
Tefsir;
Benu İsrail 9;
Kader 10;
Tefsir;
Benu İsrail;
(3133);
679-

"Bir şehri yok etmek istediğimiz zaman onun nimet ve refahtan şımarmış elebaşılarına (yola gelmelerini) emrederiz. Ama onlar orada iyice yoldan çıkarlar. 

Artık o şehir yok olmayı hakeder. Biz de onu yerle bir ederiz" (İsra, 16) ayetindeki "Şımarmış elebaşılarına emrederiz" ifadesiyle ilgili olarak şunu söylemiştir: "Biz cahiliye devrinde, sayıca artan bir kabile için: "falanca kabile arttı" derdik."
;
680-

"Onların taptıktan da Rablerine daha yakın olmak için vesile ararlar" (İsra, 57) ayeti hakkında şu açıklamayı yaptı: "İnsanlardan bir grup, cinlerden bir gruba tapıyorlardı. Bu cinniler Müslüman oldular, insanlar hala bunlara tapmaya devam ettiler. 

Bunun üzerine ayet nazil oldu.
Tefsir;
Benu İsrail 7;
8;
Tefsir 28;
(3030);
681-

Resulullah (sav), "Bir gün bütün insanları önderleriyle beraber çağırırız" (İsra, 71) mealindeki ayetle ilgili olarak şunu söyledi: Onlardan biri çağırılır. (Amellerinin yazıldığı) kitap sağ eline verilir. 

Vücudu altmış zira' genişletilir, yüzü beyazlaştırılır. Başına pırıl pırıl yanan inciden bir taç geçirilir. Bu haliyle arkadaşlarının yanına döner. Arkadaşları onu uzaktan görünce: "Ey Rabbimiz bunu bize de ver ve onu hakkımızda mübarek kıl" derler. O, yanlarına gelir ve onlara: "Müjde sizlere! Herbirinize bunun bir misli var" der. Kafire gelince, onun suratı kararır. Onun da vücudu, altmış zira' genişletilir. Ona da bir taç giydirilir. Arkadaşları onu görünce: "Bunun şerrinden Allah'a sığınırız. Ey Rabbimiz onu bize verme" derler. Bu da arkadaşlarının yanına gelir. Onlar: "Ey Rabbimiz, onu zelil et" derler. O da: "Allah sizi rahmetinden uzak tuttu, sizden herkese bunun bir misli verilmiştir" der.
Tefsir;
Benu İsrail;
(3135);
682-

"Güneşin kayması (düluku'ş-şems) anından gecenin kararmasına kadar güzelce namaz kıl" (İsra, 78) ayetinde geçen düluku'ş-şems'ten maksad, "güneşin meyli" derdi. 

Vukutu's-Salat 19;
(1;
11);
683-

Düluku'ş-şems tabirini, "İza fae'l'fey'u" diye açıklardı. (Bu da gölgenin batı cihetinden çekilip doğuya meyletmesidir. Bu da tam zeval dediğimiz öğle vaktini ifade eder. Güneş gökte tam tepededir ve artık batı cihetine meyletmektedir.) Ayetin devammda gelen "ğasaku'l-leyl" tabirini de, "gece ile gece karanlığının birleşmesi" diye açıklardı.

Vukutu's-Salat 20;
(1;
11);
684-

"...Sabah namazı şahidlidir" (İsra, 78) ayeti hakkında Resulullah (sav) şu açıklamayı yapmıştır: "Onda gece melekleri de gündüz melekleri de, hazır bulunurlar" (Tirmizi hadisin sahih olduğunu söylemiştir)

Tefsir;
Benu İsrail;
(3136);
685-

Resulullah (sav)'a: "...Ümid edebilirsin, Rabbin seni bir Makam-ı Mahmud'a gönderecektir." (İsra, 79) ayetinde zikredilen "Makam-ı Mahmud'dan sual edildi. Resulullah (sav): "Bu şefaat'tir" diye cevap verdi."

Tefsir;
İsra;
(3136);
686-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar kıyamet günü cemaatler halinde olacaklar. Her ümmet kendi peygamberini takip edip: "Ey falan! bize şefaat et, ey filan bize şefaat et! diyecekler. Sonunda şefaat etme işi bana kalacak. İşte Makam-ı Mahmud budur."

Tefsir;
Benu İsrail;
11 Zekat 52;
687-

Resulullah (sav) hicretle emredildiği zaman kendisine şu ayet indi: "De ki: "Rabbim, beni dahil edeceğin yere (Medine'ye) hoşnudluk ve esenlikle dahil et; çıkaracağın yerden de (Mekke'den) hoşnudluk ve esenlikle çıkar. Katından beni destekleyecek bir kuvvet ver" (İsra, 80).

Tefsir;
Benu İsrail;
(3138);
688-

Resulullah (sav) Yahudilerden bir gruba uğradı. Onlardan bazısı: "Muhammed'e ruh hakkında sorun" dedi; bazısı da: "Sakın sormayın, hoşunuza gitmeyecek şeyler işitirsiniz" diye aralarında konuştular. Sonunda kalkıp: "Ey Ebu'l-Kasım bize ruh'tan anlat, (ruh nedir?)" dediler. Resulullah (sav) bir müddet sessiz durdu. Ben anladım ki kendisine vahiy inmektedir. Sonra okudu: "Sana ruhtan sorarlar; de ki, ruh Allah'ın emrinden ibarettir. Size onun hakkında az bir ilim verilmiştir" (İsra, 85). Bir rivayette: "Onun hakkında az bir ilim verilmiştir" denmektedir. A'meş: "Bizim kıraatımızda böyledir" demiştir.

İlm 47;
Tefsir;
Benu İsrail 13;
İ'tisam 3;
Tevhid 28;
29;
Münafikun 32;
(2794);
Tefsir (3140);
689-

"... Yahudiler: "Bize çok ilim verildi, bize Tevrat verildi. Kime Tevrat verilmişse ona çok ilim verilmiş demektir" dediler. Bunun üzerine şu ayet indi: "De ki Rabbinin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadarını da katsak, Rabbinin sözleri tükenmeden denizler tükenirdi" (Kehf, 109).

Tefsir;
Benu İsrail;
(3139);
690-

İki Yahudi konuşuyorlardı, biri arkadaşına: "Gel seninle şu Peygamber (sav)'e gidelim ve birşeyler soralım" dedi. Arkadaşı: "Ona peygamber deme" diye müdahale edip ekledi: "Şayet o, kendisinden "peygamber" diye bahsettiğini duyacak olursa sevincinden gözleri dört olur." Beraberce gidip Resulullah (sav)'ı imtihan niyetiyle dokuz açık ayetten soru sordular. Resulullah (sav) onlara "Allah'a hiç bir şeyi ortak kılmayın, hırsızlık yapmayın, zina fazihasını işlemeyin. Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın, masum kişiyi öldürtmek için sultana gammazlamayın, sihir yapmayın, faiz yemeyin, günahsız kadına zina iftirası atmayın, savaş sırasında cepheyi koyup kaçmayın, ey Yahudiler, bilhassa sizin için söylüyorum, cumartesi günü yasağını ihlal etmeyin" dedi. Saffan der ki: "Bu cevap üzerine Yahudiler, Resulullah (sav)'ın el ve ayaklarını öptüler ve: "Şehddet ederiz ki, sen peygambersin" dediler. Saffan diyor ki: Resulullah (sav) onlara: "Öyleyse niye bana uymuyorsunuz?" diye sordu. Onlar: "Davud (a.s.), neslinden peygamber kesilmesin diye dua etti. Biz, sana uyduğumuz takdirde Yahudilerin bizi öldürmesinden korkuyoruz" cevabını verdiler.

İsti'zan 33;
(2734);
Tefsir;
Benu İsrail (3143);
Tahrim 18;
(7;
111);
Edeb 16;
(3705);
691-

"..Ey Muhammed namaz kılarken sesini yükseltme, gizli de okuma, ikisi ortasında bir yol tut" (İsra, 110) ayeti hakında şu açıklamayı yaptı: "Bu ayet, Resulullah (sav)'a gizli (tebligatta) bulunduğu sırada nazil olmuştur. O zaman sesini yükseltince müşrikler işitiyor ve Kur'an'a onu indirene, onu getirene küfrediyorlardı. Allah Teala Hazretleri, "Namazını açıktan yapma." yani "açıktan, yüksek sesle okuma, ta ki müşrikler duymasın, ashabın işitmeyecek kadar da kısma" buyurarak ikisi arası, yani seslilikle sessizlik ortası bir yol tutmasını emretti."

Tefsir;
Benu İsrail 14;
Tevhid 34;
44;
52;
Salat 145;
(446);
Tefsir;
Benu İsrail;
(3144);
Salat 80;
(2;
177);
692-

Şu ayet dua hakkında nazil olmuştur: "(Ey Muhammed) namaz kılarken sesini yükseltme, gizli de okuma.." (İsra, 110).

Tefsir;
Benu İsrail 14;
Da'avat 17;
Tevhid 44;
Salat 146;
(447);
Kur'an 39;
(1;
218);
Yerel hava durumu bilgisini ve ezan vakitlerini görmek için tarayıcı ayarlarında konum bilgisine izin vermelisiniz.