Haddlerde Şefaat Ve Müsamaha Hakkında ile İlgili Hadisler

- Kütüb-i Sitte Hadisleri
Kitaplar
Tümü
Konu Başlıkları
Haddlerde Şefaat Ve Müsamaha Hakkında
Haddlerde Şefaat Ve Müsamaha Hakkında Hadisleri
1649-

İbnu Ömer'den naklettiğine göre, İbnu Ömer (ra) Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işitmiştir: "Kim şefaat ederek, Allah'ın haddlerinden birinin tatbik edilmesine mani olursa Aziz ve Celil olan Allah'a muhalefet etmiş olur. Kim bilerek batıl bir davayı kazanmaya çalışırsa ondan vazgeçinceye kadar Allah kendisine buğzeder. 

Kim mü'mine onda olmayan bir kötülüğü nisbet öderse, bundan tevbe edinceye kadar cehennemliklerin vücudlarından çıkan irinlerden hasıl olan çirkefin içine iskan eder. Kim haksız bir davaya yardımcı olursa, Allah'ın gazabını kazanmış olarak döner."
Akdiye 14;
(3597;
3598);
1650-

Anlattığına göre, hırsızı yakalayıp sultana götürmekte olan bir adama rastlar. Zübeyr adamı salıvermesi için lehinde şefaatte bulunur. 

Adam: "Hayır, sultana ulaştırıncaya kadar onu salmam" der. Zübeyr (ra) şu açıklamayı yapar: "Şefaat, sultana ulaşmadan önce caizdir. Sultana ulaştı mı, ondan sonra şefaat yapan da, şefaati kabul eden de mel'undur."
Hudud 29;
(2;
835);
1651-

Mescide uyumak üzere ridasını yastık yaparak uzanmıştı. Uyurken bir hırsız gelip ridasını aldı. 

Ama Saffan (uyanarak) hırsızı yakaladı, doğru Hz. Peygamber (sav)'e götürdü. Resulullah (sav) derhal elinin kesilmesini emretti. Saffan: "Ey Allah'ın Resulü, ben bunu istememiştim, ridam ona sadaka olsun!" dedi. Resulullah (sav): "Onu bana getirmezden önce niye yapmadın?" diyerek, teklifi reddetti."
Hudud 14;
(4394);
Sarik 4;
(8;
68);
Hudud 28;
(2;
834);
1652-

Resulullah (sav) dedi ki: "Elinizden geldikçe hadd cezalarını Müslümanlardan defedin. (Muteber) bir özrü varsa hemen salıverin. 

Zira imamın yanlışlıkla affetmesi yanlışlıkla ceza vermesinden daha hayırlıdır."
Hudud 2;
(1424);
1653-

Eşlem kabilesinden Hezzal denen bir adam, bir başkasını Resulullah (sav)'a zina isnad ederek şikayet etti. Bu hadise: "Namuslu ve hür kadınlara (zina isnadıyla) iftira atan, sonra (bu babda) dört şahit getirmeyen kimselerin her birine de seksen deynek vurun. 

" (Nur 4) ayetinin nüzülündan önce idi. Resulullah (sav) adama: "Ey Hezzal, onu ridan ile örtseydin, senin için daha hayırlı idi" dedi."
Hudud 3;
(2;
821);
Hudud 6;
(4377);
1654-

Resulullah (sav): "Allah'ın haddlerinden bir hadd olmadıkça hiç kimse on kırbaçtan fazla dayağa mahkum edilemez" buyurdu.

Hudud 42;
Hudud 40;
(1708);
Hudud 39;
(4491);
Hudud 32;
(2601);
1655-

Resulullah (sav) mescidde kısas infazını, şiir okunmasını ve haddierin tatbik edilmesini yasakladı.

Hudud 38;
(4490);
1656-

Resulullah (sav)'ın Ensari bazı sahabelerinden naklen anlatıyor: "Ensar'dan bir adam hastalandı ve çöktü, öyleki bir kemik bir deriye döndü. Bir ara Ashab'dan birine ait bir cariye hastanın yanına girmişti. Adam, ona müncezib oldu ve temasta bulundu. Bu sırada, kavminden kendisine geçmiş olsun ziyaretine gelenler oldu. Yaptığı işi onlara haber verdi ve: "Benim için Resulullah (sav)'a sorun, ben yanıma giren bir cariyeye temasta bulundum" dedi. Durumu Hz. Peygamber (sav)'e anlattılar ve ilaveten: "Hiç kimsede hastalığın bu derece şiddetlisini de görmedik. Adamı sana getirmeye kalksak kemikleri kırılıp dağılacaktır, bir kemik bir deriden başka bir şey değil!" dediler. Resulullah (sav) "Yüz tane hurma çubuğu alın, (bunları tek bir sopa halinde bağlayıp) adama bir kere vurun!" diye emretti.

Hudud 34;
(4472);
Hudut 22;
(8;
242);
Hudud;
18;
(2574);
1657-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir hadd cürmü işler de, cezası dünyada verilirse, Allah'ın adaleti kuluna ahirette ikinci sefer ceza vermeye müsaade etmez. Kim de bir hadd cürmü işlemiş, Allah da onun günahını örtmüş ve affetmiş ise, Allah'ın keremi affettiği şeyden dolayı ona dönüp ceza vermeye müsaade etmez"

İman 11;
(2628);
1658-

Resulullah (sav) buyurdular ki: " Kalem üç kişiden kaldırılmıştır: Uyanıncaya kadar uyuyandan, ihtilam oluncaya kadar çocuktan, aklı erinceye kadar mecnundan." [Ebu Davud, diğer bir rivayette şu ziyadeyi kaydetmiştir: "...yaş sebebiyle aklı fesada uğrayandan..."]

Hudud 16;
(4398;
4403);
Hudud 7;
(1423);
Talak 21;
(6;
156);