Cimrilikle İlgili Bölüm ile İlgili Hadisler

- Kütüb-i Sitte Hadisleri
Kitaplar
Tümü
Konu Başlıkları
Cimrilikle İlgili Bölüm
Cimrilikle İlgili Bölüm Hadisleri
390-

Ben Kureyş'ten bir grubla oturuyordum. Oradan Ebu Zerr (ra) geçti. 

Şöyle diyordu: "Mal biriktirenleri, cehennem ateşinde kızdınlan taşlarla müjdele. Bu kızgın taşlar onların her birinin memelerinin uçlarına konacak, ta kürek kemiklerinden çıkacak; kürek kemiklerine konacak, ta meme uçlarından çıkacak. (Böylece) çalkalanıp duracaklar" dedi. Bu konuşmayı dinleyenler başlarını indirdiler. Onlardan hiçbirinin bu adama cevap verdiğini görmedim. Bunun üzerine adam dönüp gitti. Ben de peşinden onu takip ettim. Nihayet bir direğin dibine oturdu. "Bu adamların, senin kendisine söylediklerinden hoşlanmadıklarını görüyorum" dedim. Şu cevabı verdi: "Bunların hakikaten hiçbir şeye aklı ermiyor. Dostum Ebu'l-Kasım (sav) bir keresinde beni çağırdı. Yanına varınca bana: "Uhud'u görüyormusun?" dedi. "Evet görüyorum" dedim. Bunun üzerine: "Bunun kadar altınım olmasını istemem, (olsaydı) üç dinar müstesna hepsini infak ederdim" buyurdu. Ebu Zerr (ra) önceki sözünü te'kiden: "Bu (Kureyşliler var ya) dünyayı topluyorlar hiçbir şeye akılları ermiyor" dedi. Ben: "Seninle bu Kureyşli kardeşlerinin arasında ne var ki, onların yanına uğramıyor, onlardan birşey almıyorsun?" dedim. Ebu Zerr: "Hayır! Rabbine yemin ederim, taa Allah ve Resulüne kavuşuncaya kadar ben onlardan ne dünyalık isterim ne de kendilerine din namına bir şey sorarım" dedi. Ben tekrar: "Şu ihsan meselesi hakkında ne dersin?" dedim. "Sen onu al. Çünkü, bugün onda bir nafaka var. Ancak, bu ihsan dinin karşılığında yapılırsa, bırak alma" dedi.
Zekat 4;
Zekat 34;
(992);
391-

Bir başka rivayette şöyle denmiştir: (Ebu Zerr (ra)'den naklen) Ben Resulullah (sav)'la beraber yürüyordum. O, Uhud dağına bakıyordu. 

Bir ara: "Evimde üç gece kalacak altınım olsun istemem. Ancak üzerimdeki bir borç sebebiyle tek dinarı koruyabilir, geri kalanın da Allah'ın kullarına şöyle şöyle dağıtılmasını emrederdim" dedi ve elleriyle önüne, sağma soluna dağıtma işareti yaptı.
Zekat 4;
İstikraz 3;
Bed'u'l-Halk 6;
İst'izan 30;
Rikak 13;
14;
Zekat 34 (992);
392-

Hz. Peygamber (sav) Kabe'nin gölgesinde otururken yanına geldim. 

Beni görünce: "Kabe'nin Rabbine kasem olsun onlar zararda" buyurdu. Ben: "Ey Allah'ın Resulü, annem babam sana feda olsun, onlar kimlerdir?" dedim. Buyurdu ki: "Onlar malca çok olanlardır. Ancak -eliyle ön, arka, sağ ve sol taraflarını göstererek- şöyle şöyle bol bol vermelerini emredenler müstesna" dedi ve hemen ilave etti: "Böyleleri ne kadar az! Şunu bilin ki, devesi, sığırı, davarı olup da zekatını vermeyen her insan kıyamet günü, o malları, mümkün olan en iri ve en semiz şekilde karşısına çıkıp, sırayla boynuzlarıyla toslayacak, ayaklarıyla çiğneyecek. Sonuncusu da bu muameleyi yapınca birinci tekrar başlayacak. Bu hal, insanlar arasındaki hüküm bitinceye kadar devam edecek"
Zekat;
301;
(590);
Eyman 3;
Zekat 43;
Zekat 1;
(617);
Zekat 2;
(5;
10-11);
393-

Bir gün Resulullah (sav) bize hitab ederek şöyle buyurdular: "Sıkılık huyundan kaçının. Zira sizden önce gelip geçenler bu huy yüzünden helak oldular. 

Şöyle ki: Bu huy onlara cimrilik emretti, onlar hemen cimrileşiverdiler, sıla-ı rahmi kesmelerini emretti, hemen sıla-ı rahmi kestiler, doğru yoldan çıkmayı (fücur) emretti, hemen doğru yoldan çıktılar."
Zekat 46;
(1698);
394-

Resulullah (sav) buyurdular ki: "İki haslet vardır ki bir mü'minde asla beraber bulunmazlar: Cimrilik ve kötü ahlak. 

"
Bir 41;
(1963);
395-

Resulullah (sav)'ı şöyle derken işittim: "Her ümmet için bir fitne vardır, benim ümmetimin fitnesi de maldır."

Zühd 26;
(2337);
396-

Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Çiftlik edinmeyin, dünyaya bağlanır kalırsınız."

Zühd 20;
(2329);
397-

Resulullah (sav) Elhakümü't-tekasür suresini okurken yanına geldim. Bana: "İnsanoğlu malım malım der. Halbuki ademoğlunun yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip gönderdiğinden başka kendisinin olan neyi var? Gerisini ölümle terkeder ve insanlara bırakır."

Zühd 3;
4;
(2958);
Vesaya 1;
(6;
238);
Tefsir;
Tekasür;
(3351);
398-

Resulullah (sav) şöyle söyledi: "Altına tapanlar mel'undur, gümüşe tapanlar melundur."

Zühd 42;
(2376);
399-

Resulullah (sav) bir keresinde, "Hanginiz, varisinin malını kendi malından daha çok sever?" diye sordu. Cemaat: "Ey Allah'ın Resul, içimizde, herkes kendi malını varisinin malından daha çok sever" dediler. Bunun üzerine: "Öyleyse şunu bilin: Kişinin gerçek malı hayatında gönderdiğidir. Geriye koyduğu da varislerinin malıdır."

Rikak 12;
Vesaya 1;
(6;
237-238);
400-

Hz. Muaviye (ra) bir gün Ebu Haşim İbnu Utbe'ye uğradı. Maksadı geçmiş olsun ziyaretinde bulunmaktı, çünkü Ebu Haşim hastaydı. Yanma varınca ağlar buldu. "Ey dayıcığım niye ağlıyorsun? Dayanamadığın bir ağrı veya dünyaya karşı bir hırs mı seni böyle ağlatıyor?" diye sordu. Ebu Vail: "Hayır, asla bu sebeplerle ağlamıyorum. Ne var ki, Resulullah (sav) bizden bir söz almıştı, onu tutamadım (bu sebeple ağlıyorum)" dedi. Hz. Muaviye: "Neydi o?" diye sordu. "Ben," dedi, "Resulullah (sav)'ı şöyle söylerken dinlemiştim: "Sizden birine, dünyalık olarak bir hizmetçi ve Allah yolunda cihadda kullanacağı bir binek edinecek kadar mal toplaması yeterlidir." Halbuki bugün ben kendimi bundan daha çok mal toplamış görüyorum." (Rezin merhum şu ilavede bulundu: "Ebu Haşim rahmet-i Rahman'a kavuştuğu zaman, geride bıraktığı serveti hesaplandı, hepsi otuz dirhem kadardır. - Bu ziyadenin kaynağı bulunamamıştır - )

Zühd 19;
(2328);
Zinet 119;
(8;
218-219);
Zühd 1;
(4103);