Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden kimse hamam yaptığı yere akıtmasın. Zira vesveselerin çoğu bu yüzden hasıl olur." (Ebu Davud'un rivayetinde şu ziyade var: "...sonra dönüp içinde yıkanacaktır."
Resulullah (sav)'ın karyolasının altında bulundurduğu hurma kütüğünden bir çanağı vardı. Geceleyin ona küçük abdest bozardı.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Helaya gittiğiniz vakit, (abdest bozarken) kıbleye ne önünüzü ne de arkanızı dönmeyin. Fakat yüzünüzü doğuya ve batıya dönderin." Ebu Eyyub der ki: "Şam'a gelince helaların yönlerinin hep kıble cihetine inşa edildiğini gördük. Onları (kullanırken yönünü yan çeviriyor, ayrıca Allah'tan mağfiret de diliyorduk."
İmam Malikin bir rivayeti şöyledir: "Ebu Eyyub (ra) Mısır'da iken demiştir ki: "Vallahi bu kiryas denen kenefleri nasıl kullanacağımı bilemiyorum. Zira Resulullah (sav): "Biriniz büyük veya küçük abdest bozunca kıbleye yönelmesin, arka fercini de çevirmesin." demişti."
İbnu Ömer (ra)'i devesini kıble istikametine ıhtırmış, sonra onun duldasına çömelip deveye doğru yönelerek akıtıyorken gördüm. Kendisine: "Ey Ebu Abdirrahman, bu tarz akıtmaktan nehyedilmedik mi?" dedim. "Evet, ama bundan, açık arazide nehyedildik. Seninle kıble arasında sana perde olan birşey varsa bu durumda akıtmanda bir beis yok!" dedi.
Bir ihtiyacım için, (bir gün kız kardeşim Hz.) Hafsa (ra)'nın evinin damına çıkmıştım. Resulullah (sav)'ı yüzünü Şam'a, arkasını da kıbleye çevirmiş olarak kaza-yı hacet yapıyor gördüm.
Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Abdullah anlatıyor: "Halk: "Kaza-yı hacet için çömelince ne kıbleye karşı ne de Mescid-i Aksa'ya yönelme" demektedir. Halbuki ben, bir işim için Hafsa (ra)'nın evinin damına çıkmıştım..." Gerisi aynen devam eder.
Ben Resulullah (sav) ile beraber idim. Bir kavmin küllüğüne gelince durup, ayakta küçük abdest bozdu.
Ebu Musa (ra) küçük abdest hususunda çok titiz davranır (üzerine sıçrantı değmemesi için azami gayreti gösterirdi. O kadar ki) küçük abdestini bir şişe içerisine bozar ve: "Beni İsrail'den birinin bedenine sidik değecek olsa, adam kirlenen derisini bıçakla kazırdı" derdi. (Bunu işiten) Huzeyfe (ra) dedi ki: "Arkadaşınızın titizliği bu kadar ileri götürmemesini tercih ederim. Ben, Resulullah (sav)'la bir beraberliğimizi hatırlıyorum. Beraber yürüyorduk. Derken bir kavmin bir duvar gerisindeki küllüğüne rastladık. Resulullah (sav), tıpkı sizden birinin ayakta bevletmesi gibi durup ayakta bevletti. Ben bu esnada kendilerinden uzaklaşmak istedim. Bana yakın durmamı işaret buyurdu. Geri gelip, hemen arkasmda dikilip abdestini bozuncaya kadar bekledim."
İbnu Ömer (ra)'ı ayakta bevlederken gördüm.
Ben ayakta abdest bozarken, Resulullah (sav) beni gördü ve: "Ey Ömer, ayakta akıtma" buyurdu. Ondan sonra hiç ayakta akıtmadım.
Ubeydullah, Nafi'den, o da Abdullah İbnu Ömer (ra)'den anlattığına göre, Hz. Ömer (ra): "Ben müslüman olduğum zamandan beri ayakta abdest bozmadım!" demiştir. (Tirmizi: "Bu, Hz. Ömer'den daha sıhhatli olan rivayettir. Önceki rivayet zayıftır" der. Keza ilaveten der ki: "Ayakta abdest bozma yasağı tedib içindir, tahrim için değil."Yine der ki: "İbnu Mes'ud (ra)'tan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Kişinin ayakta akıtması, nefsine karşı işlediği bir kabalıktır.")
Size kim, Resulullah (sav)'ın ayakta bevlettiğini söylerse, sakın onu tasdik etmeyin. O, daima çömelerek abdest bozardı.
Bir gün Resulullah (sav) beni, bineğinin terkine bindirdi. Bana halktan kimseye söylemiyeceğim bir sözü sır olarak söyledi. Resulullah (sav)'ın kaza-ı hacet için perdelendiği şeylerin O'na en hoş geleni ya bir tümsek veya bir hurma kümesiydi.
Resulullah (sav), elinde kalkan gibi bir şey olduğu halde bize doğru geldi ve onu yere bıraktı. Sonra onun gerisine çömelip ona doğru küçük abdest bozdu. Yanımızdakilerden biri: "(Resululah'a) bakın tıpkı kadınlar gibi abdest bozuyor" dedi. Aleyhissalatu vesselam bu sözü işitmişti: "Benİ İsrail'in arkadaşının başına geleni işitmedin mi" dedi ve devam etti: "Onlara idrar bulaşınca, bıçakla idrarın değdiği yeri kazıyorlardı. Arkadaşları onları bu tatbikattan yasakladı. Bu adam, yasaklaması sebebiyle kabrinde azaba uğradı."
Resulullah (sav)'ı işittim, şöyle demişti: "İki kişi beraberce helaya gidip, avretleri açık kaza-yı hacet ederken konuşmasınlar. Zira Allah Teala Hazretleri, bu hale gadab eder."
Resulullah (sav) kaza-yı hacette bulunmak istediği zaman yere yaklaşıncaya kadar elbisesini kaldırmazdı.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim gözüne sürme çekerse teklesin. Bu sözümü kim tutarsa işi en güzel şekilde yapmış olur, tutmayana bir mahzur yok. Kim abdest bozduktan sonra taş kullanarak temizlenirse teklesin. Kim böyle yaparsa güzel yapar, kim de yapmazsa bir mahzur yok. Kim yemek yer ve dişlerinin arasından bir şey çıkarırsa onu dışarı atsın, kim de diliyle çıkarmışsa onu yesin. Kim bu söylediğimi yaparsa güzel yapar, kim de yapmazsa bir mahzur yok. Kim helaya giderse (imkan nisbetinde) tesettürde bulunsun, (kuytu bir yer) bulamazsa, hiç olmazsa kum (taş vs.den) bir tümsek yapıp ona arkasını dönsün, zira şeytan, insanoğlunun makadlarıyla (oturak kısmıyla) oynar. Kim bunu yaparsa en güzelini yapmış olur, yapamayana bir beis yok."
Resulullah (sav) abdest bozmak isteyince hiç kimsenin göremeyeceği kadar uzaklara giderdi.
Ravi, anlattığına göre, müşrikler kendisine: "Sizin arkadaşınızın (sav) sizlere helada abdest bozmayı bile öğrettiğini görüyoruz" demişlerdir. O da onlara şöyle cevap vermiştir: "Evet, doğrudur. Resulümüz (sav), bizi sağ elimizle istinca yapmaktan nehyetti, büyük veya küçük abdest bozarken, kıbleye yönelmektende nehyetti. Abdest bozduktan sonra istinca ederken kurumuş hayvan mayısını veya kemiği kullanmamızı da nehyetti ve dedi ki: "Sizden kimse, üç taştan daha azı ile istinca etmesin."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz istincada taş kullanırsa teklesin.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz bevlederken zekerini sağ eliyle tutmasın, sağ eliyle istinca etmesin, (su içerken) kabın içine solumasın."
Resulullah (sav)'ın sağ eli, suyuna ve yiyeceği (ne değmek) içindi. Sol eli de istinca ve kirletme hasıl edecek şeyler içindi.
Hz. Osman (ra)'ı işittim. Diyordu ki: "Resulullah'a biatta kullandığım sağ elle, müslüman olduğum o günden beri zekerime hiç değmedim." Bu söz, "O, sağ eliyle hiç istincada bulunmamıştır" şeklinde tefsir edilmiştir. [Rezin tahriç etmiştir. İbnu Mace, Taharet 15. (311).]
Resulullah (sav) helaya girince yüzüğünü çıkarırdı.
Resulullah (sav) helaya girince: "Allahümme inni eüzü bike mine'l-hubsi ve'l-habais, (Ya Rabbi! Pislikten ve pislenmekten sana sığınırım) derdi.
Bir rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) buyurmuştur ki: "Şu kenefler, (cin ve şeytanların) hazır bulundukları yerlerdir. Öyleyse biriniz helaya girince: "Euzu billahi mine'l-hubsi ve'l'habais" (Pislikten ve pislenmekten Allah'a sığınırım) desin.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.