Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz namazda yellenirse derhal namazdan çıksın, abdest alsın ve namazı iade etsin."
Bir bedevi gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Bizden bir kimse çölde bulunsa, azıcık bir yel kaçırsa, suyu da az ise (ne yapmalıdır)?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Sizden biri yellenecek olursa abdest alsın. Kadınlara da arkalarından temas etmeyiniz. Bilesiniz ki Allah hakk(ın sorulması ve açıklanmasıyla ilgili hususlarda sizden) utanma talebinde bulunmaz."
Hz. Ali (ra) dedi ki: "Ben mezisi akan bir kimseydim. Bunun hükmü hususunda -kızı hanımım olması sebebiyle- Resulullah (sav)'a soramamıştım. Mikdad İbnu Esved (ra)'e söyledim, o sordu. Şu cevabı almıştık: "(Mezisi gelen kimse) zekerini yıkar ve abdest alır."
Muvatta ve Ebu Davud'un rivayetlerinde Mikdad şöyle demiştir: "Hz. Ali (ra), bana kendisi için Resulullah'tan: "Kadınına yakınlaşınca mezisi akan kimseye ne gerektiği hususunda sormamı söyledi. Ali ilaveten dedi ki: "Zira yanımda Resulullah (sav)'ın kızı var, bu sebeple bizzat sormaktan utanıyorum." Mikdad der ki: Ben bu mesele hakkında Resulullah (sav)'a sordum. Şu cevabı verdi: "Biriniz buna rastlarsa fercini su ile yıkasın. Namaz abdesti ile abdest alsın." Ebu Davud bir başka rivayette şu ziyadeyi kaydeder: "..zekerini ve iki husyesini yıkasın."
Yine Ebu Davud'un bir diğer rivayeti şöyledir: "Hz. Ali (ra) dedi ki: "Ben mezisi akan bir kimseydim, yıkanmaya başladım. (Sonunda) sırtım çatlayacak hale geldim. Durumu Resulullah (sav)'a zikrettim -veya ona zikredildi-. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Öyle yapma, (her seferinde yıkanma)! Meziyi gördün mü, zekerini yıka, sonra da namaz abdestiyle abdest al. Ancak meni atacak olursan o zaman yıkan!" buyurdular."
Ben mezi akıntısından epey bir sıkıntıda idim. Bu yüzden sık sık gusül yapıyordum. Sonunda Resulullah (sav)'a bu husustan sordum. Bana: "Meziden dolayı sana abdest kafidir!" buyurdular. "Ey Allah'ın Resulü! Elbiseye değen meziden ne yapmalıyım?" dedim. "Bir avuç su alıp, bunu, mezinin değdiğini zannettiğin yerlere serpmen sana yeterlidir." cevabını verdi.
Resulullah (sav)'dan guslü gerektiren şeyler nelerdir, sudan sonra olan sudan sordum. Şu cevabı verdi: "Bu mezidir. Her erkek mezi ifraz eder. Mezi akınca fercini ve husyelerini yıkarsın, ve namaz abdestiyle de abdest alırsın."
Ben de (meziyi), kendimden ipek ipliği gibi iner görürdüm. Öyleyse bunu sizden biri görünce (telaşlanmayıp) zekerini yıkasın ve namaz abdestiyle abdest alsın." -Burada meziyi kastetmiştir.-
Resulullah (sav) (bir keresinde) kustu ve abdest aldı." Ma'dan der ki: "Resulullah (sav)'ın azadlısı Sevban (ra)'a Şam camiinde rastladım. Bu meseleyi ona hatırlattım ve ondan (mahiyetini) sordum. Şu cevabı verdi: "Doğru söylemiş, o zaman abdest suyunu da Resulullah (sav)'ın kendilerine ben dökmüştüm."
Ömer İbnu'l-Hattab (ra)'ın hançerlendiği gece huzuruna girdi ve Ömer'i sabah namazı için uyandırdı. Ömer (ra): "Namazı terkedenin İslam'dan nasibi yoktur!" buyurdu. Sonra Ömer, yarasından kan aktığı halde namaz kıldı.
Resulullah (sav)'la birlikte Zatu'r-Rika' gazvesine çıktık. (Askerlerden) bir kişi, müşriklerden birinin hanımına temasta bulundu. Kocası da: "Muhammed'in Ashabından kan dökmeden geri dönmeyeceğine" diye yemin etti. Evinden çıkıp Resulullah (sav)'ı takibe koyuldu. Resulullah (sav) bir yerde mola verdi ve: "Kim bizi (nöbet tutup) koruyacak?" diye sordu. Muhacir ve Ensardan birer adam vazifeyi üzerlerine aldılar. Resulullah (sav) bunlara: "Şu geçidin girişini tutun (orada bekleyin)!" diye ferman buyurdu. Bu iki zat, geçidin ağzına gelince Muhacirden olanı yattı. Ensari de namaz kılmaya başladı. Derken takipçi adam da oraya geldi. (Namazdaki nöbetçinin) siluetini görünce anladı ki, bu askerlerin koruyucusudur, derhal bir ok attı ve ok, eliyle koymuşcasına hedefini buldu. Ensari oku çıkanp (namazına devam etti). Müşrik (isabet ettiremedim düşüncesiyle atmaya devam etti.) Öyle ki üçüncü okunu da attı. Enseri de (yaraya aldırmadan) aynı şekilde namazına devam etti. Bir müddet sonra arkadaşı uyandı. (Müşrik bunların iki kişi olduğunu görünce) yerinin farkına vardıklarını anladı ve kaçtı. Muhacirden olan zat, Ensari arkadaşındaki kanı görünce: "Sübhanallah! Sana ilk oku atınca beni niye uyandırmadın?" diye sordu. Arkadaşı: "Öyle bir sure okuyordum ki, kesmek istemedim" diye cevapladı.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.