Resulullah (sav)'ın, oğlu sebebiyle babaya kısas uyguladığına, fakat oğluna, babası sebebiyle, kısas uygulamadığına şahid oldum.
Babamla birlikte Resulullah (sav)'a gittik. Resulullah (sav) babama: "Bu, oğlun mu?" diye sordu. Babam: "Ka'be'nin Rabbine yemin olsun oğlum!" dedi. Resulullah tekrar: "Hakikaten mı?" buyurdular. Babam: "Şehadet ederim oğlumdur!" deyince, Resulullah (sav), babamın yemini ve benim babama benzerliğimin fazlalığı sebebiyle tebessüm buyurdular ve sonra: "Bilesin! O senin cinayetinle sorumlu tutulamaz. Sen de onun cinayetinden sorumlu olmazsın" buyurdular ve şu ayeti tilavet ettiler. (Mealen): "Hiçbir günahkar, başkasının günahını yüklenmez" (Enam 164).
Bir oğlan, hile (suikast) suretiyle öldürülmüştü. Hz. Ömer (ra): "Bunun öldürülmesine San'a ahalisi iştirak etmiş olsaydı, bu tek kişi yüzünden bütün San'a ahalisini öldürürdüm!" dedi.
Bir başka rivayet: "Dört kişi bir çocuğu öldürmüştü, Hz. Ömer dedi ki..." diye başlar, yukandaki gibi devam eder.
İmam Malik anlatıyor: Hz. Ömer (ra), tek bir kişi için beş veya yedi kişiyi öldürttü. Bunlar hile ile birini öldürmüşlerdi. Hz. Ömer talimatında şunu da ilave etmişti: "Bu tek kişinin öldürülmesine bütün San'a halkı katılmış olsaydı, hepsinin öldürülmesine hükmederdim."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim kölesini öldürürse, biz de onu öldürürüz. Kim de kölesini (burnunu, kulağını keserek) sakatlarsa, biz de onun (burnunu, kulağını keserek) sakatlarız." [Nesai'nin rivayetinde şu ziyade var: "Kim kölesini iğdiş ederse, biz de onu iğdiş ederiz."]
Hz. Ali (ra)'ye: "Ey mü'minlerin emiri! Yanınızda, Kur'an'da bulunmayan yazılı bir şey var mı?" diye sormuştum. Şöyle cevap verdi: "Hayır! Daneyi yar(ıp ondan filizi çıkar)an ve insanı yaratan Zata kasem olsun! Bildiğim şeyler, Allah'ın, Kur'an'da olanı anlamak üzere kişiye verdiği anlayış ve bir de şu sahifede bulunanlardır. "Pekiyi bu sahifede ne var?" dedim. "Diyetle ilgili ahkam), esirlerin hürriyete kavuşturulması (ile ilgili tavsiye ve teşvik), kafir mukabilinde Müslümanın öldürülmeyeceği!" cevabını verdi.
Ben ve el-Eşter en-Nehai, Hz. Ali (ra)'nin yanına gittik. Kendisine; "Resulullah (sav), bütün insanlara şamil olmayan hususi bir talimde bulundu mu?" dedik. Bize: "Hayır! Ama şu sahifede bulunanlar var!" dedi ve kılıncının kabzasından bir sahife çıkardı, içerisinde şunlar vardı: "Mü'minlerin kanı eşittir. Onlar kendilerinden başkalarına karşı tek bir el gibidirler. Onlar içlerinden en adilerinin verdiği emana uyarlar. Haberiniz olsun: Mü'min, kafir mukabilinde öldürülmez; ahd (antlaşma) sahibi de anlaşma müddeti esnasında (küfrü sebebiyle) öldürülmez. Kim bir cinayet işlerse sorumluluğu kendine aittir (başkasını ilzam etmez). Kim bir cinayet işler veya caniyi himaye ederse, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun!"
Mervan, Hz. Muaviye İbnu Ebi Süfyan (ra)'a: "Kendisine bir adamı öldürmüş olan bir deliyi getirdiklerini" yazarak hükmünü sormuştu, şu cevabı aldı: "Onu hapset, kısas yapma, çünkü deliye kısas yoktur."
İmam Malik'e ulaştığına göre, Mervan, Hz. Muaviye (ra)'ye yazarak: "Kendisine adam öldüren bir sarhoş getirildiğini" bildirir ve hükmünü sorar. Hz. Muaviye: "Onu öldür (kısas uygula)!" cevabını verir.
Bir Yahudi kadın Resulullah (sav)'a şetimde bulunuyor, hakaretler ediyordu. Bir adam onu boğarak öldürdü. Resulullah (sav) kadının kanını batıl kıldı.
Ama, yani gözleri kör bir zat, ümmü veled olan cariyesini, Resulullah (sav)'a şetmettiği için öldürdü. Resulullah (sav) cariyenin kanını heder addetti."
Ensardan bir grup insan gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Şunlar Beni Sa'lebe İbnu Yerbu'dur. Cahiliye devrinde falan kimseyi öldürdüler!" dedi. Aleyhissalatu vesselam sesini yükselterek: "Bir kimse diğerinin cinayetinden sorumlu olmaz" buyurdular.
"Ey Allah'ın Resulü; Şunlar, cahiliye devrinde falancayı öldüren Beni Sa'lebe kabilesidir. Onlardan intikamımızı alıver!" dedi. Bu söz üzerine (sav), ellerini öylesine kaldırdı ki, koltuk altlarının beyazlığını gördüm. Şöyle diyordu: "Anne çocuğu adına cinayet işlemez (cinayeti kendi adınadır)!" Resulullah bu sözü iki kere tekrar ettiler.
Şam ehlinden bir kimse, hanımının yanında bir erkek yakalamıştı. Erkeği de kadını da öldürdü. Muaviye (ra), katil hakkında hüküm vermekte zorluk içinde kaldı. Meseleyi Ali İbnu Ebi Talib'e sorması için Ebu Musa (ra)'ya yazdı. Hz. Ali (ra): "Bu benim diyarımda (İrak'ta) vaki olmayan bir hadisedir, hükmünü bana sizin söylemenizi istiyorum!" dedi. Ebu Musa (ra) da: "Bu hususta sana sormam için bana Muaviye (ra) yazmışta" dedi. Hz. Ali (ra): "Ben Ebu'l-Hasan'ım! Eğer katil dört şahid getiremezse ipiyle (maktul tarafa) verilir (kısas yapılır)" buyurdu.
Bir Yahudi, gümüş takıları için bir cariyeyi taşla öldürmüştü. Cariye Resulullah (sav)'a getirildi. Henüz canını teslim etmemişti. Kadıncağıza (birkısım isimler sayılarak): "Seni falanca mı öldürdü?" diye soruldu. Başıyla: "Hayır!" diye işaret etti. "Seni falan mı öldürdü?" diye bir başka isim zikredildi. Kadıncağız yine: "Hayır!" manasında başıyla işaret etti. Üçüncü kere sordu. Bu sefer: "Evet!" dedi ve başıyla işaret etti. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam, adamı (yakalattı, adam suçunu itiraf etti) o da iki taşla öldürdü, başını iki taş arasında ezdi."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim sahte doktorluk yapar ve kendisinden tedavi olunmazsa bu kimse (sebep olacağı neticeyi) tazmin eder."
Yahudilerden bir kadın Resulullah (sav)'a zehir katılmış bir koyun hediye etti, Resulullah (sav), (bidayette) kadına dokunmadı."
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.